Şaibeli güzellik hapı

0 0 0000 00:00 tsi
Güzelleştirmek için bakım ürünü satan şirketler yeni bir alana yöneliyor; yenecek güzellik ürünleri. Peki bir şirket insanı hem çirkinleştirebilir, hem de güzellik hapı üretebilir mi?

Ülkemizde gofret, çikolata, ekmeğe sürmelik kakao kreması, mısır gevreği, hazır çorba, hazır etsuyu, bebek maması, kahve kreması (içinde krema olmayan beyaz toz) ve kahve üreten Nestle, İsviçreli bir gıda “dev”i. Bütün dünyada yaygın bir şekilde bulunuyor. Arada sırada gazetelerde çıkan “mamadan şunlar oldu”, “çikolatadan bunlar çıktı” gibi “basit” haberleri saymazsak, toplum gözünde ve de medya gözünde, sevilen, sayılan, saygı gören bir şirket...

Fakat, bu şirket, ülkemizde gördüğü saygıyı sevgiyi hak ediyor mu derseniz... Ürettiği ürünlerin içinde neler kullandığına bakmak lazım. Endüstriyel bir gıda şirketi olduğu için ürünlerinin uzun ömürlü, dayanıklı, şu, bu olması için gıda katkı maddeleri kullanıyor. Zaten bilim adamlarının onayladığı katkı maddeleri diyebilirsiniz, haklısınız... Cargill şirketiyle gündeme gelen nişasta bazlı şekerin – mısır şekerinin – alıcılarından. Soya yağı ve soya ürünleri kullanıyor. Pirinç kullanıyor. E bunlarda ne var, mısır, soya, pirinç, derseniz... Bu ürünlerin çoğunun yurtdışından, özellikle ABD’den ithal edildiğinden şüpheleniliyor. ABD dünyanın en büyük transgenik (genetiği değiştirilmiş, bizde kısaca GDO, yurtdışında GMO deniyor) gıda üreticisi. Transgenik gıdaların, alerji, kanser, bağışıklık sistemi rahatsızlıklarına sebep olarak insanlığın kabusu olmasından korkuluyor. Bu şirket, hiç söylemeye gerek yok, ürünlerinde sentetik parfümler (aroma deniyor sektör jargonunda) ve gıda boyalarını da tabii ki kullanıyor.

Sayılan bu malzemelerin her biri, sağlık alanında tarafsız bir bakış açısıyla çalışan tüm doktorların “uzak durun” dedikleri şeyler. Diyabet, kalp, kanser, diş çürükleri gibi çoğu rahatsızlığın yediklerimizden kaynaklandığını doktorlar devamlı tekrarlıyor. Doğal gıdaların, işlenmeleri, rafine edilmeleri; bir de içlerine sentetik, transgenik malzemeler katılması bizi hasta ediyor. Bir anlamda, sağlığımızı bozarak bizi çirkinleştiriyor...

Neyse, haberimize dönelim. Ülkemizde pek sevilen bu muteber şirket, bizi kimyasallarla güzelleştirmeye çalışan aynı derecede muteber kardeş kuruluşu, L’oreal ile birlikte besin-kozmetik üretiyormuş. Artık bir hap içeceğiz, cildimiz 15 yaşındaki haline dönecek. Neden hap içmemiz gerektiğini de açıklamışlar: Cildimize gerektiği kadar likopen alabilmek için her gün 2 kilo domates yemek gerekiyormuş. Oysa günde iki hapla bunu almak mümkünmüş. Doğru ya, nasıl da önceden düşünemedik?
 
Ülkemiz bu saygın projenin ürünlerini de yer mi dersiniz?

Bu haber 341 defa okundu.