Eccellente: Berlin kaybeder!

19 Aralık 2008 14:42 tsi
Gündemden kayıp giden o toplantıda neler konuşuldu?

Herkes Gökçek-Kılıçdaroğlu tartışmasına kilitlendiğinden, bir önemli toplantı ile bir önemli karar gündemin ellerinden kayıp gitti. O toplantıda hem Başbakan hem Genelkurmay Başkanı vardı.

iyibilgi Ankara

Tüm dünyada savunma sanayi ihaleleri aynı zamanda bir tür politik karardır. Çoğu zaman inanılmaz rakamların telafuz edildiği ihalelerde, ülkenin dış politik ekseni de kendini hissettirir.

Yani kimse milyar, milyar dolarları, euroları kendisine zıt giden ülkelere vermez. Bu yüzden silah sanayi hem küresel yönelimlerde önemli bir rol oynar hem de ülkeler arasındaki ilişkilerin dengesini tutturmaya çalışır.

Dün Ankara’da gerçekleşen bir toplantı, büyük bir ihalenin kararını verdi. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın uydu gözetleme ihalesi “Göktürk”, 270 milyon Euro bedelle İtalyan firması Telespazio’nun oldu.

Yani İtalyanlar kazandı. Tabii sadece İtalyanlar kazanmadı. Fransızlar da bu karardan nasiplenecek. Çünkü Telespazio’nun ortağı Fransız. Şimdi bu firmaların 2012 yılına kadar Göktürk’ü fırlatmaya hazır hale getirmesi bekleniyor.

Analize girmeden toplantının özünü verelim; “Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında dün toplanan Savunma Sanayii İcra Komitesi aralarında uydu gözetleme, taktik tekerlekli araç, çıkarma gemisi gibi pek çok savunma ürününün üretimi projesine yeşil ışık yaktı.”

Bu büyük ihale, İtalyanlar’ın kazandığı ilk ihale değil. Anımsanacağı gibi, safahatı 11 yıl süren taarruz helikopteri projesini de İtalyan Firması AgustaWestland kazanmıştı. Çalışmaları sürüyor.

Göktürk ihalesine katılan Almans HBO firması ise eli boş döndü. Kimi haber ve yorumlara göre Türk Silahlı Kuvvetleri Alman firmasına daha sıcak bakıyordu. Tabii bu sadece bir iddia ve hangi mesnete dayandığı meçhul.

Peki bu ihalede Türkiye’nin dış politik ekseninin mimarisi ile ilgili bir ipucu sezilebilir mi? AKP hükümetinin İtalya ile sıcak ilişkileri bulunduğu, hatta Başbakan’ın İtalya Başbakanı ile sevecen temaslarının olduğu zaten biliniyor.

Ancak mesele bu kadar basit olamaz, bu nedene dayandırılamaz. İhalede çekişen ülkelerin Avrupa coğrafyasından geldiği hesap edildiğinde, buradaki dengelere biraz bakmak gerekiyor.

Almanya, ABD’deki Bush iktidarı tarafından işin başından bu yana pek sevilmedi. Bunun birden çok sebebi var. Ama en önemlisi, Rusya’ya karşı tutumunun Washington’la kıyaslanamayacak kadar yumuşak olması.

Özellikle enerji-doğalgaz meselesinde Berlin’in Moskova’ya sıkca sevgi buketleri attığı biliniyor. Bu da AB ve ABD arasındaki ilişkileri zaman zaman zorluyor.

AB içindeki çatlağın bir tarafı da Fransa. Sarkozy liderliği göreve geldiğinden bu yana-Başkan Bush’un “eski Avrupa” olarak itham ettiği-Almanya-Fransa ekseninden sıyrılmaya çalışıyor.

Nispeten başardığı da söylenebilir. Yani Paris bugün daha ABD yanlısı. Türkiye ile ilişkileri AB üyeliği konusunda zaman zaman gerilse de, Ankara’nın şimşeklerini çekse de aslında Fransa da biliyor ki, Türkiye, üzerinde AB’den ivmelenen politikalar üretilecek bir ülke değil.

İtalya ise daha farklı bir konumda. İtalya, aslında hem Fransa hem de Almanya tarafından dışlandığını düşünüyor.

Roma, AB’nin çekirdeğini oluşturan bu iki ülkenin kendisini pek ciddiye almadığını, ekonomi konularında canını yaktığını, özellikle de Almanya’nın enerji ile ilgili platformlarda kendisini iteklediğini düşünüyor.

Enerji konusu İtalya için çok önemli. Akdeniz’deki ülke, Almanya-Fransa-Rusya-ABD arasında yaşanan enerji çekişmeleri dosyalarında biraz geri kalmış durumda. Oysa onun da en az diğerleri kadar güvenli ve sürekli enerjiye ihtiyacı bulunuyor.

İtalya’nın bu sıkışmışlıktan kurtulma yolunda ürettiği tezlerden birisi, Türkiye yolu. Buna çok önem veriyor. Aynı nedenle de Türkiye’nin AB adaylığını açık biçimde destekliyor. Avrupa’daki komşuları ne derse desin!

Almanya için söylenecek bir başka nokta da şu; Ankara kulislerine göre Berlin, Türkiye’nin iç politik dengelerine çok fazla karışıyor! Bu yüzden tepki çekmesi de doğal.

Peki bu ihalenin kararında bu dengeler ne denli önemli. Bunu bilmek hayli zor. Elbette önce yapılacak işin başarısı bu ihalede göz önünde tutuluyor. Ama kararı verenlerin hepsinin Türkiye’nin menfaatlerini de düşündüğüne şüphe yok.

Bu haber 1,434 defa okundu.