En Sıcak Konular

Katliam Livni için !

5 Ocak 2009 10:06 tsi
Katliam Livni için ! Prof. Bülent Aras'tan İsrail'in Gazze katliamına çarpıcı analiz...

Fadime Özkan röportajı:

Prof. Aras, Gazze saldırısının ardında seçim yarışının olduğunu söylüyor

Filistin durmaksızın kanayan bir yara; 1948’den bu yana acı, haksızlık, çaresizlik, ölüm ve gözyaşı demek. Tabi vicdanı olanlar ve adalet isteyenler için. İşte İsrail bir kez daha vurdu Gazze’yi yılın son günlerinde, dünyanın gözünün içine baka baka. Dört yüzden fazla Filistinlinin canına kıydı, binlercesinin canını yaktı. Aslında hepimizin. Üstelik operasyonun devamı gelecek, haberleri geliyor sürekli.

Evet, barış için çabalar zaman zaman tavsasa da hiç kesilmedi ama neredeyse çözümsüzlüğe terk edilmiş bir sorun bu. Durumu anlamak için onlarca soru cümlesi kurulabilir ama en temel ve değişmez soru hep aynı: Neden bunca acı, ölüm, neden? Ortadoğu sorunu üzerine çalışan, konuyla ilgili ‘Filistin-İsrail Barış Süreci ve Türkiye’ ile ‘Ortadoğu ve Türkiye’ adında iki kitabı bulunan, Işık Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Aras’a sorduk, anlattı. Uluslar arası ilişkiler alanında en genç yaşta profesör olan Aras, yakında Oxford’da Türkiye kürsüsünü kuracak.

Hamas ümitsizliğin bir sonucu.

Barış için konuşsak da ölen biziz, diyorlar

İsrail Gazze’ye neden saldırdı?

Gazze’den çekildikten sonra hayal kırıklığı oluştu İsrail’de, ‘çekildik ama bunlar her fırsatta roket yapıp bize atıyor’ demeye başladılar. Hamas’ın bu denli güçlenebileceğini ummuyorlardı. İsrail, Filistin’i eliyle ikiye bölüp bir kısmını Hamas’a teslim etmiş gibi oldu. O yüzden Gazze kontrolden çıkmadan tedbir almak istiyorlardı.

İsrail’in niyeti, nihai hedefi Hamas’ı Gazze’den tamamen silmek mi?

Bence öyle. Hamas, İsrail için FKÖ’yü zayıflatan bir unsurdu ama ‘haddini aştı’. Daha da güçlenmesi İsrail için tam bir kabus.

Ama şiddetin Hamas’ı daha da güçlendirdiğini göremiyor mu? Hamas’ın FKÖ’ye rağmen kurulma güçlenme nedeni tavizsizliği zaten.

Sorunun bir müddet ötelenmesi bile mevcut İsrail siyasetinde bir kazanç. Düşmana ne kadar zarar verirseniz kárdır düşüncesi var.

20 Şubat’ta İsrail’de seçim var. Gazze operasyonu kanlı bir seçim yatırımı mı aslında?

Mevcut yönetim halka ‘güvenliğiniz için gerekirse biz de Netanyahu kadar sertleşebiliriz’ mesajı vermek istedi. İsrail çabuk lider tüketen, bir süre sonra o liderleri yeniden iş başına getirmeye çalışan bir ülke. Bu, şu an Netanyahu için geçerli. İsrail’de lider çıkarmanın iki yolu var. Ya barış vizyonuyla -Şimon Peres böyle çıkmıştı- ya da güvenlik tedbiriyle, sertlikle, savaşla. Gazze’ye saldırarak Dışişleri Bakanı Livni’yi lider yapmaya çalışıyorlar.

DOKUNAN YANIYOR

Çocukları sivilleri vurmanın nedeni iç kamuoyuna Livni’nin Netenyahu kadar sertleşebileceğini göstermek mi gerçekten?

İsrail’e sorarsanız orantısız güç kullanmıyor ama Şaron’un işbaşına geçtiği 2000’den bu yana daha az hesap verme, dünyaya aldırış etmeme düşüncesi var. ‘6 milyon insan ölürken dünya kılını kıpırdatmadı, kendi sorunumuzu kendimiz çözeceğiz, İsrail’in dünyaya borcu yok’ psikolojisiyle hareket ediyorlar.

İsrail yaptırımı olan bir baskı görmüyor ki zaten. BM kınayamıyor bile!

Uluslararası sistemin hassas olduğu bir konu çünkü. Dokunmak bile tarihi arka planı, psikolojik algıları harekete geçiriyor. Sizi Holocaust suçlusu, onların acısını anlamama durumuna düşürüyor. Yani yine İsrail lehine bir tepkiye dönüşüyor.

