Savcı Öz baskı altına alındı mı?

13 Ocak 2009 14:00 tsi
Bugün toplanan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda neler konuşuldu? İçişleri Bakanı Beşir Atalay ise yaptığı açıklamada soruşturma süreciyle ilgili nasıl bir değerlendirmede bulundu?

Ergenekon Savcısı Öz'ün görevden alınıp alınmayacağı yönündeki tartışmalar iyice yoğunlaşırken, Adalet Bakanı Şahin, bu tartışmalara son noktayı koydu.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, bugün toplanan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda neler konuşulduğunu açıkladı. Şahin, 'Gündemimizde Ergenekon davası yoktu, Rutin bir toplantıydı. Lütfen kamuoyu önünde görevlerini yapmaya çalışan arkadaşlarımızın işlerini aksatmayalım' dedi.

Şahin, "Gündemimizde ne varsa onları konuştuk. İtirazları değerlendirdik" dedi, "Ergenekon savcısının görevden alınacağı ilişkin iddilar ve operasyonların polis tarafından yönlendirildiği yönünde eleştiriler var ne diyeceksiniz" sorusuna da cevap verdi.

Şahin bir soru üzerine 'Teknik dinlemenin nasıl ve hangi kurallar dahilinde yapılacağı bellidir.' şeklinde konuştu.

Şahin: "Bunların hiç birine katılmıyorum. Emniyet güçleri savcı talimatı ile çalışır. Emniyet yargı kararı olmadan kimsenin evini arayamaz.

Kamuoyundan ve siz basın mensuplarından beklentim spekülatif haberlere itibar edilmemesidir. Lütfen hakim ve savcıları rahat bırakalım. Türkiye ortaya çıkan bulgularla önemli bir süreçten geçiyor. Lütfen bu süreci demokrasi adına bir fırsat olarak görelim.

Türkiye bir hukuk devletidir. Herşey kurallara bağlıdır. Bana şurada bir hukuksuzluk yapıldı diye bir şikayet şu ana kadar gelmedi." dedi.

Şahin, HSYK toplantısı çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

TimeTürk

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ergenekon soruşturması kapsamında ele geçirilen kroki ve dokümanlar incelendikçe yeni yerlerin varlığının ortaya çıkması halinde buraların aranabileceğini söyledi.

TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Atalay, soruşturma kapsamında Ankara'da bazı yerlerin kazılması sonucu silah ve mühimmat ele geçirildiğinin hatırlatılarak başka yerlerin kazılıp kazılmayacağı sorularına, ''Krokiler, eldeki dokümanlar incelendikçe yeni yerler çıkabilir. 'Şurada, burada var' diyebileceğimiz bir şey yok. Kazılardan çıkan mühimmat çıktıkça inceleniyor. Yeni yerler de çıkarsa, gerekirse aranabilir'' karşılığını verdi.

Yeni doküman ve krokiler olup olmadığı sorularına, ''Bilmiyorum'' karşılığını veren Atalay, bunlarla ilgili bilgisi olmadığını belirterek, ''Onları bilemeyiz. Soruşturma sürecini yürüten savcıların denetimindedir'' dedi.

İçişleri Bakanlığının konuyla ilgili başlattığı bir soruşturma olup olmadığı sorusuna karşılık Atalay, ''Burada biliyorsunuz polisler de var. Hem emekliler var hem halen görevde olanlar var. Bir emniyet müdürü, bir polis var. Onlar da şu an tutuklananlar içindedir. Hangi kurumdan olursa olsun. Böyle durumda eğer gerçekten suç işliyorsa, o konuda kurumlardan ayrı olarak o bireylerle ilgili gerekli işlemler yapılır'' diye konuştu.

