Üst kat komşum MİT Ajanı çıktı!

29 Aralık 2008 11:31 tsi
“Üst kat komşumuzdu. Hatta o dönemde sakıncalı bulanabileceğini düşündüğümüz bazı belgeleri onun annesine teslim etmiştik.” Bunu söyleyen yılların gazetecisi Şükran Soner. Balçiçek Pamir yazıyor...

Balçiçek Pamir / Habertürk

Bunu söyleyen yılların gazetecisi Şükran Soner.

Üst kat komşusu ise Mahir Kaynak.

Soner sendika deyince, sol deyince, Cumhuriyet Gazetesi deyince akla gelen ilk isimlerden.  Şükran Soner “Bizim 68’liler” diye bir kitap yazdı.

Bilinen olayları bir de onun gözünden okuyabilmemiz için bir fırsat.

Kitapta Mahir Kaynak tanışıklığını da anlatıyor.

“Üst kat komşumuzdu. Hatta o dönemde sakıncalı bulanabileceğini düşündüğümüz bazı belgeleri onun annesine teslim etmiştik.”

Şükran Soner ve o dönemki eşi Ahmet Ketenci evlerinden çıkmayan bu yakın arkadaşın Mit ajanı olduğunu çok sonradan öğrenmişler. Üstelik Mahir Kaynak Şükran Soner ve milletvekili eşinin çevresi, aile ilişkileri, dostlukları bir araya getirerek tarihi Madanoğlu Davası’nı oluşturmuş.

Soner “O aslında işini yapıyordu” diye anlatıyor . Biz yanıldık, biz atladık!

Düğün yemeğime çağırdım insanların, başta İlhan Selçuk olmak üzere, gizli örgüt toplantısından yargılanmalarına sebep oldum.

Şükran Soner, Mahir Kaynak’ın kaçırılan İsrail Başkonsolosu Elrom’un öldürüldüğünü herkesten önce bildiğini de kitapta anlatmış.  Aynı gün Soner’lerin evinde olan Mahir Kaynak mutfaktaki Şükran Soner’e “Televizyonu aç da Elrom’un ölüm haberini dinleyelim” diye seslenmiş.

Peki üst komşularının Mit ajanı olduğunu öğrenince Şükran Soner’in tepkisi nasıl olmuş? Hemen evden taşınmışlar, apartmanda karşılaşırlar diye…

Zaten öğrendikten sonra Mahir Kaynak ile hiç karşılaşmamış. Ama annesine demiş ki “Sizi devlet harcadı, sizi asla deşifre etmemeliydi.”

Soner diyor ki “Görevi doğrudur yanlıştır deşifre olmamalıdır” diye düşünüyordum o zaman. Sanıyordum ki bu ona ve ailesine büyük ayıp getirecek. Çocukları açısından yara olacak. Ama tam tersi oldu. Bugün kendisi uzman danışman. Tabii deneyimlerinden yararlandırıyor. En popüler açık oturumculardan biri.”

Bu hikayeyi önce kitapta okudum. Ardından Cuma günü Söz Sende’de detaylarını dinledim. “Ne acayip iş!” diyesim geldi.

Fethullah Gülen ve Galatasaray

İhsan Kalkavan Söz Sende’de konuştu, ortalık karıştı.

Malum Galatasaray takımını Fethullah Gülen”e götürme meselesi.

Faruk Süren cevap verdi.

Madem kupayı onun sayesinde aldık, Beşiktaş için de bir iyilik düşünüyor mu tadında bir cümle. Dalga geçiyor hani…

Ali Dürüst “Bunlar kahve muhabbeti” demiş, ona da çok güldüm.

Detaylara takıldık, yine olan biteni görmüyoruz.

Kimse şu sorulara cevap vermiyor örneğin.

1-Galatasaraylı futbolcular Fethullah Gülen’e gitti mi gitmedi mi?

2-Kalkavan “Neredeyse bütün takım” diyor, kimler gitti?

3-Faruk Süren ve Fatih Terim’in bu görüşmeden haber var mıydı?

4-Futbolculardaki yaygın kanı başarının Gülen sayesinde geldiği miydi? (İhsan Kalkavan, “Sadece ben değil bütün takım öyle düşünüyor” demişti.)

Bu arada dün gece Serhat Ulueren’in Kanaltürk’teki programında BJK Başkanı Yıldırım Demirören vardı. Ulueren, Kalkavan’ın iddialarını sordu. Değişik bir cevap aldı. Demirören “Kalkavan’ın beni Fethullah Gülen sempatim yüzünden BJK’ya başkan seçtirmediler. Paşalar öne gelip oturdu, ben konuşma yapılırken 10. Yıl marşı çalındı” cümlelerine bozulduğunu söyledi.

Ve ekledi:

“Bizde her zaman 10.yıl marşı çalınır!”

Hadi bakalım buradan buyurun.

Yorum sizin.

NE ÖĞRENDİM?

Zoru başarırız imkansız zaman alır

(Aslında İncil’den alıntı. Ama Yılmaz Özdil’in köşesinde görünce daha çok ilgimi çekti.)

 

Bu haber 884 defa okundu.