Ermeni sorununun çözümüne ''özürlü'' darbe!

21 Aralık 2008 08:56 tsi
Özür Dileme kampanyasında Liberalleri feci biçimde tufaya düşürdüler. İşte deşifresi..

LİBERALLERİ TUFAYA DÜŞÜRDÜLER
 
* Türkiye - Ermenistan arasındaki sorunun çözülmesinde, meselenin hamasetten, duygusallıktan arındırılmasına, politik bir silah olmaktan, batılıların sopası olmaktan çıkarılmasına ihtiyaç vardı.
* Futbol diplomasisi ve Gül’ün jestleri Ermeni problemini makul bir zemine çekmek ve çözüme kavuşturmak için güzel bir fırsat sunmuştu.
 
* Türk-Ermeni ilişkilerinde hava "hamasetten uzak" makul biçimde yumuşamışken bazı aydınlar “özür diliyoruz” kampanyası başlattılar.
 
* Ermeni meselesinde makul, çözüme doğru, olumlu bir hava yakalanmışken ulusalcı-millici damarları tahrik edecek, süreci sabote edecek “özür dileme” işi nereden çıktı?
 
* Gül'ün başlattığı süreçle, bir problemin daha çözülecek olması veya çözüm kulvarına girmesi kimi rahatsız etti?

Yusuf Gezgin / Aktifhaber
Ermeni sorununun çözümüne "özürlü" darbe!
 
Ermeni meselesi tarihi hadiselerden ve gerçeklikten tamamen koparılmıştır. Bu gün Ermeni meselesi Türkiye’nin tepesine indirilmeye hazır bir sopa olarak tutulmaktadır. Bu problemle Türkiye bloke edilmekte ama bir çözüm geliştirmesi istenmemektedir.
 
Sadece Ermeni meselesi değil, Türkiye üretilmiş ve başımıza sarılmış yığınla problemle meşguldür, bir sürü bukağı ile zincirlenmiştir.
 
Her devletin, milletin problemleri olabilir; ama Türkiye’de ulusalcı vurgularla devleti sahiplenen beyaz kesimler, cumhuriyetçi ama demokrat olmayan elitler problemlerin çözülmemesi için özel gayret sarf etmektedirler. Kendilerini “devletin tek sahibi” ve “milletin sözcüsü” görenler ülkenin problemler yumağı içinde kalmasını ve gelişme-mesini, istemektedirler. Bağımsızlık, cumhuriyet, Atatürk gibi ulusalcı kavramların ardına saklanarak ülkenin önünü tıkamaktadırlar.
 
“Üretilmiş” pek çok problemde olduğu gibi, Ermenilerle ve Rumlarla yaşadığımız sorunların temelinde de “Beyaz Türk” denilen kripto vatandaşlar vardır. Ama bu konulara “Türkçü”, “milliyetçi” zarflarıyla yaklaştıkları için bazı Kara Türkler, “Türk devleti ve Türk milletinin hakları savunuluyor!” zannederek Ermeni ve Rum düşmanlığına destek vermektedirler. Oysa bizim düşmanlıkları devam ettirmeye, bukağıları sağlamlaştırmaya değil; problemleri çözmeye, komşularımızla anlaşmaya, ticaret yapmaya, milletin önünü açmaya ihtiyacımız vardır. Zira içte ve dışta bir sürü probleme sahip olan ve çözme iradesi göster-e-meyen bir ülke müreffeh olamaz, gelişemez.
 
Beyaz Türklere verilen rol ülkenin toparlanmaması, gelişmemesi üzerine senaryolaştırılmıştır. Bu kesimler son dönemde meydana gelen yumuşamadan, Türk-Ermeni ilişkilerindeki olumlu havadan rahatsızdırlar. Pek çok konuda olduğu gibi bu meselenin de çözüme kavuşmaması ve problem olarak devam etmesi istenmektedir.
 
Türk-Ermeni ilişkilerinde hava yumuşamışken bazı aydınlar “özür diliyoruz” kampanyası başlattılar. Bir hatamız kusurumuz varsa özür dilenebilir, tarihle yüzleşilebilir, hatalar itiraf edilebilir. Ama herhangi bir tarafın özür dilemesinden öte, bu meselenin hamasetten, duygusallıktan arındırılmasına, politik bir silah olmaktan, batılıların sopası olmaktan çıkarılmasına ihtiyaç vardır. Konunun çözüme yönelik, empatiyle ve aklıselimle ele alınmasına ihtiyaç vardır. Bu konuda diaspora Ermenileri ile, gerilimden zarar gören Ermenistan Ermenilerinin tutum farklılığı bulunmaktadır. Diaspora Ermenileri meseleyi bir silah, sopa olarak kullanmaya ve kendilerini batı politikalarına malzeme yapmaya teşnedirler. Ermenistan Ermenileri ise daha ılımlı ve olumlu yaklaşma eğilimindedirler.
 
Futbol diplomasisi ve Gül’ün jestleri Ermeni problemini makul bir zemine çekmek ve çözüme kavuşturmak için güzel bir fırsat sunmuştu. Ama bir problemin daha çözülecek olması veya çözüm kulvarına girmesi bazılarını rahatsız etti. Zira onlar problemlerle muhat, prangalarla teslim alınmış, çözümsüz sorunlara gark olmuş, az gelişmiş, komşularıyla kavgalı, tarihiyle nizalı ama kendilerine amade bir Türkiye istiyorlar. Karanlık komplolardan, siyasi kavgalardan, iç çatışmalardan, suni kamplaşmalardan başını kaldıramayan, beyaz efendilere teslim bir millet istiyorlar.
 
 Ermeni meselesinde makul, çözüme doğru, olumlu bir hava yakalanmışken ulusalcı-millici damarları tahrik edecek, süreci sabote edecek “özür dileme” işi nereden çıktı?
 
Siteye imza verenlerin hepsini suçlamıyorum, isteyen Ermenilerden veya başkalarından özür dileyebilir. Türkiye’de herkesin bu özgürlüğe sahip olduğunu düşünüyorum.
 
Ama komplocu yanım bu işin altında, problemin çözülmesini istemeyen; ülkenin küçük, prangalı ve kendi tekellerinde olmasını isteyen, “beyaz” “egemen” kesimlerin olduğunu fısıldıyor kulağıma…
 
Şu anda başımızı ağrıtan pek çok problemin mucidi olan bu kesim Kıbrıs, Kürt, hatta Alevi sorununun çözümünü istemediği gibi Ermeni meselesinin çözülmesini de istemiyor. “Katliam”, “soykırım” ithamlarının Türk milletinin boynunda bir yafta, kafasında bir sopa olarak tutulmasını istiyor.
 
Peki, “özür” işine en hızlı ve sert tepkiyi “beyaz”, “egemen” kesimler veriyor, bu nasıl oluyor?
 
Bu kesimin en iyi yaptığı şeylerden birisi, kendi tezlerine güç verecek, malzeme oluşturacak olayları çıkartıp, o gerekçe üzerine politikalarını, uygulamalarını daha sağlam ve kalıcı bina etmeleridir. 

Bu haber 619 defa okundu.