Bunca acı çekmiş bir toplumun aynı acıyı bir başka topluma acımasızca yaşatması çok şaşırtıcı?

Oradaki psikolojik ortam bunu anlamaya müsait değil. Bir yanda; tarih boyu saldırılarla, yok edilmeyle karşı karşıya kalmış, kendine yurt arayan bir topluluk var. Öte yanda hiçbir şekilde sorumlu olmadığı bir suçun yükünü taşımak zorunda kalan Filistinliler. Bu iki psikoloji çok etkili, savaş ortamında empati kurmak da zordur. Savaş iki tarafı da yabancılaştırıyor. Araplar ve İsrailliler 50 sene öncesine göre birbirlerini daha az tanıyorlar. İşin içine Kudüs girince dünyanın 3’te 2’si hassaslaşıyor, soruna objektif bakmak güçleşiyor. Tarihin yükü de var, Haçlı savaşları gibi... Sorunun yumak haline gelmesinde bütün bunların da etkisi var.

İsrail halkı ne düşünüyor, hissediyor peki?

İnsani dram karşısında empati kuruyor, savaş istemiyorlar fakat savaşsızlık halinin nasıl olacağını da bilemiyorlar. Tehdit algısından etkileniyorlar. Kontrol noktalarında Filistinlilerin geçişini kolaylaştırmak için kurulan dernekler var. İsrail siyasetinin çok çabuk lider harcamasının bir nedeni de bu ama İsrail siyasi eliti ‘acaba halk bizden farklı bir şey mi istiyor’ diyemiyor.

FİLİSTİNLİLERİN BİLİNCİ YARALI

Filistinlilerin ruh hali nasıl? 1948’den beri dünya baktı, onlar acı ve haksızlık yaşadılar. Var kalmaya çalıştıkça bölündüler, bölündükçe öldüler. Nasıl bir bilinç işliyor Filistin’de?

Dünyanın en depresif tarihidir Filistin tarihi. Bu kadar acı talihsizlik haksızlık göç ölümler ayrılıklar.. Bütün travmaları barındırıyor. Gündelik hayat da sürdürülemiyor. Bu bilinç yaralanmasının sonucu da; ciddi anlamda bir İsrail karşıtlığı ve varolma mücadelesi. Evinizi yurdunuzu sevdiklerinizi kaybetmiş, küçücük bir toprakta dünyanın en kalabalık nüfusu olarak yaşıyorsunuz ve dünya sizi potansiyel terörist olarak algılıyor. Üstelik çıkış yolu da yok.

Hamas ne ifade ediyor Filistinliler için?

Hamas Filistinliler’in ümitsizliğinin sonucu. 90’larda İzak Rabin’in suikaste kurban gitmesi, barış sürecinin askıya alınması, 2. intifadanın başlamasıyla tabanını genişletti, belirleyici oldu. 2000’lere dek süren diplomasi Hamas ile sıfırlandı. Çünkü Hamas’ın temel algısı; ‘ne kadar konuşsak da kaybeden Filistin oluyor’. Sokaktaki Filistinli de görüşmelerin, sözde kazanımların hayatına yansımadığını görünce Hamas çizgisine geldi. Hamas FKÖ’nün yapamadığını yaptı, halkın sorunlarını çözdü. FKÖ ile ilgili yolsuzluk iddiaları da etkili oldu Hamas’ın güçlenmesinde.

Hamas’ın FKÖ gibi diplomasi tecrübesi oluştu mu peki bu sürede?

Hayır, açmazı da bu. Bireysel mücadeleden diplomasi yürütebilecek, etkili olabilecek örgütsel bir yapıya, devlet adamlığına geçemediler. Gerçi ortam da izin etmedi. Hamas’ın meşru yönetimi reddedildi, bakanları hapislere atıldı ve sonuçta Gazze ve Fetihistan gibi ikili yapı çıktı ortaya.

