Obama neyi ne kadar değiştirecek?

20 Ocak 2009 09:11 tsi
Sadece ABD’nin değil, bütün dünyanın büyük umutlar bağladığı Barack Obama, bugün Washington’da görkemli bir törenle, ABD’nin 44. Başkanı olarak Beyaz Saray’daki koltuğuna oturuyor. Yeni Başkan bu beklentileri ne ölçüde yerine geti

 Sami Kohen / Milliyet

SADECE ABD’nin değil, bütün dünyanın büyük umutlar bağladığı Barack Obama, bugün Washington’da görkemli bir törenle, ABD’nin 44. Başkanı olarak Beyaz Saray’daki koltuğuna oturuyor.
Yeni Başkan bu beklentileri ne ölçüde yerine getirebilecek, yaklaşık 2 yıl süresince seçim kampanyası sırasında slogan haline gelen “Değişim” vaadini ne ölçüde gerçekleştirebilecek?
Çok hızlı ve çok köklü kararlar ve uygulamalar bekleyenler düş kırıklığına uğrayabilirler. Obama’nın elinde, ABD’nin hem iç, hem dış politikalarını hemen bir çırpıda değiştirecek bir sihirli değnek yok...
Bunu kendisi de açıkça söylüyor. Nitekim önceki gün, Washington’da düzenlenen büyük şenlikte konuşurken halkına ve dünyaya şu mesajı verdi: “Karşılaştığımız sorunların üstesinden gelmek hiç de kolay olmayacaktır. Bunun için bir ay, bir yıl veya daha fazla bir zaman gerekebilir...”
Mesele, Obama’nın bu sorunlarla ilgili kararlarının ve hareketlerinin, selefi George W. Bush’un politikalarından temelde ne kadar farklı olacağı ve ne ölçüde gerçek bir değişim ifade edeceğidir.

“Öncelikler” listesi
OBAMA, Amerikan ve dünya tarihinin en kritik bir döneminde işe başlıyor.
Gerçekten bugün gerek ABD’nin, gerek dünyanın hali, 2 yıl önce başkanlık yarışının başladığı günlere göre, çok daha kötü.
O zaman henüz ekonomik kriz patlamamıştı. Bütün dünyayı sarsan Wall Street’teki çöküş başlamamış, dev şirketler iflasın eşiğine gelmemiş, milyonlarca insan varını yoğunu kaybetmemişti...
Ortadoğu her zamanki gibi gergindi, ama Filistin yarası öylesine kanamamıştı... Afganistan’da ve Pakistan’da durum bu kadar çığırından çıkmamıştı... Rusya ile ilişkiler Soğuk Savaş’a dönüş kaygısını yaratacak derecede soğumamıştı...
Şimdi bütün bu sorunlar, Obama’nın masasında “acil çözüm” bekleyen dosyalar halinde duruyor. Tabii, Bush’un miras bıraktığı daha birçok kabarık dosya bunun cabası...
Bunların hangisi Obama’nın gözünde “öncelik” taşıyacak?
Tabii ki, Amerikan halkı için en büyük öncelik, ekonomi. Bu milyonlarca insan için hayat memat meselesi. Bunu çok iyi anlayan Obama, seçildiği 4 Kasım’dan itibaren, önceliği bu konuya vermişti zaten. Ekibini kurmuş, planlarını hazırlamış vaziyette.
Ama öyle dış meseleler de var ki, Obama’nın gündeminde öncelikler arasında mutlaka oturacak. Obama yönetimin Gazze’deki son olaylardan sonra, Filistin sorununa ivedilikle el atmaması olanaksız. Guantanamo’nun kapatılmasından Afganistan’a takviye birlik gönderilmesine kadar, daha önce angaje olduğu konuları da acele ele almaması mümkün değil.

Yeni Amerika
BU ve diğer meselelerde, herkes Obama’dan değişik politikalar bekliyor.
Bu değişikliğin derecesi ve süresi bir yana bırakılırsa, Obama’nın bu yönde daha baştan bazı adımlar atacağını söyleyebiliriz. Bu sonucu da Obama’nın kişiliğini, fikir ve inançlarını, vizyonunu ve mizacını dikkate alarak çıkarabiliriz.
Obama, ekonomik sorunları, benimsediği sosyal devlet anlayışı içinde halletmeye çalışacak... Müttefikleriyle ortak politikalar üretmeye özen gösterecek, yani Bush’un “unilateralist” çizgisinden uzaklaşacak... Anlaşmazlıkları, dost olmayan ülkelerle dahi diyalogla halletmek isteyecek... İslam dünyasıyla daha yapıcı bir ilişki içine girecek... Dünyada  son zamanlarda yaygınlaşan “çirkin Amerika” imajını düzeltmek ve kaybolan itibarı tekrar kazanmak için çaba harcayacak...
Bu arada “Obama’nın Amerika’sı”nın Türkiye ile ilişkileri nasıl olacak? Bunu da başka bir yazıda inceleyeceğiz.

Bu haber 224 defa okundu.