Bir Tuncer Kılınç portresi...

8 Ocak 2009 09:08 tsi
Dedikleriyle kamuoyunun zihin yalpalamasına yol açan Tuncer Kılınç, NATO'da en uzun süre görev yapan Türk paşası.

Orgeneral Tuncer Kılınç, son Ergenekon operasyonunda gözaltına alındı. Hakkında 'Ergenekon'un bir numarası' iddiası, uzun süredir dillendiriliyor, Zihni Çakır'ın Ergenekon'un bir numarasını anlattığı tarifine de bittamam uyuyor ama yazıya da geçirilmiyordu.

Ama kamuoyu, Tuncer Kılınç'ı, dış borç ödemedeki muhteşem performansı ve 'Başörtülüler bu Brüksel sokaklarını da bozmuşlar' dediği günlerden hatırlıyor, bir de Çin- Rusya- İran ve Suriye ile yapılmasını istediği ittifaktan.

Peki Tuncer Kılınç kim?

1960'ta Kara Harp Okulu'ndan, 1973'te Kara Harp Akademisi'nden mezun, NATO'da en uzun süre görev yapan Türk paşası olan Tuncer Kılınç, 1999 yılında orgeneral olduktan sonra, Üçüncü Ordu Komutanlığı, 2001 ile 2003 yılları arasında da MGK Genel Sekreterliği görevlerini üstlendi. Ve sonra da emekliye ayrıldı.

Tuncer Kılınç, MGK görevinin başında gündeme getirdiği, 'Çin, Rusya, İran ve Suriye ile ittifak kuralım' teziyle bir anda gündeme geldi. Stratejistler tarafından yakın takibe alındı, dedikleri sorgulandı.

MGK'nın gündeme getirdiği Avrupa'daki Türk derneklerini bir çatı altında toplamak fikrini takip için, Avrupa'da şehir şehir dolaştı. Almanya'da o ünlü, 'Dış borç ne ola ki?, biraz mürekkep bir de matbaa, basarsın parayı ödersin borcunu' teziyle, ekonomi çevrelerinin takibine, Brüksel STK'larını yola getirme toplantısında ise "Başörtüsü aslında dinde yoktur, Brüksel sokaklarını da bozmuşlar, bu nasıl bağnazlıktır" diye konuşunca, Müslüman çevrelerin yakın takibine girdi.

Paşa, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olmasına da eşi başörtülü olduğu için karşı çıkarken, daha önce de tekrarladığı o ünlü sözünü bir kez daha söylüyordu: "Siyaset yapmak isteyen bir kişinin eşi, türbanı çıkarmıyorsa o eşi boşamak gerekir."

Paşa gazetelerin sayfasında, en son, geçtiğimiz yıl biterken, Eskişehir'de yaptığı konuşmayla yer buldu. Konuşmasında Kılınç Paşa, "İrtica yok gibi gösteriliyor ama var" diyor ve ekliyordu: "Türkiye bugünlerde PKK sorunuyla uğraşırken irtica sorunu sanki unutturuluyor, yok gibi gösteriliyor. Ama maalesef şeklimiz değişiyor, kıyafetlerimiz değişiyor."

Paşa'nın akıllarda kalan en önemli itirafı ise birkaç sene önce Flash TV'de yaptığı açıklamaydı. YAŞzedeler sorulunca kendisine, Tuncer Kılınç, ordu adına şunları söylemişti: "Onların bir kısmını ikaz ediyoruz. İdeolojik yönde daha sonra değişen ve çok da başarılı olanlar oldu. Ama irticai düşüncelerde olanlar pek değişmiyorlar. Eşleri hakkında hiç bir şekilde onlara söz geçiremeyeceklerini söyleyenler maalesef değişmiyor. TSK'da ibadetlerini yerine getirmesine kimse mani olmaz. Ancak bir tarikat mensubu şeklinde kendini yoğun olarak dine vermiş, tesettür gibi bize ters gelen… çağdışı şahıslardır bizi ilgilendiren."

Borcu bir matbaa biraz mürekkep ile ödeme taraftarı olan Tuncer Kılınç, kendi borcu için ise TSK işlerini yapan ve usule aykırı keşif artışlarını takip ettiği bir müteahhitten borç alıyordu.

Hürriyet'in haberine göre borcu veren müteahhit, askeri savcıya şunları söylemişti: "Değerli ağabeyim Sayın Kılınç'ı ziyarete gittim. Kendisi Çayyolu'ndaki evini satıp başka bir ev almak istediğini söyledi. Evini benim almamı ya da satıp parasını vermemi istedi. Başlangıçta tereddüt ettim. Kılınç, benden 50 bin dolar borç istedi ve bunu mal beyanında bildireceğini söyledi. Ben de kendisine 150 bin dolar borç verdim. Kılınç'ın yanında çalışan yarbayın şahitliğinde tutanak tutuldu, imzalar atıldı ve parayı kendisine verdim."

Dünya Bülteni

Bu haber 5,837 defa okundu.