Şok dalga: Elde var hüzün

13 Ocak 2009 18:52 tsi
'Şok’ dalganın ayrıntıları olup bitenin alelade bir soruşturma olmadığını gözler önüne seriyor. Darbe için ne zaman harekete geçilecekti? Ergenekoncuların Alevilere bitmeyen ilgisi... ‘Karargah Evleri’nde neler oluyor? Bu ara kimler n

Ergenekon soruşturmasının 10. dalgasında ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. Aksiyon dergisinin son sayısında yer alan bilgi ve iddialara göre Silivri’de tutuklu olan Ergenekon sanıkları, ağır ceza almaları olasılığı nedeniyle “bir an önce darbenin gerçekleştirilmesi” şeklinde bir beklenti içerisine girmişler.

Ergenekon’un tutuklu sanıklarında Ümit Sayın’ın "her sabah darbe haberi beklediği” Ergenekon duruşmalarında ortaya çıkmıştı. 10. dalga operasyon ve gözaltılarının yaşandığı gün Veli Küçük’ün duruşmada söz alarak “hepimiz ağlamaklı olduk” demesi, bu beklentiyi doğrulayan diğer bir gelişme olarak yorumlanabilir. . Diğer bir deyişle beklenen darbenin “darbe yemesi”nin yarattığı bir “hüzün” haliydi…

Aksiyon’da yer alan iddialara göre Ergenekon’un henüz tasfiye edilmemiş dışarıdaki örgütlenmesi, Meclis ve Cumhurbaşkanlığını basacak ve yeni bir yönetimi işbaşına getirecekti. İçerisinde cumhurbaşkanı ve başbakanın da bulunduğu kritik görevlere kimin getirileceğine ilişkin listeler de hazırlanmış. Listede önemli eski siyasetçiler, işadamları ve emekli askerlerin bulunduğu söyleniyor.

Darbe için öngörülen tarih ise 29 Mart seçimlerinin hemen öncesi veya sonrası olarak belirlenmiş. Emekli Org. Tuncer Kılınç Ankara’da, emekli Org. Kemal Yavuz ise İstanbul’da darbe eylemine girişecek kişileri eğitmekteymiş. Hemen belirtelim, darbe planlarının yapıldığı toplantıların emniyet tarafından kaydedildiği belirtiliyor.

Bu noktada Doğu Perinçek’in liderliğini yürüttüğü İP’le beraber gündeme gelen “Karargah Evleri” önem kazanıyor. Bu “karargah” evlerinde muvazzaf subaylar etkinlik yürütüyor. Son operasyonda Kayseri'de gözaltına alınan Albay Cengiz Köylü'nün muvazzaflar ile siviller arsında bağlantıyı kuran kişi olduğu tahmin ediliyor. 10. dalga operasyonlarında gözaltına alınan bütün muvazzaf askerler, “Karargah Evleri” ile bağlantılı olduğu iddia edilen isimler.

Yürütülen “darbe” faaliyetlerinde Alevi kökenli askerlerin kullanıldığı, emniyet birimlerinin ulaştığı ilginç ayrıntılardan biri. Bunun Alevi toplumuna yönelik bir hesabı yansıttığını tahmin etmek zor değil. Alevi camiasının bazı önde gelen isimlerine yönelik suikast hazırlıkları yapılmasının açığa çıkmasını da, bu kapsamda değerlendirmek gerek. “Memlekete kriz lazım” diye düşünenlerin öncelikli hedefi, hep “hassas” alanları kutuplaşmaya götürecek kirli eylemlere girişmek olmuştur. Bunu artık iyi biliyoruz…

Ergenekon tutuklularının “ağlamaklı” oluşunun sebeb-i hikmeti, bu ayrıntılarla birlikte anlamını buluyor. Zira Türkiye, darbeler konusunda Mümtaz’er Türköne’nin deyişiyle artık “geri dönülemez” bir sürece girdi ve bu doğrultuda ilerlemekte kararlı görünüyor…

Gerilim, gerginlik, kriz, kaos ve çözümsüzlükten beslenen statüko ve statükoculuk sarsılıyor. Bugünlerde siyaset, medya ve diğer alanlarda kimler “hırçın” veya ağlamaklı ise, bunun nedenini, ayakları altındaki zeminin “kazılmasına” bağlamak gerek…

Hasan Soylu www.iyibilgi.com

Bu haber 1,394 defa okundu.