Dram trajediye dönüşüyor

İsrail’in uygun bir bölgesel ve uluslar arası ortam bulduğu gerçeğini ve kararlılıkla Hamas’ın üzerine gideceği açıklamalarına bakıldığındaÑyine de tepkileri izlemek için bir hafta kadar bekledikten sonra-beklenen gerçekleşti. Gazze’ye kara harekátı başlattı. Gazze’deki insani dramı bir trajediye dönüştürecek bu harekátın kısa süreli olma ihtimali yok. İki haftayı geçecek bir kara operasyonunun oluşturacağı insani kıyımı hayal etmesi bile zordur. İsrail için Lübnan’da Hizbullah’a karşı uğradığı hezimetin rövanşını almayı ve Hamas’ı saf dışı etmeyi hedefliyor. Ancak bu saldırılar Filistin topraklarının her metrekaresinde Filistin’e karşı algılanıyor. Daha geniş bağlamda sokaklara bakıldığı zaman Müslüman ülkelerden Batı’ya sarkan tepkilerde geniş kesimler bu saldırıyı kendilerine yapılmış gibi algılıyorlar. Böylesi bir ortamda Gazze’ye yapılan saldırıdan bir zafer çıkacağını öngörmek zor. Bu kara harekátı uzun dönemde bölgesel ve küresel ölçekte İsrail karşıtlığını doğurmak ve barışı belirsiz bir geleceğe ertelemenin ötesinde bir sonuç doğurmayacaktır.

Obama maça 3-0 yenik başlayacak

Bölgedeki seçimlerin domino etkisi yapacağına dikkat çeken Prof. Bülent Aras ‘Obama Hamas’ı muhatap almazsa çözüm 10 yıl ertelenir’ diyor.

Yeni bir barış sürecinin başlaması için ne kadar vakte ihtiyaç var?

2009’da peş peşe seçimler var, hepsi irtibatlı. Gazze’nin vurulması İsrail seçimlerini, İsrail seçimleri Filistin’i, o da büyük ihtimalle Lübnan seçimlerini etkileyecek. Birini kaybetmek hepsini kaybetme ihtimali demek. İsrail güç kullanarak kaybetme politikasını seçmiş görünüyor, bu riski göze alıyor. Ciddi bir Amerikan müdahalesi ya da İsrail iç siyasetinde bir dönüşüm olmazsa, çözüm en az 10 yıl ileri atılmış demektir.

İsrail aslında barış istemiyor, Nil’den Fırat’a kadar bir İsrail kurulana dek süreç aynen devam edecek deniyor?

İsrail’i yönetenler söylemiyor ama bunu dile getiren, çaba harcayan gruplar var. İsrail, güvenliğini sağlayacak kadar güçlü ve bu coğrafyada mümkün olan en az yere dokunarak var olmak istiyor.

Kendini yalıtmak istiyor yani!

Şaron’un ördüğü duvarların anlamı da o. Bu yolla barışı sağlayabileceğini zannediyor. Oysa tarih bize o duvarların yapanların üzerine çöktüğünü gösteriyor.

Ortadoğu söylemiyle İsrail’in canını sıkan Obama koltuğa 20 Ocak’ta oturacak. İsrail’in ki bir el çabukluğu mu?

İki başkanlı boşluğu kullandı İsrail. Obama Afganistan ve Irak nedeniyle maça zaten 2-0 başlayacaktı, şimdi 3-0 oldu. Golün geldiği de görülüyordu çünkü Oslo’dan sonra inisiyatifi kaybetti ABD. FKÖ’den Hamas’a geçişi fark edemedi, resmin dışına düştü. Sorunun evvelinden bugüne en taraflı durumda olmasının sebebi de bu. Böyle bir aktörün barış üretmesi zor. Zaten bölgede ciddi bir imaj kaybı var.

Obama bu resmi değiştiremez mi, hiç mi umut etmeyelim?

Filistin siyasetine bakışta Hamas’ı muhatap almak gibi ciddi bir değişiklik olmazsa Obama’nın bir şey yapması zor. Seçimlerde en fazla oyu Hamas alacak ve yine Avrupa, ABD Hamas ile görüşmek istemeyecek, kısır döngü sürecek. Amerika, Filistin’in meşru temsilcileriyle konuşmak yerine kolay konuşabileceği muhataplar aramaktan vazgeçmeli.

Dünyanın derin sessizliği

Prof. Aras: ‘Dünyada 1991’den beri süren derin bir sessizlik var. Bosna’da, Somali’de, Ruanda’da uluslararası toplum ne kadar ses çıkardı ki! Hala soğuk savaş parametreleri ve kurumları var. BM muktedir değil ama uluslararası kamuoyunun vicdanı Filistin. Bu sesin dinlenmesi, yeni sistemin kurulması gerekiyor.’

Hamas’ı muhatap almazsa Obama’nın bölge barışı için bir şey yapması zor

Erdoğan’ın tepkisi halkın tepkisiydi

Türkiye, İsrail-Suriye görüşmelerinde inisiyatif aldı, daha önce de Hamas’ın siyasi kanadını kabul ederek risk almıştı. Taşın altına elini koyuyor ama Olmert 22 Aralık’ta Ankara’ya geldi, 5 gün sonra da İsrail Gazze’ye saldırdı. İsrail gazeteleri 18 Aralık’ta Olmert’in Gazze saldırısını onayladığını yazdı. Türk basınında da Ankara’da bunun konuşulmuş olabileceği ima edildi, böyle bir şey mümkün mü?

