“Genelkurmay o devri kapattı!”

Geçtiğimiz gün Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan bir açıklama bir devrin bittiği anlamına geliyor. Her ne kadar bu önemli açıklama basında hak ettiği yeri almasa da kimi köşe yazarları açıklama ile ilgili önemli saptamalar yapıyor. Bunlardan biri de Ahmet Hakan.

Hakan’a göre, açıklama “bundan sonra yayınlanacak olan ‘üst düzey askeri yetkili’ haberlerinin tümünü geçersiz kılacak nitelikte ve bir devrin bitip, yeni bir devrin başladığına delalettir.”

Hakan haklı görünüyor. Zira, Genelkurmay Başkanlığı uzun bir zamandır çatışma gönüllülerinin hevesini kursağında bırakıyor. Kriz sevdalılarını ters köşeye yatırıyor.

Bu açıklama ile şunu açık bir biçimde dile getiriyor: Türk Silahlı Kuvvetleri devletin toprak bütünlüğünü, ulusun bağımsızlığını ve Cumhuriyetin kazanımlarını korumaya elbet devam edecektir. Ancak bu, devleti zaafa iten bir “kurumlar arası” çatışma ile olmaz. Bu yüzden Genelkurmay hiçbir kurumla çatışma içerisinde olmayacaktır!”

Bu elbette açıklama ile ima edilen! Ancak artık basının da “o kapanan devrin” farkına varması, Genelkurmay'ın çizgisini anlaması ve kendisini ona göre konumlandırması gerekiyor. Basının sorumluluğu “devlet kurumları arasındaki olası krizleri” körüklemek değil, onları yatıştırmak olmalıdır. Türkiye’nin her şeyden daha çok birlikteliğe ihtiyacı var. Bu birlikteliğin güçlenmesi için Türkiye'nin "basınına" ihtiyacı var. Bu birlikteliğin mimarı neden basın olmasın!