Ergenekonizm | " /> Ergenekonizm | "/>

En Sıcak Konular

Asıl tehlike Ergenekonizm

16 Ocak 2009 13:46 tsi
Asıl tehlike 
Ergenekonizm "Türkiye’de de Ergenekon Terör Örgütü ile birlikte, asıl mesele, demokrasiyi tehdit eden totaliter bir ideolojinin yani Ergenekonizmin varlığıdır."

"Bugün karşı karşıya olduğumuz şey, yalınız bir terör örgütü veya örgütleri olmayıp, onu da aşan ve besleyen totaliter bir ideolojinin varlığıdır."

"Türkiye’de de Ergenekon Terör Örgütü ile birlikte, asıl mesele, demokrasiyi tehdit eden totaliter bir ideolojinin yani Ergenekonizmin varlığıdır."

"Ergenekonizm ittihat ve terakki ile başlayan, günümüze kadar çeşitli zamanlarda, farklı şekillerde karşımıza çıkan çok tehlikeli bir olgudur."

"Toplumumuza yönelmiş gerçek tehdit, Ergenekon Terör örgütünden ziyade, Ergenekonizm denilen totaliter bir ideolojinin varlığıdır.

 

Nezir Akyeşilmen'in Analizi

Derin devlet, son yıllarda en çok tartışılan bir kavram olmasına ve sağda solda cephanelikler bulunmasına rağmen, çok bilinmeyenli bir denklem olarak gizemini korumaktadır.

Kimisine göre böyle bir şey yok, devletin kirli işlerini örten bir maskedir. Kimisine göre ise vardır fakat yeterince derin ve milli değildir. Niteliği yönüyle de bu kadar karmaşık bir yapı arz etmektedir. Kimisine göre devlet içinde yuvalanan bazı çetelerdir. Kimisine göre ise, yerli ve yabancı istihbarat teşkilatlarıdır. Kimisine göre ise, kökü Teşkilat-ı Mahsusa’ya hatta Hasan Sabbah’a dayanan tarihi bir oluşumdur.

Derin devletin varlığı ve niteliğinin yanında teşkilatlanması da bir o kadar gizemli ve bilinmezlerle doludur. Kimi zaman bir dernek, kimi zaman emekli bir bürokrat, kimi zaman bir avukat, kimi zaman bir parti yetkilisi ve kimi zaman da henüz reşit olmamış bir çocuk olarak karşımıza çıkar. Nitelik, nicelik ve yapı itibariyle bu kadar çeşitlilik arz eden yapı(lar)ın tek merkezden kumanda edilmesi imkânsızdır. Bu nedenle, bugün karşı karşıya olduğumuz şey, yalınız bir terör örgütü veya örgütleri olmayıp, onu da aşan ve besleyen totaliter bir ideolojinin varlığıdır.

Bu güne kadar resmî ve gayri resmi kişilerin yapmış olduğu farklı tanımlamalardan da yola çıkılarak “derin devletin” sadece bir terör örgütünden müteşekkil olmadığı rahatlıkla anlaşılmaktadır.

Demirel, 2005 yılında; “Derin devlet, sadece devletin bazı kurumlarından ibaret değil. [Bir de]  Çökme korkusu... Bu korku derin devletin kökünde yatar...” diye açıklamıştı.

Ömer Lütfü Mete, derin devlete mal edilen olayların tek merkezden yürütülmediğini iddia ederek, “Ortada komplolar var ama senaryo tek elden çıkma değil. Bir sürü küresel ve bölgesel mizansen bir tek drama merkezince tasarlanmış olamaz.” diyerek bir dizi terör örgütlerinin varlığına işaret etmiştir. 

Ümit Özdağ da “Derin devletin” ne olduğunu bu kavramı kullanan 100 kişiye sorsanız, 100 belki benzer ama farklı cevap alırsınız” ifadesiyle aslında bu yapının bir örgütü aşan bir yapı olduğunu göstermektedir.

Peki bu nasıl bir yapıdır? Nasıl çözülür ve anlaşılabilir?

Bu sorunun cevabını vermek oldukça zor olmasına rağmen, Ergenekon'u anlamak için Richard Whelan’ın “Al-Qaedaism: Threat to İslam, Threat to the World” isimli kitabından yardım alabiliriz. Kitap’ta “el-Kaide’nin değil, el-Kaideizmin” gerçek tehdit olduğu vurgulanmaktadır. Yani gerçek tehlike, modern medeniyetleri tehdit eden terörist bir gruptan ziyade, öncelikle İslam’ı tehdit eden totaliter bir ideolojinin varlığı üzerinde durulmaktadır. Türkiye’de de Ergenekon Terör Örgütü ile birlikte, asıl mesele, demokrasiyi tehdit eden totaliter bir ideolojinin yani Ergenekonizmin varlığıdır.

