En Sıcak Konular

Kanseri yenin

0 0 0000 00:00 tsi
Kanseri yenin Alman biyokimyacı Dr. Johanna Budwig, kansere karşı verdiği beslenme önerileriyle modern tıbbın tedavi edemediği hastalarda olumlu sonuçlar almış. İşte Budwig’in basit önerileri...

Kanser tedavisi için alternatif yöntemleri araştıran ve yazan kişilerin buluşma noktası olan http://www.mnwelldir.org/ adresli internet sitesinde, Dr. Johanna Budwig’in bu hastalığa bakış açısı ve önerdiği tedavi özetleniyor. Budwig’in ve etkilendiği diğer bilim adamlarının kanserin oluşumuna bakış ve tedavileri şöyle özetlenebilir:

Hasta hücre oksijensiz solunum yapar

1931 yılında, tıp alanında Nobel ödülü alan Otto Warburg bir kanser hücresinin metabolizmasını özetledi. Warburg, kanser hücresi birdenbire anaerobik (oksijensiz) solunum yapmaya başladığını ve metabolize edilmek için aşırı miktarda şekere gereksinim duyduğunu ifade etti.

“Kanserin en temel sebebi, vücudun normal hücrelerinin yaptığı oksijenli solunumun oksijensiz (anaerobik) solunumla yer değiştirmesidir.” (Otto Warburg)

Kanser hücresi şeker sever

Hücre glikozu (şeker; kanser hücreleri şekere bayılır) alır ve laktik asit verir. Bu da asidik bir ortam yaratır. Bu, senelerdir bilinen bir gerçektir. Kanser ancak asidik bir ortamda gelişebilir. Bunun tam tersine, dengeli alkali (bazik) ortamlarda yaşayamaz.

Sağlıklı hücrelerden yayılan ışık

Dr. Garnett’in kanserle ilgili bulduğu başka bir bağlantı var; elektrik! Doğu tıbbında yüzyıllardır hayat gücü veya enerji diyebileceğimiz bir tanım vardır. 1968 yılında Batı’da, yaşayan hücrelerin ışık ürettiği keşfedilmiştir. Işığın yoğunluğu hücrenin sağlığını gösterir. Işık ne kadar yoğunsa, hücre o kadar sağlıklıdır...

1950’lerde Johanna Budwig, kanserle ilgili bilgilere bir yenisini ekledi. Normal, sağlıklı hücrelerde “Elektriksel olarak pozitif durumda olan hücre çekirdeği ile, doymamış yağ asitleri içeren elektriksel olarak negatif durumdaki hücre zarı arasında bir polarite görüyoruz” dedi. “Elektronlar oksijene bayılırlar. Oksijeni çekerek nefes almamızı teşvik ederler”. Budwig, nefes alışımızdan bahsederken her canlı hücredeki yaşamdan bahsediyor.

Şimdi elimizde normal bir şekilde büyüyecek ve çoğalacak olan sağlıklı bir hücrenin resmi var. Budwig, kanser hücresinin nasıl oluştuğunu, hücre zarındaki değişikliklerle açıklamaya başlıyor.

Hücre zarı Omega-3 yağ asitleri ve kolesterol içeriyor

Hücre zarının lipitlerden (yağlardan) oluştuğunu söylüyor. Çoklu doymamış yağ asitleri olan Omega-3 yağ asitlerini işaret ediyor. Omega-3 yağ asitleri keten tohumu, ceviz, balık ve semizotu gibi besinlerde bulunan bir yağ asidi.

Hücre zarındaki başka bir yağ çeşidi de kolesterol. Kolesterolün korkunç bir şey olduğunu mu düşünüyordunuz?

Hidrojenize yağlar (margarinler) hücrenin katili

Günümüzdeki beslenme biçimimizde, bu son derece gerekli yağları yeteri kadar alamıyoruz. Bunlar yerine, doğada bulunmayan, insan yapımı trans yağlar (hidrojenize yağlar – margarinler) yiyoruz. Bu yağlar kolesterole benzer ve hücrelerimiz aradaki farkı anlayamaz. Bu katil yağlar, hücre zarından içeri girer ve elektrik yapımızı bozarlar. Elektrik yükü olmaksızın, hücrelerimiz havasızlıktan boğulmaya başlar. Oksijen olmadan hücrenin yapabileceği yegane solunum şekli ise, oksijensiz (anaerobik) solunumdur! (Burada, yazının başında Otto Warburg’dan yaptığımız alıntının nasıl gerçekleştiğini görüyor musunuz?)

