En Sıcak Konular

Bir gazeteci bunu yapar mı?

11 Ocak 2009 14:08 tsi
Bir gazeteci bunu yapar mı? Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak’ın bugünkü köşe yazısı baştan aşağı okunduğunda şok edecek cinsten. Çünkü Ilıcak’ın yazısı bundan tam bir ay önce kelimesi kelimesine başka bir köşede yayınlanmıştı. İyibilgi’nin merceği basının tozlu s

Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak’ın bugünkü yazısı Pazar günü için oldukça yerinde bir konuya ayrılmış. Daha önce Washington Post’ta çıkan bir habere. Haberin ne olduğunu aşağıda Ilıcak’ın kaleminden okuyacaksınız. Ancak o yazıda bir gariplik var. Çünkü o yazının bir benzerini, neredeyse aynısını, 17 Aralık’ta, yani bundan tam bir ay önce, Sabah’ın eski Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan yazmış. İki yazıyı alt alta koyduk. Aradaki “farklar ve benzerlikleri” bulmak ise size kalmış.

Nazlı Ilıcak’ın bugünkü yazısı:

Metroda bir kemancı
Soğuk bir ocak sabahı, bir adam, Washington'daki metro istasyonunda kemanla 45 dakika boyunca 6 adet Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telâşında yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip gider. Kemancının önünden geçip gidenlerin bazıları, yerdeki kaba bozuk para atar. Kimi ise, bir nebze duraklar, kemancıyı dikkatle dinler, ama saatine göz attığında geç kalmamak için yoluna devam eder. Kemancının önünde en fazla duran ve onu dikkatle dinleyen kişi ise, 3 yaşlarında bir çocuktur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen çocuk, oradan ayrılmak istemez. Annesinin zoruyla kemancıdan ayrılınca dahi, dönüp dönüp arkasına bakar. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne babaları tarafından yürümeye devam için zorlanır.
Çaldığı 45 dakika boyunca, kemancının önünde, sadece 6 kişi çok kısa süre durur, 20 kişi duraksamadan geçerek para verir. Kemancı, bu süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı sona erdirdiğinde ise, kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz. Tabii, kimse, onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell'in metrodaki minik konserinden iki gün önce, Boston'da verdiği konser biletleri, ortalama 100 dolara satılmıştı.

Yukarıda anlattığımız gerçek bir hikâyedir ve Bell'in sokak ortasında, sıradan bir kılıkla keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından, "algılama, keyif alma ve öncelikler" üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır. Sorgulanan şeyler: Sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte, güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz?
Ve kıssadan hisse: Dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup dinleyecek bir dakikamız bile yoksa başka neleri kaçırıyoruz acaba? (Fezal Has'a ve Feride Çavuşoğlu'na teşekkürler)


Ergun Babahan’ın 17 Aralık 2008’deki yazısı

Kaçırdığımız güzellikler
Aşağıda bir arkadaşımın bana gönderdiği bir mail var. Arada ilginç fotoğrafları, yazıları, düşünceleri mail yoluyla benimle de paylaşır. Dün gönderdiği mail İngilizceydi. Çevirip sizinle paylaşmak istedim:
"Soğuk bir ocak sabahı bir adam Washington D.C metro istasyonunda oturdu ve keman çalmaya başladı. 45 dakika içinde 6 Bach parçası çaldı. Sabah trafiğinin en yoğun olduğu bir saat olduğu için, bu süre zarfında istasyondan çoğu işe gitmekte olan bin kişinin geçtiği hesaplandı.
Aradan üç dakika geçtikten sonra, orta yaşlı bir adam bir müzisyenin keman çaldığını fark etti. Yürüyüşünü yavaşlatıp bir iki saniye durduktan sonra programına yetişmek için hızla yoluna devam etti.
Bir dakika sonra kemancı ilk bir dolarlık bahşişini aldı, bir kadın keman kutusuna parayı attıktan sonra hiç durmadan yürüyüp gitti.
Birkaç dakika sonra biri duvara yaslanıp kemancıyı dinlemeye başladı, ancak o adam da bir süre sonra saatine bakıp harekete geçti. İşe geç kaldığı belli oluyordu.
Kemancıya en fazla dikkatini veren 3 yaşındaki bir erkek çocuktu. Annesi onu elinden tutup sürüklemeye çalıştı ama çocuk durup kemancıya baktı. Sonunda annesi onu çok sert bir şekilde çekip yürümeye zorladı. Çocuk yürürken kafasını çevirip sürekli kemancıya baktı. Bu hareket çok sayıdaki çocuk tarafından tekrarlandı. Hiç eksiksiz bütün anne-babalar onları yürümeye zorladı.
Kemancının Bach çaldığı 45 dakika içinde sadece 6 kişi durdu ve bir süre müziği dinledi. Yaklaşık 20 kişi para verdi ama onlar da normal hızlarında yürümeye devam etti. Kemancı 32 dolar topladı. Keman çalmayı bıraktığında ortalığı sessizlik kapsadı ve kimse bunun farkına varmadı. Kimse onu alkışlamadı ve tanımadı.
Kimse kemancının, dünyanın en iyi müzisyenlerinden biri olan Joshua Bell olduğunun farkında değildi. Bell, dünyanın zor parçalarını 3.5 milyon değerindeki bir kemanla çalmıştı.
Metro istasyonunda çalmadan önce Boston'da verdiği konserin ortalama 100 dolar olan biletlerinin tamamı satılmıştı.
Bu gerçek bir öykü. Washington Post gazetesi, insanların algılama, zevk ve öncelikleri konusunda sosyal bir deneme yapmış ve Joshua Bell'den tanınmadan istasyonda keman çalmasını istemişti.
Şöyle özetleyebiliriz: Kamuya açık bir yerde ve uygun olmayan bir saatte, güzelliğin farkına varabiliyor muyuz? Durup onun tadını çıkarıyor muyuz? Yeteneği beklenmedik bir ortamda tanıyabiliyor muyuz?
Bu deneyden çıkarılacak olası bir sonuç şu olabilir:
Dünyanın en iyi müzisyenlerinden birini, dünyanın en güzel eserlerinden biri çalarken durup dinlemek için bir dakikamız yoksa, başka neler kaçırıyoruzdur acaba?"

 



Bu haber 1,929 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,932 µs