Mümkün değil, yorumlar çok haksız. İsrail saldırıya karar vermiş ve alt yapısını hazırlamış olabilir ama bunu konuşacağı son ülke Türkiye’dir. Fakat İsrail, Filistinlilerle olan süreçle, Suriye ve Lübnanlılarla olan süreci ayrıştırmak, Türkiye’nin Suriye barış sürecindeki aktif rolü sürsün istemiş olabilir.

Başbakanın Mahmut Abbas’tan daha çok tepki verdiği eleştirileri de yapıldı...

2000’lerde bir Türk gazeteci Arafat’a, ‘sorun nasıl çözülür’ diye soruyor. O da ‘Türk halkı nasıl bir çözüm istiyorsa biz de onu istiyoruz’ diyor. Çünkü halkın yüzde 95’i ‘Kudüs’ün başkent olacağı Filistin devletinin kurulmasıyla çözülür’ diyordu. Türkiye 90’lardan sonra tarihi, stratejik derinliğini kavradı. Bölgede 4 yüzyıl sürmüş bir Osmanlı barışı var. Kudüs’ün tapu kayıtları hálá İstanbul’dayken Kudüs’le irtibatsızlıktan bahsedemezsiniz. Sokaktaki vatandaş meseleyle ilgili ve tavır alınmasını istiyor. Çözümde Türkiye’nin etkili olabileceğini düşünüyor. Araplardaki o çaresizlik yok Türkiye’de, aksine özgüven var.

Başbakan’ın tepkisi halka paralel yani..

Hem öyle hem de Başbakan’ın tepkisi demokratik bir tepkiydi ve çok anlamlıydı. İsrail’de de ciddi bir karşılık buldu.

İsrail, Türkiye’den asla vazgeçemez

Başbakan görüşmeler yaptı, temaslar sürüyor. Türkiye barışta etkili olabilir mi?

Türkiye Suriye-İsrail arasında da önemli şeyler yaptı. İki ülkeyi dolaylı da olsa bir araya getirmeyi kimse başaramamıştı, Türkiye bunu öz güveni, tarihi, ince diplomasisiyle yürüttü. Devamı bölgenin menfaatine. Gazze’de yapılması gereken önce ateşkesin sağlanması ve tarafların en azından bir süre birbirine değmemesinin sağlanması. Filistin ve İsrail üzerinde iki farklı baskının oluşması lazım. Hamas’ı ikna etmek de zor çünkü sokağa çıkınca ölenleri feryatları duyup da bir şey yapmamak zordur. Türkiye’yi kaybetmenin maliyeti İsrail için çok yüksek. İsrail bunu göze alamaz, Başbakan da bunu biliyor, o yüzden sert ifadelerde bulunuyor. Zira İsrail bölgede Hindistan ve Türkiye’yi asla göz ardı edemez.

Resimde Mısır ve İran da olmalı


Mısır denklemde nerede? Saldırı öncesi etkin değildi, ağır ambargoya rağmen sınırını açmadı. Hamas-Müslüman Kardeşler yakınlığından mı korkuyor?

Mısır dahil Arapların FKÖ’ye karşı Hamas’ı, Hamas’a karşı FKÖ’yü desteklemekten vazgeçmesi, sorunu genel çerçevede anlaması lazım. Türkiye Hamas’ın sistem içine sokularak muhatap alınacak bir Filistin yönetimine dönüşmesini sağlamaya çalışıyor. Mısır yardımcı olmasa da mani olmamalı, sınırı çok önemli. O yüzden devrede olmalı, yoksa sorun çıkarır.

Ya İran, Hamas’ı kışkırtıp uluslararası dikkati kendinden Filistin’e mi çekti?

Bu kısmen doğru, Arapların sorunu iyi yönetememesi İran’ın bölgede etkili olmasına yol açtı. Hem Lübnan’da hem Filistin’de çok etkili İran. Türkiye İran’a karşı yapıcı siyasetle Şii-Sünni gerilimini önlüyor. İran’ın dikkate alınması, kontrol edilmesi gerektiğini iyi biliyor. Mısır gibi İran’ı da devre dışı bırakamazsınız. O yüzden Ahmedinejad ile görüşüldü ve ‘mesafeli olmak, ateşkes ve seçimlerin sağlıklı yapılması herkesin çıkarına’ mesajı verildi.

star

 



Bu haber 1,949 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,934 µs