En Sıcak Konular

Baykal'dan silahlarla ilgili sert suçlama!

20 Ocak 2009 16:29 tsi
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal TBMM'deki meclis grup toplantısındaki yaptığı konusmada ergenekon davasını böyle yorumladı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ergenekon soruşturmasında ele geçirilen silahlara işaret ederek, ''Silahı buldun, kendine güveniyorsan, orada kimin parmak izi varsa onu ortaya çıkar da göreyim seni'' dedi.

Baykal, partisinin TBMM Grubunda, Ergenekon davasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Davayı, ''malum dava'' olarak nitelendiren Baykal, davanın niteliğinin, ne anlama geldiğinin, giderek daha iyi ortaya çıktığını söyledi.

Baykal, davanın, çok değişik savrulmalar yaşadığını ifade ederek, Türkiye'nin saygın hukukçularının, ''Yürüyen bir dava var, bunun savcısı, hakimi var, hepimize sabır ve anlayış göstermek düşüyor, gerçek ortaya çıkar'' anlayışını geride bıraktığını belirtti. Baykal, hukukçuların, seslerini yükseltme, eleştiriler, değerlendirmeler yapma gereğini hissetmeye başladığını ifade ederek, bugün kimsenin, davanın uluslararası hukuk ve Türkiye'nin yargılama standartlarına uygun yürütüldüğünü söyleyemeyeceğini savundu. Baykal, ''Hukukun gereğinin yerine getirildiği, uluslararası hukuk standartlarının uygulandığı bir dava süreci yaşanmaktadır'' diyebilen bir tane bile ''babayiğit'' olmadığını iddia etti.

74 baronun ayağa kalkıp, ''Bizi rahatsız eden ciddi yanlışlıklar yapılıyor'' diyorsa, buna cevap vermek gerektiğini belirten Baykal, bu kişilerin, bağırlarına taş basıp, ''Hukuk ortaya çıkar, sabredelim'' diyerek, 1,5 yıl sustuklarını söyledi.

-''BURNUNU SÜRTMEK İÇİN...''-

Baykal, Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk'un, ''40 yıllık devlet yaşamımda, böyle bir iddianame görmedim'' sözlerinin, bir anlamı olup olmadığını sordu. Baykal, bir kısım liberal, demokrat aydınların, ''Burada hukuk ölçüleri ihlal ediliyor ama olsun, bu o kadar önemli değil, önemli olan sonuç, Türkiye'de bir büyük iş yapıyoruz, o kadar da hukuksuzluk oluversin''  dediğini ileri sürdü.

Gözaltıların, bir önlem olmaktan çıkıp, cezalandırma yöntemi haline geldiğini öne süren Baykal, insanların, ''burnunu sürtmek için'' gözaltına alındığı izleniminin yaygınlaştığını söyledi. Baykal, gözaltına alınanların, belli bir siyasi anlayışı temsil ettiğini ifade ederek, ''Bunun bir siyasi hesaplaşmayla ilgili olduğu kanaati toplumda yer tutmuştur. Önce insanlar alınıyor, sonra delil aranıyor. Telefon dinlemeleri gelsin, kişilerin birbiri hakkında, gizli, açık tanıkların iddiaları, ifadeleri, iftiraları ortaya dökülsün, onlardan belki bir şey çıkarırız anlayışıyla hukuk yürütülür mü?'' diye sordu.

Baykal, Türkiye'nin, böyle bir yargılamayı vicdanına sığdıramayacağını da dile getirdi.

-''SİLAH İŞİ AYRI, ERGENEKON İŞİ AYRI''-

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yeraltından silahların çıktığına işaret ederek, ''silah işi ile Ergenekon işinin'' ayrı olduğunu belirtti.

Baykal, ''Ergenekon işi, bir siyasi hedefi olan, Başbakan'ın, Cumhurbaşkanı'nın kafasında şekillenmiş, bir siyasi ithamın icabı olarak yürümekte olan bir davadır. Onun içine bir sürü konu yerleştirilmek istenmiştir ama şu ana kadar yerleştirildiğine dair somut kanaat ortaya konmamıştır'' diye konuştu.

