Söyle bize Başbakan: AB'yi seviyor musun? | " /> Söyle bize Başbakan: AB'yi seviyor musun? | "/>

En Sıcak Konular

Söyle bize Başbakan: AB'yi seviyor musun?

22 Aralık 2008 13:18 tsi
Söyle bize Başbakan: AB'yi seviyor musun? Avrupa Birliği ve Türkiye’deki taraftarları O’nu reformları yavaşlatmakla, hatta artık umursamamakla suçluyor. Kimine göre bu ‘iyi polis kötü polis’ oyunu, kimine göre de Mart sendromu. Ama seçmen bilmek istiyor. Söyle bize: ABR

Ahmet Hakan bugünkü köşe yazısında şöyle bir önermede bulunuyor; “Öyle ya da böyle "Sağcı / Muhafazakar / Mukaddesatçı / Milliyetçi / Osmanlıcı / İslamcı" geleneği, kısmen de olsa dönüştürmeyi başarmıştır... Bu tabanın Avrupa Birliği’ne yeşil ışık yakması az şey değildir...”

Başbakan için yapılan bu tespit günlük politikaların işlerliği açısından doğru olabilir. Ama içlerinde genişçe AKP seçmeni bulunan bu kesimlerin, AB’ye gönül rahatlığı ile “yeşil ışık” yaktıkları doğru mu?

İşte bu tartışmalı...

Başbakan’ın ve AKP hükümetinin Avrupa Birliği yönündeki çalışmalarının, reform düzenlemelerinin, ya da açıkçası AB-Türkiye ilişkilerinin eski sıcaklığını sürdürdüğünü söylemek hayli zor.

Esasen bu yeni birşey de değil. Hallice zamandır AKP hükümeti ile AB arasındaki ilişkiler gevşemiş görünüyor.

Konunun uzmanları için bu durumun gerekçelendirilmesi hayli uzun listeler oluşturabilir. Örneğin, Fransa’nın AB Dönem Başkanlığı soğukluk nedeni gösterilebilir.

Ama daha önce de durum farklı değildi. 22 Temmuz seçimlerinden bu yana, hükümetin AB’ye gösterdiği ilgi azaldığı gibi, AB’ye yönelik yarım ağızla dillendirilen eleştiriler de artmış bulunuyor.

Sayısız örneği var. Daha dün Dışişleri Bakanı şu sözleri sarf etti; “Her zirve toplantısı öncesi böyle uğraş vermek, pozitif enerji tüketiyor ve ülkenin AB’ye olan bakışını olumsuz etkiliyor.”

Resmi söylem ise daha farklı: Başbakan’a, hükümet üyelerine sorulduğunda veya herhangi bir bakanlığın resmi açıklamasında “AB ve üyelik” konusunda gerekli adımları atmaktaki azim dillerden düşürülmüyor.

Ama artık herkes biliyor ki, gerçek daha farklı.

Mart sendromu...

Peki Başbakan’ın bu tutumunun gerekçesi ne olabilir? Kimilerine göre bu üslupta Mart ayında gerçekleşecek erken seçimlerin önemli etkisi var.

Bunun anlamı şu; Başbakan Türkiye’de mevcut, AB’ye şüpheli bakan nazarların farkında. Bu yüzden sandık öncesi bu kesimleri kızdırmak istemiyor.

Bu çözümleme kendi içinde bazı doğrular barındırsa da, hükümetin tutumunu tam açıklamıyor. Zira “yavaşlama” hayli öncesine gidiyor. Kısa zaman önce, Türkiye’de AB taraftarlarını yüksek sesle yapan liberal kesimlerle Başbakan arasındaki gerginlik daha unutulmadı.

Yani öyküsü daha geçmişe uzanan, kuvvetli karineleri mevcut bir gerginlik var.

İyi polis, kötü polis?

Tutumu bir tür diplomatik stratejinin parçası olarak okuyan bakışlar da var. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, AB yolundaki ilerlemenin sıkı bir takipçisi olması, (2008’i AB yılı ilan eden oydu) Başbakan’ın ise tersi pozisyonda görünmesi, Avrupa karşısında daha aktif bir eylem biçiminin parçası sayılıyor.

Ama mesele sadece bununla ilgili olabilir mi? Çünkü Gül ve Erdoğan arasındaki ayrışmaların farklı boyutları da var. Sonuncusu kendini, AB yolunda sıkı taraftar olan aynı liberallerin başlattığı “özür kampanyasında” da gösterdi.

Yani bu tezin ayakları da yere tam oturmuyor. Başa dönersek, AKP seçmeninin AB hakkındaki görüşü de tam bir billurlukla belirginleştirilmiş değil.

AB’yi istemek bir politik yol olabilir. Ama kamuoyu açısından soru böyle sorulamaz. Toplum kesitlerinin, “AB’yi seviyor musunuz” sorusuna verdikleri yanıt daha önemli olmalı.

İşte bu sorunun yanıtı Başbakan’ı AB konusunda daha temkinli hareket etmeye sevk etmiş olabilir.

Üstelik, aynı kesimler içinde oyunu AKP’ye verip vermemek konusunda mütereddit kesimlerin, AB ile ilgili politika “Başbakan’ın ağzından” kesinleştiğinde “evet” diyecekler de olabilir.

Peki Başbakan kararını söyler mi?

Zor. 

www.iyibilgi.com



Bu haber 897 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,120 µs