Birlikteliği bozan kim?

Dikkatinizi çekti mi? Birileri devletin üst düzey kurumları arasında iletişim bozukluğu çıkarmaya çalışıyor. Bunu nereden mi çıkardık? Gelin filmi başa saralım…

Türkiye geçtiğimiz hafta “sürpriz” bir çıkışla, Finlandiya Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla, Güney Kıbrıs’a limanlarını açacağını duyurdu. Bu öneri ciddi tartışmalar yarattı. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, çok haklı bir şekilde, “televizyondan öğrendim” diye sitem ederken şu demokratik olgunluğu göstermekten geri durmadı: “Biz karar vermiyoruz, bilgi verip kendi kararlarını alabilirlerdi!”

Ancak daha sonra Genelkurmay Başkanlığı’nın Dışişleri Bakanlığı’nca bilgilendirildiği ortaya çıktı. Yani bilgi Genelkurmay’a gitmiş ancak Büyükanıt Paşa’ya ulaşmamıştı. Ya da yanlış aksettirilmişti. Zaten Sabah gazetesinde ortaya atılan bir iddiaya göre Bakan Gül Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'la daha sonra telefonda görüştüğünü açıkladı. Org. Büyükanıt'ın, Ocak 2006'daki Kıbrıs Eylem Planı dışında bir adımın söz konusu olmadığı yönündeki vurgu üzerine, "Ben böyle bilmiyordum" dediği ve üzüntülerini ilettiği belirtildi.

Bu nokta çok önemli. Çünkü KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın da belirttiği gibi liman tartışması kurumlar arası iletişim sorunu. Peki, bu iletişim bozukluğunun sebebi ne? Zirvede çıkacak gerginlikten kim, ne umuyor?
Prof. Dr. Hasan Köni, Türkiye’de ciddi anlamda kurumlar arası iletişim bozukluğu oluşturulmaya çalışıldığın söyledi. Kurumlar arasında çıkacak bir çekişmenin muhalefetteki partilere yarayacağını belirten Köni, bürokrasinin de bu çekişmenin içinde olduğunu belirtti. Bürokrasi’nin eskiden beri bu tip yanlış bilgilendirme “operasyonlarına” karıştığını ileri süren Köni, kurum başındakilerin, bürokrasi bilgi vermezse konuyu basından öğrenmek durumunda kaldığını, çünkü bazı konularda hızlı bilgi vermek gerektiğini söylüyor.

Peki, basından gelen bilgi ne kadar sağlıklı? Ya da basın “kurumlar arasında oluşturulan” bilgi kirliliğinin neresinde? Köni’ye göre basından gelen bilgiler sağlıklı değil. Bu konuda Emekli subaylar Derneği örneğini veren Köni, derneğin Genelkurmay Başkanlığına mektup yazdığı şeklindeki haberleri yalanladığını, burada sorumlu olanın medya olduğunu belirtti. Basının “etki gücünü” bir örnekle açıklayan Köni, Haberturk örneğini verdi: Ufuk Güldemir rahatsızlandı. Bir paşaya bozulmuşlar. “Genelkurmay başkanı olacak adam” diye yayın yaptık diyor. O da tümgeneralken ayrılıyor. Güldemir “Çünkü Genelkurmayın buna kızdığını biliyoruz” diyor. Medya tuttuğu tarafa göre davranıyor.”

Peki, kurumlar arası iletişim bozukluğu Türkiye’yi nereye götürür? Köni uyarıyor: Amerika bile bu iletişim bozukluğundan ciddi yaralar aldı. Türkiye bu durumda yere yapışır.”