Ergenekonizm ittihat ve terakki ile başlayan, günümüze kadar çeşitli zamanlarda, farklı şekillerde karşımıza çıkan çok tehlikeli bir olgudur. Zira, devletin veya devlet organlarının kontrol ettiği ve yönlendirdiği bir “gladyonun”, zamanı gelince Batıda olduğu gibi, tasfiyesi ve demokrasi içinde eritilmesi mümkünken, Ergenekonizm ideolojisinden ilham alan çeşitli çete, dernek, grup ve Rüşen Çakır’ın ifadesiyle yalnız kurtlar, devletin de kontrolünün dışında olduğundan, her zaman demokrasiye ve topluma hatta devletin kendisine gerçek bir tehdit oluştururlar.

Richard Whelan’ın El—Kaideizm için yaptığı tasnif gibi, Ergenekonizm ideolojisini taşıyanları üç grupta toplamak mümkündür.

Birinci grup, resmi kişilerin tanımladıkları ve belirli bir hiyerarşi içinde olan Ergenekon Terör örgütü ve onun taşeronlarıdır.

İkinci grup, Ergenekonizmden etkilenen ve onunla aynı ideolojiyi paylaşan yasal ve yasadışı gruplar, dernekler, partiler ve yalnız kurtlardır.

Üçüncü grup ise, Ergenekonizm ideolojisine sahip fakat aktif militan olmayanlardır. Bu nedenle, Ergenekon operasyonu kapsamında göz altına alınanlar veya tutuklananların bir kısmının diğerleriyle bir ilişkisi olmayabilir. Hatta zıt cephelerde bile bulunabilirler. Fakat hepsi aynı patrona hizmet etmekte ve aynı ideolojiye, Eregenonizme inanmaktadır.

Bugün derin devletin görünen kısmı olarak karşımıza çıkan Ergenekon Terör Örgütüne yönelik toplumun farklı kesimlerinden farklı farklı seslerin yükselmesinin belki de en önemli nedeni, derin devletin bu çok kimlikli, çok boyutlu yapısı ve toplumun farklı kesimlerine farklı şekilde sızmış olmasındandır.

Zira düne kadar “çetelere geçit yok” diyen kesimler, bugün Ergenekonu koruma ve kollama faaliyetleri içinde yer almakta, kimisi avukatlığa soyunurken, kimisi başka maskelerle örgütün gerçek yüzünü gizlemeye çalışmaktadır.

Medyadan siyasete, bürokrasiden sokağa uzanan bu derin yapının lobicilikte de oldukça başarılı olduğunu son birkaç ayda müşahede ediyoruz. Yerden fışkıran cephanelikler ve çeşitli yerlerde sürdürülen suçu yer altında arama faaliyetlerine rağmen, bazı kesimler “terör örgütü” ifadesini kullanmaktan şiddetle kaçınmakta ve bu işe izin verdiği için iktidar partisini adeta aforoz etmektedir. Bütün bu çabaların altında bir suçluluk psikolojisi ve korkusu yoksa, bu durumu bilim, teori ve paradigmalarla açıklamak imkansız.

Ergenekonizm ideolojisini taşıyan grup ve kişilerde, Hasan Sabbah’ın Haşhaşiyun denilen fedailerinde olduğu gibi, öfke ve öç alma hakim bir duygudur. Bunlar hala Osmanlı döneminde, kaybedilen toprakların öfkesini taşımaktadır. Her gün okul, medya ve ev toplantılarında propagandası yapılan savaş ve tarihteki kayıplar bu öfkeyi canlı tutmakta ve Ergenekonizme  sempatizan ve fanatik yetiştirmektedir. Amaçları, toplumda İslam’ın ve batının etkisini azaltmaktır. Toplumda tek ideoloji ve manevi aracın milli semboller ve mitlerin olması gerektiğine inanırlar. Bu nedenle hem İslam’a, hem de Batıya, daha doğrusu insanlar dahil, yabancı gördükleri her şeye düşmandırlar.

Sonuç olarak, Aktif derin bir terör örgütünün – ETÖ’nün ve taşeron örgütlerin varlığı tartışma götürmez bir gerçek olmasının yanında, Ergenekonizm denen totaliter bir ideolojinin varlığı ve bu ideolojinin toplumda geniş bir hinterlanda sahip olması demokrasi ve ülke barışı için büyük bir tehdittir.

Ergenekonizm ideolojisini bu denli güçlü kılan şey, resmi ideoloji ile örtüşmesidir. Bu tehdidin giderek büyüdüğü, aktif militan sayısının arttığı ve demokrasi, toplum, insan hakları ve hatta devletin bizzat varlığını tehdit ettiği bir olgudur. Bu nedenle, toplumumuza yönelmiş gerçek tehdit, Ergenekon Terör örgütünden ziyade, Ergenekonizm denilen totaliter bir ideolojinin varlığıdır. Ve bu tehditle baş etmenin yegane yolu hukukun üstünlüğüne dayalı gerçek bir demokratik sistemden geçmektedir.

(Nezir Akyeşilmen / Stratejikboyut)



Bu haber 474 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,985 µs