Devlet içindeki çeteleşmenin, örgütlerin ayıklanması, teşhir edilmesi ve etkisizleştirilmesi için yapılacak her çalışmayı desteklemeye hazır olduklarını belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Silahlar çıktı. Siz, o silahlardan yola çıkarak, sanıkları yakalayın. Tiyatro sanatçılarını, magazin dünyasının şöhretlerini, gazetecileri, televizyoncuları, aydınları, profesörleri almışsınız, silaha bağlamaya çalışıyorsunuz. Silahı buldun, kendine güveniyorsan o silahtan çık, orada kimin parmak izi varsa onu ortaya çıkar da göreyim seni, çıkar onu. O silahlar oraya nasıl girdi, kime ait silahlar? TBMM, o silahlarla ilgili tabloya el atmalıdır, incelemelidir; bu konu aydınlığa kavuşturulursa çok şey olur. Silahların aydınlatılması, Susurluk'a mı, öncesine mi, özel time mi, terörle mücadeleye mi gider, bilemem. Bunu araştıralım.

1995'te Genel Başkan olduğumda, kendimi koalisyon içinde buldum. Başbakan ile 4 saat görüştüm ve sonra 'devlet kuşatma altında, Hükümet ortağı olmayı kabul etmiyoruz' diyerek, Hükümetten ayrıldık, Türkiye seçime gitti. 4-5 ay sonra da Susurluk patladı.''

-TRT'YE ELEŞTİRİ-

Baykal, iktidarın, psikolojik savaş anlayışıyla konuya yaklaştığını, olayın, hukuk süreci olarak değil, toplumu yönlendirmeye, etkilemeye yönelik psikolojik savaş anlayışı içinde ele alındığını söyledi.

Bu harekatın bir parçası olarak, devreye TRT'nin de sokulduğunu öne süren Baykal, TRT'nin davada ''Psikolojik savaşın tetikçisi kurum'' konumuna sokulduğunu iddia etti.

Tuncay Güney'in yayınlanan ifadesine işaret eden Baykal, ''İfadenin, işkence altında alındığı söyleniyor. Maşallah işkence altında alınmış bir ifade görüntüsü yok, karşısındakilere ders veren, eğiten birisi anlatıyor. Ne bir işkence emaresi, baskı duygusu... Tam tersine küstah bir anlayış içinde ona buna ders verip, ukalalık yapan anlayışta yapılmış bir çekim. Bu zatın ifadesini böyle mi aldınız?'' diye sordu.

Baykal, TRT'nin resmi bir kuruluş olduğunu, milletin vergisiyle bütçesinin oluşturulduğunu anımsatarak, o bütçede herkesin katkısı bulunduğunu ifade etti.

-''BENİ ÜZEN...''-

''TRT, kimseye küfrettirmeyecek, hakaret ettirmeyecek, kimseyi tek taraflı suçlatmayacak, aksi olursa müdahale edecek'' diyen Baykal, sözlerini şöyle tamamladı:

''Adam başlamış, önüne geleni dizmiş, söylüyor. Ciddiye alıp, dedikleriyle ilgili bir şeyler söylemem mümkün değil. Beni üzen, acı veren; Türkiye'de devletin bir kurumunun, devletin saygın olması gereken kuruluşlarının, -bu kuruşlara, yargı, savcılık, emniyet görevlileri, haberleşme kurumları, TRT de dahildir- bu adamı, ciddiye alıp, karşısında ağzı açık, bunu dinler vaziyette görmektir.

80 yıllık Türkiye, hukuku sağlam, bölgenin en güçlü ülkesi; ne hale getirdiniz. 6,5 yılık AKP iktidarı olmasıydı, bütün bunlar başımıza gelir miydi? Türkiye'yi çığırından çıkaran bunlar olmadı mı? Anayasası, kurumlar arası ilişkiler allak bullak edildi. Memleketin gerçekleri, doğruları ortadan kaldırıldı, yanlışlar, doğrunun yerine getirildi. Bu da 'değişim, yenilenme, Avrupa ile birleşiyoruz' diye konuldu. Bir baktık kendimizi, Ortadoğu bataklığında, Hamas'ın yanında buluverdik.''


Haber 7

 



Bu haber 822 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,016 µs