'özel durum' ! | " /> 'özel durum' ! | "/>

En Sıcak Konular

Sivil-asker ilişkisinde 'özel durum' !

12 Ocak 2009 11:01 tsi
Sivil-asker ilişkisinde 
'özel durum' ! "Türkiye daha normal, daha özgür, daha zengin, daha demokratik bir ülke olacak ama.. " Eser Karakaş, memleketin önündeki "özel durum engelleri"ni yazdı.

Eser Karakaş /Star


Bir kez daha sivil-asker ilişkisi

Sivil-asker ilişkisi’ başlıklı bugüne dek kaç yazı yazdığımı ben hatırlamıyorum. Her seferinde bu yazı umarım son olur diye bir temennim var ama bir türlü olmuyor.

Ya doğru dürüst anlatmayı beceremiyoruz ya da birileri anlamamakta ısrarlı.

Sivil-asker ilişkileri meselesi çağdaş demokratik hukuk devletlerinde çoktan aşılmış bir konu ama bizde hala gündem oluşturduğuna göre anlaşılan tekrar tekrar yazmayı sürdüreceğiz zira neresinden bakarsanız bakın konu çok önemli.

9 Ocak 2009 Cuma günü yani Ergenekon gözaltılarından sonra Yeni Şafak gazetesinde Sayın Yasin Doğan ‘sivil-asker ilişkileri’ başlıklı bir yazı yayınladı.

Sayın Yasin Doğan’ın gerçek isminin ne olduğunu çevrede herkes bildiği, Cuma günü televizyon programlarında da söylendiği için ben de burada bu konuyu yazıyorum; Yazar, Ankara’da çok önemli bir danışmanlık görevi yapıyor.

Ergenekon’un son dalgasında iki orgeneralin daha gözaltına alınması ve son bir senedir siyasal iktidar ile bazı liberal çizgide ısrarlı yazarlar arasında yaşandığı idddia edilen gerginlik ile ilgili Sayın Yasin Doğan Cuma günü Yeni Şafak’ta yayınlanan ‘Sivil-asker ilişkileri’ başlıklı yazıda şöyle diyor:

Haddizatında hiçbir iktidar, ülkesinin silahlı kuvvetlerinin yıpratılmasna göz yumamaz, haksız eleştirilere maruz kalmasına seyirci kalamaz, askerin güçten düşürülmesini demokrasinin bir gereği gibi göremez. Kurumları yıpratmama sorumluluğu, herkes için geçerlidir...........

Sorumluluk mevkiinde olmayan bazı kişiler, askerle mücadele etmeyi demokratik bir çaba gibi görebilirler. Ancak asker-sivil ilişkilerini doğru kurgulamak başka bir şeydir, askeri zafiyete düşürerek sivil iradeye alan açmaya çalışmak başka şey.............

Hükümet, son üç ayda liberal ve demokrat yazarlar tarafından askerle aynı çizgide yol aldığı, devletçi tepkiler gösterdiği iddiasıyla eleştirilmektedir. Aslında ‘askerle ilişki geliştikçe demokrasiden ve reformlardan uzaklaşılır’ düşüncesi ciddi bir yanılsamadır..............

Sayın Yasin Doğan’ın yazısı şöyle bitiyor (E.K.): Ne yargı yıpratılmalıdır, ne asker, ne de siyasi iktidar.

Sayın Yasin Doğan’ın yaptığı saptamalara katılmak kolay değildir.

Demokratik hukuk devletlerinde siyasal iktidar ya da sivil otorite ile asker ilişkileri çok nettir, kurumsal, hukuki yapı bellidir; ülke koşullarının (!!!) farklılığını, tarihi ya da başka bir şeyi bahane ederek evrensel (Batı türü demokratik hukuk devleti) farklı bir sivil-asker ilişkisini mazur göstermek kabul edilebilir bir şey değildir.

Doğrudur, siyasal iktidarlar kendilerine bağlı askeri bürokrasinin ve dahi bürokrasinin her branşının yıpratılmasına izin vermemelidirler ama bunun gerçekleşmesi için de ilgili bürokratik birimin siyasal otoriteyle, yargıyla ilişkisinin evrensel normlarda kurulu olması, mesela Çarşamba sabahı olduğu gibi bir yargı kararının uygulanabilirliği için (askeri lojmanlarda gözaltı) bürokratik birimin izninin gerekli olmaması ŞARTTIR.

Türkiye’de liberallerin çok önemli bir bölümünun derdi asla ve asla askeri yıpratmak değildir, olamaz da, Meclis’in ve Meclis içinden çıkan yürütmenin askeri bürokrasiyle ilişkisinin evrensel standartlarda yürütülmesidir.

Siyasi otoritenin en üst düzey danışmanlarının liberalleri sivil-asker ilişkilerinde aldıkları tavırdan dolayı eleştirmeden önce yargı kararlarının uygulanabilirliği için askeri bürokrasinin izninin gerektiği bir ‘lojman hukukunu’, çift başlı yargıyı, Meclis’in ve Meclis adına yetki kullanan Sayıştay’ın denetleyemediği kamu harcamalarını, MGK’nın yapısını, devlet protokolünü GÖREVLERİ GEREĞİ gündeme getirmeleri çok daha önemlidir.

Liberal düşün dünyasında en önemli kamu hizmeti güvenlik hizmetidir; bir liberalin evrensel ölçütler içinde faaliyet gösteren askerle sorunu olamaz.

Ama Avrupa Birliği sürecindeki bir ülkede bir Başbakanlık danışmanının vatandaşları ‘doğru yere davet edebilme’ cüretini gösteren askeri bürokrasiyle MUTLAKA demokratik meşruiyet adına sorunu da olmalıdır.

‘Memleketin ali menfaati’ sivil-asker ilişkilerinde ‘İNCE AYARDAN GEÇMEMEKTEDİR’.

Sivilin sivilliğini, askerin de askerliğini bilmesi yeterlidir ama bu ‘karşılıklı bilme’ evrensel (Batı) normlarında olmalıdır.

Türkiye özel bir ülke değildir; özel olan, evrensel normlar dışında olan lojman hukukudur (Çarşamba sabahı), YAŞ kararlarının yargı denetimi dışı olmasıdır, çift başlı yargıdır, MGK toplantı manzaralarıdır, devlet protokolüdür.

Bu anlamsız özel durumlar NORMALLEŞTİKÇE Türkiye de daha normal, daha özgür, daha zengin, daha demokratik bir ülke olacaktır.



Bu haber 353 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,538 µs