Trans yağlar çok dayanıklıdırlar; 20 yıl raf ömürleri vardır. Hücresel alışveriş sürecine (besinlerin içeri girip atıkların dışarı çıkması) engel olurlar. Trans yağlar Tip2 Diyabet’in de başlıca sorumlusudur. Çok büyük bir molekül olan ensülin, insan yapımı trans yağlardan oluşmuş hücre zarını geçmekte zorlanır. (Oysa kolesterolün olduğu hücre zarından geçebilmektedir).

Kanserin sebebi yerfıstığı ezmesi bile olabilir

Dr. Budwig, hücrelerimizdeki elektrik yükünün yok olmasına birçok sebep gösteriyor; bunlardan biri de yerfıstığı ezmesi! İnanabiliyor musunuz? Yerfıstığı ezmesi kadar basit bir şey, kanser nedeni olabiliyor! Çünkü çoğu yerfıstığı ezmesi hidrojenize edilmiştir. (Yerfıstığı ezmesi ABD’de çok kullanılan bir üründür. Ülkemizdeki hidrojenize besinlere örnek olarak şunları gösterebiliriz: margarinler, kalp dostu olduğu iddia edilen margarinler, sıvı margarinler, hidrojenize yağ içeren cips, gofret, bisküvi, çorba gibi paketli gıdalar, margarinle üretim yapan pastane ve lokantalarda üretilen besinler, ticari kuruluşlara özel satılan hidrojenize yağları kullanan yerlerde pişirilen yemekler, pastaların üzerindeki çoğu krema).

Dr. Budwig kanser endüstrisine savaş açmış

Dr. Budwig kemoterapi sürecinde sağlıklı hücrelerin de enerjisinin kayba uğradığını düşünüyor. Bu nedenle, kemoterapi ve radyoterapiye odaklanmış kanser endüstrisine, sağlıklı hücreleri iyileştirmekle uğraşmak yerine, sağlıksız hücreyle uğraştıkları için savaş açmış. Dr. Budwig’e göre, sağlıklı hücrenin iyileştirilmesi üzerine odaklanırsak, hasta hücrelere karşı zaten zafer kazanırlar.

Dr. Budwig’in Omega-3 karışımı

Omega-3 yağları vücudumuz için elzemdir. Yani, vücut bu yağları kendisi üretemediği için dışarıdan alınması zorunludur.

Dr. Johanna Budwig, günlük alınması gereken Omega-3 yağ asidini karşılayacak basit bir formül geliştirdi. 3 yemek kaşığı keten tohumu yağı ile 1/3 fincan (1 fincan= 250 ml) taze peyniri karıştırmayı önerdi. (Taze peynir olarak Almanya’nın quark’ını öneren Budwig’in İngilizce çevirisinde cottage cheese kullanılmış. Bizde tam bir karşılığı yok ama lor peyniri yakın görünüyor).

Bu karışımın hücrelerinize elektrik yükünü geri getireceği, sağlıklı hücrelerin canlanacağı ve sağlıksız hücrelerin kendilerine göre bir şey bulamadıkları için açlıktan ölecekleri söyleniyor. Budwig seminerlerinde, asidik olmayan, oksijenli, sağlıklı ortamın kanser hücrelerini yerle bir edeceğini ifade ediyor.

Dr. Johanna Budwig’in “Flax Oil As a True Aid Against Arthritis, Heart Infarction, Cancer, and Other Diseases – Kireçlenme, Kalp Enfarktüsü, Kanser ve Diğer Hastalıklara Karşı Gerçek bir Destek olarak Keten Tohumu Yağı” isimli bir de kitabı bulunuyor.

Kaynak: http://www.mnwelldir.org/



Bu haber 4,113 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,616 µs