"Bankalara yabancı ilgisi sürüyor"

0 0 0000 00:00 tsi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Türkiye'deki değişik sektörlere yabancı sermayenin ilgisinin devam ettiğini belirterek, “Özellikle, bankacılık sektörüne doğrudan yabancı yatırımları yöneliyor” dedi.

Şener, Ankara Ticaret Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen Ankara Sivaslı Dernekler Federasyonu Olağan Genel Kuruluna katıldı.

Şener, burada yaptığı konuşmada, federasyonun ortaya çıkışında emeği olan tüm derneklerin yöneticilerine teşekkür etti.

Dernek yöneticilerinin yapılması gereken en doğru şeyi yaptıklarını belirten Şener, “Bu önemli bir olaydır. Sivas'ın sorunları, daha özelde hükümetlerin Sivas'a neler yaptığı ya da neler yapması gerektiği hususları, hep bu çerçeve içerisinde sunulabilecek, hep bu çerçeve içinde tartışılabilecek” dedi.

Şener, bir toplumu, bireylerin ayağa kaldırabileceğini ifade ederek, bireyin, canlı ve dinamik bir arayış içinde iyiyi, doğruyu genel toplumsal kültür haline dönüştürmek için mücadele etmediği durumlarda, sadece kurumların yaptığı mücadeleyle belli bir yere varılacağına inanmadığını söyledi.

Ülke tarihine bakıldığında da bu durumun açıkça görülebileceğini ifade eden Şener, “Ne zaman millet olarak dostluğun, kardeşliğin, dayanışmanın, inanma ve güvenin yaygınlaştığı bir dönem görmüşse o dönemler hep ülkemiz ve milletimiz için parlak dönem olmuştur” diye konuştu.

Anadolu'da oluşan milli kültürün nasıl şekillendiğinin de önemli olduğunu vurgulayan Şener, 12-13. yüzyıllara göz atıldığı zaman adına toplum önderi denilen kişilerin hep dostluk, kardeşlik, sevgi çağrısı yaptığının görülmesi gerektiğini söyledi.

Şener, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Şeyh Edebali gibi toplum önderlerinin dostluk, kardeşlik ve sevgi zincirinin halkaları olduğunu ifade etti.

İnsanların birbirini anlaması için dinlemesi ve diyaloğa açık olması gerektiğini ifade eden Şener, ancak bu şekilde uzlaşmacı toplum kültürünün yerleşebileceğini ifade etti.

BANKACILIKTAKİ YABANCI YATIRIM

Şener, olağan genel kuruldan çıkışta gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
“Bankacılıkta yabancı yatırımların payının giderek artmasını nasıl yorumluyorsunuz?” sorusu üzerine Şener, Türkiye'ye yabancı sermaye girişinin son birkaç yıl içinde oldukça arttığını söyledi.

Daha önce yılda 1 milyar dolara ulaşmayan doğrudan yabancı sermaye girişinin 2005 yılı itibariyle 10 milyar doları bulduğuna dikkati çeken Şener, bu rakamın 2006 yılında ise 20 milyar dolara doğru çıkışta olduğunu ifade etti.

Türkiye'deki değişik sektörlere yabancı sermayenin ilgisinin devam ettiğini kaydeden Şener, özellikle bankacılık sektörüne doğrudan yabancı yatırımların yöneldiğinin görüldüğünü dile getirdi. Şener, şunları söyledi:
“Nitekim bankacılıktaki yabancı payı yüzde 15'i aşmıştır. Borsadaki hisse senetleriyle birlikte değerlendirilirse, borsa payıyla değerlendirilirse, bu, yüzde 30'u aşmış durumdadır. Şu anda da bazı bankalarımızla yabancı bankalar arasında ortaklık görüşmeleri yapılmış ve BDDK'nın onayını beklemektedir veya henüz BDDK'ya onaya sunulmamış olmakla birlikte yabancı bankalarla görüşen, anlaşan bankalar vardır.”

“ENGEL OLUŞTURULAMAZ”

Bu potansiyel içinde düşünüldüğünde Türk bankacılık sektöründeki yabancı sermaye payının artma eğilimini sürdürdüğünü kaydeden Şener, şöyle devam etti:
“Böyle bir durumu nasıl değerlendiriyorsunuz diye sorarsanız, şunu söyleyebiliriz: Öncelikle Türkiye'de yasal düzenleme yapılmıştır. Yabancı sermayenin önünde engel oluşturulamaz. Yani doğrudan yatırımlar, yabancı sermaye yatırımları ülkemiz açısından faydalı olarak görülmüştür. Bununla ilgili yasal güvenceler de oluşturulmuş vaziyettedir. İkincisi şu anda geldiğimiz nokta itibariyle de yabancı sermayenin bankacılık sektörüyle bağlantılı olarak herhangi bir yasaklamaya tabi tutulmasına ilişkin hükümetimizin almış olduğu karar bulunmadığı gibi bu sektör de dahil, diğer sektörlere de doğrudan yabancı yatırımların yönelmesi hükümetimiz tarafından faydalı görülmektedir. Bu süreç de bu çerçeve içerisinde değerlendirilmektedir, izlenmektedir.”

“HÜKÜMET POLİTİKASI”

Şener, “Sizin risk olarak algılayabileceğiniz bir sınır, bir oran var mı?” sorusuna ise “Risk olarak benim hangi oranı gördüğüm veya böyle bir risk oranı görüp görmediğim önemli değildir. Konu Hükümette, ekonomik kurulda değişik vesilelerle tartışılmış, müzakere edilmiştir. Bunun neticesinde de yabancı sermayeye yönelik söylediklerim, bir hükümet politikası olarak oluşmuştur” yanıtını verdi.

Bu haber 423 defa okundu.