çıkmaz labirent | " /> çıkmaz labirent | "/>

En Sıcak Konular

Rusya, İran ve Türkiye: çıkmaz labirent

2 Ocak 2009 10:54 tsi
Rusya, İran ve Türkiye: çıkmaz labirent 2009'un yeni bulmacası: Rusya en büyük gaz tedarikçisi. Avrupa Birliği en büyük alıcısı. Avrupa bu tekeli kırmak için İran gazına göz kırpıyor. Rusya ise olumsuz. Ortada Türkiye. Labirentin çıkışını bulun.

Eser Karakaş / Star

Bir gaz hikayesi ve AB

2009 umarım hepimiz için çok iyi geçer. 2009’da siyaset için en büyük kişisel beklentim, temennim AB sürecinin tekrar canlanması.

2008 senesinin son gününde Cumhurbaşkanımız Sayın Gül’ün Ulusal Programı onaylaması ile birlikte uzun bir süredir yaprağın kımıldamadığı AB meselesi anlaşılan 2009 senesinde yine tartışılacak.

Bu sütunda Türkiye’nin AB sürecinin ülkemizini gelceği için ne kadar önemli olduğu meselesini defalarca yazdım, bugün bu konuya tekrar girmek istemiyorum; zaten Ulusal Program meselesini önümüzdeki aylarda uzun uzun tartışacağız.

İçinden geçtiğimiz küresel kriz ortamında Türkiye’nin AB meselesini Ulusal Program’ın gereklerinin yanısıra başka dengeler üzerinden de konuşmak şart.

Son günlerde elimde ‘Gazprom: Rusya’nın silahı’ isimli, iki rus gazetecinin, Valery Paniouchkine ve Mikhail Zygar’ın yazdıkları bir kitap var; doğrusu kitaptan çok şey öğreniyorum.

Türkiye’nin AB meselesini bu kitapta yazılanlar üzerinden de düşünmek kanımca bugün için çok önemli.

Rusya bugün dünyanın en büyük doğalgaz üreticisi; Avrasya’da adeta tekel konumunda.

Rusya’nın yani Gazprom devlet şirketinin en büyük alıcısı ise hiç kuşkusuz AB üyesi ülkeler.

Ortada iktisatçılar için ilginç bir denge, isterseniz ilginç bir oyun teorisi örneği var; Rusya iktisadi tabirle doğalgaz üretemi ve tedarikinde tekel, monopol durumunda, AB ise Rusya’nın ürettiği doğalgazın en büyük alıcısı, iktisadi tabiriyle monopsonu durumunda.

Doğal olarak bu coğrafyada Rusya dışında başka doğalgaz üreticileri de, AB üyesi ülkeler dışında başka doğalgaz tüketicileri de mevcut ama bu üretim ve tüketim düzeyleri toplam içinde o kadar küçük yerler alıyorlar ki, Rusya’nın monopol, AB’nin monopson durumlarını bu küçük üretici ve tüketiciler değiştiremiyorlar.

Aslında hem Rusya hem de AB bu mevcut durumdan pek memnun değil; Rusya sadece AB pazarına bağımlı olmak istemiyor, AB üyesi ülkeler de Rusya Gazprom şirketine.

AB’nin Cezayir ve Kuzey Denizi üzerinden sağladığı doğalgaz var ama bu kaynaklar hem çok sınırlı, hem de çok pahalı.

AB için yakın gelecekte Rusya doğalgazına ciddi alternatif oluşturabilecek tek kaynak İran doğalgazı; bu gazın da Nabucco adı verilen projeyle Türkiye üzerinden AB’ye akması ihtimali çok güçlü.

Rusya da Gazprom şirketinin gücü kırılmasın diye bu projeyi aksatmak için elinden geleni yapıyor, bu da normal.

AB üyesi ülkeler Gazprom’a alternatif olarak alternatif enerji kaynaklarını üretmek de istiyorlar ama küresel kriz ortamında petrol fiyatının varil başına elli doların altına düşmesi bu arayışları şimdilik anlamsız, verimsiz kılıyor; petrol fiyatları yeniden 150 dolara tırmanırsa, yani küresel kriz etkisini tümüyle yitirirse yeniden böyle bir arayış gündeme gelebilir ama bu konu anlaşılan bugünün konusu pek değil artık.

Elimizde Nabucco doğalgaz hattı projesi çerçevesinde çok bilinmeyenli bir denklem var; Türkiye’nin AB tam üyelik perspektifinde bu avantajını çok hızlı ve akıllı bir biçimde kullanması gerekiyor.

Dünyanın iki süper gücü ABD ve Rusya’nın Nabucco projesine bakışları çok önemli; ABD İran’ın AB karşısında elini güçlendirecek bu projeye çok sevimli bakmaması normal.

Rusya’nın da Nabucco’yla birlikte doğalgaz monopol durumu sarsılabilecek; bu nedenden Rusya’nın Nabucco’nun gerçekleşmemesi için, çıkarı kısa vadede ABD ile örtüşüyor.

Rusya ve İran’ın bir dizi nedenden siyasal bir yakınlaşması da söz konusu ama öte yandan da İran ekonomik gelişmesi için AB doğalgaz pazarına girmek istiyor.

Ulusal Program AB tam üyelik perspektifi için çok önemli; ancak, Ulusal Program gereklerinin yerine getirilmesi en çok Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının yaşam kalitesinin yükselmesi için önemli.

Benim çok net iddiam Ulusal Program’da yeralan her ama her konunun yurttaşlarımız için çok olumlu hatta refah artışı için şart olduğu.

Ancak, doğalgaz (Nabucco) meselesi de en azından Ulusal Program kadar AB tam üyelik perspektifinde önemli.

Türkiye, Ulusal Program gereklerini vakit yitirmeden yerine getirmeli, Kıbrıs Cumhuriyeti ile gümrük birliği kararının gereklerini de yapmalı ama aynı zamanda Nabucco meselesinde çok taraflı bir de diplomasi uygulamalı.



Bu haber 691 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,296 µs