iyibilgi analiz" /> iyibilgi analiz"/>

En Sıcak Konular

Medya Müslüman-Sol ile çomak sokuyor!

0 0 0000 00:00 tsi
Medya Müslüman-Sol ile çomak sokuyor! Siyaset, yelpazedeki tıkanıklığı aşacak bir formülle tanışırken, basın bu siyasi oluşuma isim verdi. Ertuğrul Günay ve Mehmet Bekaroğlu kendilerini bu şekilde tanımlamasa da basının dediği dedik: Müslüman sol! iyibilgi analiz

CHP eski Genel Sekreteri Ertuğrul Günay ve Saadet Partisi eski Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, Türkiye'de ayrışmaları ortadan kaldırcak yeni bir siyasi hareketin ilk adımlarını atıyor. Henüz kuruluş aşamasında olan bu oluşum, kurucu ekibin geçmişinden de anlaşılaşacağı üzere, Türkiye'de kriz noktaları oluşturan ve gittikçe topluma yayılan "suni ayrışmaları" ortadan kaldıracak mahiyette. En azından söylemlerini "ideolojik" ayrımlardan uzak tutan ikili, Türkiye'nin uzun bir süredir ihtiyaç duyduğu diyalog ortamı için fırsat yaratıyor.

Gelin görün ki ikilinin girişimi basın tarafından tanımlandı bile. Bekaroğlu ve Günay'ın siyasi çabalarını köşelerine taşıyan gazeteciler, hareketi Müslüman-Sol olarak tanımlıyor. Elbette ikili hakkında görüş beyan eden herkes olumlu yaklaşıyor. Zira hareketin çıkış amacı öylesine olumlu ki kimse kalkıp da "bu ne" diyemiyor.

Açıktan eleştiri yapılamayabilir. Ancak basın dünyasında hareket için öylesi bir tanımlama yapıldı ki ikilinin çıkışına ters bir söylem içeriyor.

“Müslüman-Sol” deyimi, biri “Sol”, diğeri “İslamcı” kökenden gelen iki düşünen adamın bir araya gelmesi üzerine basın organlarında tercih edilen ifade yaklaşımının ürünü. Yoksa hem sevgili Ertuğrul GÜNAY, hem değerli Mehmet BEKAROĞLU, her iki tabirden de gocunmuyorlar ama temsil ettikleri simgelere de yeni anlayış ve yorumlar katıyorlar. “Sol” ve solculuk adına yapılan yanlışlarla “İslamcılık” adına yapılan yanlışlara işaret ederken, başlattıkları hareketin tarifini ve çerçevesini de veriyorlar.

Hareket tamamen yeni ve samimi olduğu için halk nezdinde teveccüh görmeye aday. Ancak tanımlama eski kavramlarla yapılınca toplum nezdinde "eski tartışmaları" anımsatıyor. Dolayısıyla eğer gerçekleşirse uygulama açısından da Türkiye'de bir ilk olacak olan hareketin yoluna, "eski kavramlardan örülü" bir set çekiliyor.

Diğer bir deyişle ikilinin önderliğinde gelişen hareket eski kavramlarla açıklanacak cinsten değil. Yeni hareketin ilkeleri uzun zamandır tabanda tartışılan ancak siyasi partilerin sahiplenmediği ilkeler... İşte onlardan birkaçı:

“Yoksul Türk köylüleriyle yoksul Kürt köylüleri; İnançlı Sünnilerle inançlı Aleviler; başörtülü orta sınıf kızlarla başı açık orta ve alt gelir gruplarındaki çocuklar; İmam-Hatip Liselerinin kapılarında eğitimin sıkıntılarını yaşayanlarla Anadolu’daki düz liselerde eğitimin kalitesizliğinin sancısını çekenlerin dert ve sorunları ortaktır”.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın hemen başında (2’inci madde) “Sosyal Devlet” ilkesine yer verilmiştir. Sosyal Devlet, sosyal siyaset üreten devlettir.

“Sosyal siyaset”, toplumun dinî ve millî değerleriyle irtibatlı; sosyal adaleti, toplu barışı hedef alan siyaset demektir.

“Sosyal ahenk” de denilen sosyal siyasetin malzemesi ve odağı insandır. Konusu ve müfredatı ise toplumda görülen ekonomik, sosyal, dinî anlayış ve seviye farklılıklarının huzursuzluğa dönüşmesini önleyici tedbirlerin alınmasıdır.

Sosyal politikalar üretilirken, bu politikaların toplum tarafından benimsenmesi için toplumun temel manevi değerlerinden yararlanılması zorunluluğu, sosyal siyaset politikalarının doğal gerekçeleridir.

Mehmet BEKÂROĞLU, “Bu ülkede sosyal devlet, daha tesis edilmeden katlediliyor” derken bunu kastediyor olmalı!.

Bizde devlet politikaları, toplumun ortak kabulü üzerine değil, kendilerini “Devlet” yerine koyan politikacı; bürokrat; yüksek yargı mensubu ve onlarla irtibatlı bazı basın erbabının kendi ideolojik tercihlerini, devletin tercihi yerine koyarak arz-ı siyaset ettikleri sun’i zemin üzerine oturur. Sosyal/siyasî kesimler arasında bir türlü durulmayan gerginliklerin sebebi budur.

“Devlet”, çağdaşlık ve Laiklik adına Dinin; “Din” adına Devlet’in üzerine olumsuz göndermeler ve tavırlar, sosyal bütünlüğümüzü bozan en onmaz hastalığımız haline gelmiştir.

Bu olumsuzluğun faturası ne “Din”e, ne “Devlet” şahs-ı manevisine kesilmelidir. Zira “Din-Devlet” ilişkilerinde görülen bulanıklık ve kaos, bu iki değerin müfredatından, fonksiyonlarından ve öğretilerinden değil, bizim bu değerlere yüklediğimiz sun’i rolden kaynaklanmaktadır.

İleri, bütünlükçü “Devlet” anlayışı ile “İslamiyet”in evrensel mesaj ve öğretileri amaçlarda ve müfredatta buluşmakta ve örtüşmektedir. Bu, kâinatı yaratan gücün ilahi iradesi ile o aşkın irade tarafından insana/ve insan aklına verilen misyonun buluşmasıdır.

Bu buluşmayı hayata taşımayarak, oluşturulan kümeleşmelerle bulanıklığı sürdürmek, bu değerlere olduğu kadar, toplumumuza, huzurumuza ve geleceğimize zarar vermektedir.

Mehmet BEKAROĞLU, bu yanlışlıkları topluma yukarıdan bakan, ona akıl öğreten elitist bir aydın (!) tavrın ürünü olanak görüyor ve şöyle diyor:

“ İnsanlarımız Aleviliğini, Kürtlüğünü, lâikliğini, başörtüsünü, tüm farklılıklarını ve kimliğini koruyarak bir araya gelebilecekler”.

iyibilgi.com



Bu haber 343 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    3,824 µs