YARSAV Başkanı'nın eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Atalay, ''Ben o tartışmalara girmeyeyim. Şu anda işi yürüten yargı. Konuşan da yargı mensubu. Ben onları birazcık yargının dışına çıkmış bir siyasi üslup olarak değerlendiriyorum, Başkan'ın dünkü konuşmalarını... Uygun zamanda ve zeminde konuşulabilecek çok şey olabilir. Ama şu anda yargının yürüttüğü bir iş biz de çok fazla konuşmak istemiyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.

''AYKIRI İŞLEM YAPAN OLURSA...''

Bir gazetecinin, ''Gözaltına alınanların gözaltına alınış biçimi de çok eleştiri konusu oldu? Bu konuda polis teşkilatında başlattığınız bir takım girişimler var mı?'' şeklindeki sorusuna Atalay, şu karşılığı verdi:

''Bu konuda, şu şahıs, bu şahısla ilgili değil. Genel olarak...Yakın zamanda ben bir genelge yayınladım. Hatta şimdi yanımda. 5 Aralık'ta yayınlanmış. Tamamen gözaltı süreciyle ilgilidir. Burada bütün hassasiyetlere dikkat çekiyorum; ''Soruşturma evresinin gizli olduğu daima gözönünde bulundurulacaktır. Bu nedenle soruşturma evresinde gözaltındaki bir kişinin suçlu olarak kamuoyuna duyurulmasına, basın önüne çıkarılmasına ve çıkartılmasına, kişilerin basınla sorulu cevaplı olarak görüştürülmesine, görüntülerinin alınmasına ve teşhirine sebep verilmemelidir' diye en detayına kadar iniyorum. 1,5 sayfalık bir genelgedir. Şu anda Bakanlığın internet sitesinde bulabilirsiniz. Buna aykırı işlem yapan olursa, bunlarla ilgili değerlendirme yapılır. Ben daha Perşembe günü Emniyet Genel Müdürlüğü ve Ankara Valiliğine talimat verdim. Şu anda Ankara Valiliği bu konuyla ilgili zaten inceleme başlattı. Bu konuyu ben çok önemli görüyorum.''

Kaç polisle ilgili inceleme başlatıldığı sorusu üzerine Atalay, 'Başlattılar arkadaşlar. Gözaltı süreciyle ilgili bize de bilgi gelir. Ben bunları genel anlamda söylüyorum'' dedi.

Beşir Atalay, ''Çıkarılan silah ve bombaların İstanbul Emniyeti'nde sergilenmesine ilişkin eleştirilerde bulunuldu'' denmesine, ''Ben o kısımla ilgili bir şey söylemiyorum. Şunu hepimiz iyi bilmemeliyiz; gözaltı ve bu süreç yargının elindedir ve yargının denetimindedir. Nerede ne yapılıyorsa yargının izniyledir. Bunu böyle bilmemiz lazım'' karşılığını verdi.

Bir gazetecinin ''Bu işte polislerin varlığından söz ediliyor. Bakanlık olarak genel bir inceleme yapacak mısınız?'' sorusuna Atalay, ''Gerekirse yapılır. Ama bu zaten yargının elindeki bir olay. Tabii ki her suça karışan personelle ilgili o kurum ayrıca kendisi idari işlemler yapar. Ama burada zaten tutuklandı bunlar. Şu anda sürecin içinde. Herhalde Bakanlık da rutin olarak kendisinin yapması gerekeni yapar'' diye konuştu.

''YANLIŞ ŞEYLER...''

Atalay, Eskişehir'de bir vakfın kapısına 'Ermeniler, Yahudiler giremez' pankartları açtığını ve Eskişehir Cumhuriyet Savcılığının iki gün önce konuyla ilgili soruşturma başlattığını anımsatarak, ''Bunları kabullenmek, onaylamak mümkün değil. Yanlış şeyler... Bazen tepkimizi göstereceğiz derken, haklı olduğumuz konuda bile haksız duruma düşebiliriz. Uluslararası camia açısından da yanlış şeylerdir'' dedi.

A.A.

Bu haber 503 defa okundu.