Türkiye’nin nükleere ihtiyacı yok

0 0 0000 00:00 tsi
Hükümet nükleer enerji santralleri kurma konusunda ısrarlı. Bunun jeopolitik olarak zorunlu olduğunu savunuyor. Elektrik konusundaki en önemli otoritelerden biri olan Elektrik Mühendisleri Odası ise tam tersini düşünüyor!

Türkiye’de nükleer enerji santrallerinin kurulması konusundaki hükümet ısrarına karşın bu alandaki uzman kurumlar tam tersini düşünüyor. Elektrik konusunda Türkiye’nin en gelişkin bilimsel verileri, birikimi ve uzman gücüne sahip olan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), kimi çevrelerin “silahlanma yarışı içerisinde jeopolitik dengeleri gözeterek Türkiye’nin de bu teknolojiye sahip olması gerektiği” yönündeki görüşlerini eleştiriyor. Hükümetin potansiyellerini değerlendirmeyerek bu teknolojiye yönelmesini de “samimiyetsiz” olarak değerlendiren EMO’nun Genel Başkanı Kemal Ulusaler kamuoyunun bu konuya sahip çıkmasını istiyor:

Türkiye'de nükleer enerji santrallerinin kurulması çabalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bugün enerji alanında kamusal sorumluluk üstlenmiş kurum ve kişiler, Enerji Bakanı, EPDK Başkanı, DSİ Genel Müdürü başta olmak üzere herkes Türkiye’nin öz kaynak potansiyelinin değerlendirilmediğini kabul etmektedir. Ayrıca yerli kaynaklara ağırlık verilmesi gerektiği söylemini her yerde duymaktayız. Bu gerçekler ortada dururken, Türkiye’de nükleer enerji santrali kurulması konusundaki çabaların “Türkiye’nin gelişme ve enerji ihtiyacı” gibi masum gerekçelerle açıklanamaz olduğu ortadadır. Bu çabalar, halkın tepkisini ve ülke ihtiyaçlarını görmezden gelmektedir.

Hükümetin bu projesi neyi amaçlamaktadır?

Enerji ihtiyacının karşılanması öncelikli olarak sunulmasına karşın, Türkiye’nin mevcut kaynak potansiyelinin değerlendirilmemiş olduğu gerçeği karşısında nükleer teknolojiye sahip olma gerekçesi ortaya konulmaktadır. Türkiye, nükleer teknolojiyi tıp başta olmak üzere çeşitli alanlarda kullanan, hatta nükleer enerji santrali konusunda deneme reaktörleri olan bir ülkedir. Nükleer silahlanma yarışı içerisinde jeopolitik dengeler gözetilerek Türkiye’nin de bu teknolojiye sahip olması gerektiği kimi çevrelerce savunulmaktadır. Nükleer teknolojiye sahip olma gerekçesi de ABD başta olmak üzere çeşitli ikili ya da uluslararası anlaşmalar gereği olanaksızdır. Bu gerçekler karşısında gerçek amacın ne olduğunu anlamak güçtür. Hükümetin nükleer enerji santralleriyle neyi amaçladığı konusundaki açıklamaları samimi değildir. En azından soru işaretleri taşımaktadır. Nükleer santral kurma girişimlerinde nükleer teknoloji sahibi firmaların lobisinin etkili olduğu bir gerçektir.

Nükleer santraller, Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınmasını nasıl etkiler?

Sürdürülebilir kalkınma için Türkiye’nin yüksek düzeylerde enerji tüketiminin zorunlu kılınması şart değildir. Artık gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen enerji tüketim miktarı değil, enerji yoğunluğu denilen bir kavram esas alınmaktadır. Bu birim üretim başına kullanılan enerji miktarı ne kadar düşükse o kadar ilerlemeden söz edildiği yeni bir dünyadır. Kaldı ki Türkiye’de sürdürülebilir kalkınmadan söz edilebilmesi için öncelikle hangi alanlarda gelişimin hedeflendiğinin ortaya konulması gerekmektedir. Buna göre de enerji ihtiyacının doğru talep tahmin modelleriyle ortaya konulması gerekir. Elbette Türkiye gelişmekte olan bir ülke olarak enerji tüketimi artacak bir ülke konumundadır. Sürdürülebilir kalkınma için enerji ihtiyacının karşılanması gerekir. Bunun ön koşulu nükleer santraller değildir. Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayabilmek için boşa akan su kaynakları, kömür rezervleri, güneş, rüzgar ve biyokütle denilen yeni gelişen teknolojiler de dikkate alındığında ciddi bir kaynağı mevcuttur.

Konunun tarafı kurumlar olarak tutumunuz nedir?

Elektrik Mühendisleri Odası, Nükleer Karşıtı Platform’un Yürütme Kurulu’nda yer almakta ve sekreterya görevini yürütmektedir. Nükleer santral kurma girişimlerini gelecek açısından sakıncalı olduğunu, öncelikle ülkenin öz kaynak potansiyelinin harekete geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda nükleer enerji santrali kurulumuna karşı çıkıyoruz.

Kamuoyuna mesajınız nedir?

Nükleer santral kurulumu ülkenin enerji politikalarından ayrı, bağımsız bir konu gibi ele alınamaz. Bugün yaratılan doğalgaz bağımlılığı nükleer santral kurulmasının gerekçesi olarak kullanılmaktadır. Özel sektöre bırakılan ancak yapılmayan yatırımlar nedeniyle yaşanan elektrik sıkıntısı da, enerjide arz güvenliği açısından nükleer santrallerin kurulma gerekçesi olarak sunulmaktadır. Bu nedenle kamuoyuna geleceklerini yakından ilgilendiren enerji alanındaki politikalara duyarlı olmaları ve enerjilerine sahip çıkmaları çağrısında bulunuyoruz. Bu politikaların ülke gerçeklerine duyarlı bir şekilde belirlenmesi durumunda, zaten nükleer enerji santrallerine de ihtiyaç kalmayacaktır.

ANF NEWS AGENCY

Bu haber 313 defa okundu.