En Sıcak Konular

Berkan kendi yazarına öfkelendi!

19 Aralık 2008 13:13 tsi
Berkan kendi yazarına öfkelendi!

Radikal Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan, kendi gazetesinde yazan Hasan Celal Güzel'e bakın nasıl öfkelendi...

İsmet Berkan / Radikal

Kişisel bir şey

Bilmeyen kalmadı artık, internet üzerinden bir kampanya başlatıldı, 2009 sonuna dek sürecek olan ve 1 milyon imza toplamayı hedefleyen. www.ozurdiliyoruz.com adresinde devam eden kampanyanın metninde, dünya genelinde Ermeni topluluklarının "Büyük Felaket" diye adlandırdığı 1915 olaylarının yarattığı acılar için kişiler, bireysel olarak özür diliyorlar.
Zaten işin doğası da budur: Özür, son derece kişisel bir şeydir. Birey, özür dilemesi gerektiğini düşünüyorsa diler, düşünmüyorsa dilemez. Ama tabii söz konusu olan böyle internet gibi kamusal bir ortamdan isimleri alt alta yazarak ve yayımlayarak yapılan bir özür olunca, işin kişisel boyutuna bir de toplu halde yapmaktan gelen boyutunu mutlaka eklemek gerekir. Fakat özrü birçok insanın bir arada ve aynı metin üzerinde diliyor olması, yine de özür dileme eyleminin bireyselliğini ortadan kaldırmaz. Her birey orada kendi adına özür diler, başkaları adına veya topluluklar, bütün toplum, bütün bir millet adına dileyemez.
Bana soracak olursanız, özür dilemenin bireysel olanından başka türlüsünü düşünmek de olanaksızdır. Devletlerin veya büyük toplulukları temsil iddiasındaki kişi veya kurumların özür dilemesi, sembolik bir iyi niyet hareketi olmaktan başka bir anlam taşımaz bence. Aynı şekilde bunun tersi de geçerlidir: Bir bireyin bir topluluktan, bir milletten, bir etnik gruptan özür dilemesi de olsa olsa sembolik bir özür olabilir, anlamlıdır belki ama semboliktir, tanımı gereği yeterince samimiyet içermez.
Özür kişiseldir, kişiden kişiye yapıldığında anlam ve samimiyet taşır. Çünkü insan, affedilmek, en azından hatasının bağışlanması için özür diler ve özür dilediği kişinin bir cevap vermesini bekler: "Evet senin özrünü kabul ediyorum ve seni bağışlıyorum" veya
"Hayır özrünü kabul etmiyorum, bağışlamıyorum" diye bir cevap.
O bakımdan, internette devam eden kampanyada özür dileyen bireylerin tek tek samimiyetinden şüphe duymamakla ve kampanyanın anlamını kabul etmekle birlikte, bu özrün gerçekten işlevsel olup olmadığı konusunda çok da emin değilim.
Bana soracak olursanız, özür dilenen ve Türkiye dahil dünyanın dört bir yanına dağılmış olan kişileri esas üzen veya üzüntülerini kuşaktan kuşağa aktarmalarına esas neden olan şey, kendilerinden özür dilenmemiş olması değil, başlarına bir şey geldiğinin bile ya düpedüz inkâr ediliyor veya inkâr etmezmiş gibi yapılırken meselenin laf kalabalığına getiriliyor, yani samimiyetten yoksun kalıyor olması.
***
Ancak, devam eden kampanya konusunda böyle düşünüyor olmam, mesela Hasan Celal Güzel"in geçen gün Radikal"de yayımlanan yazısına öfkelenmeme engel değil.
Yanlış anlaşılmasın, imza kampanyasının yanlış olduğunu düşünenlerin görüşlerine saygı duyuyorum ve bu görüşün Radikal dahil her yerde ifade edilmesi gerektiğini düşünüyorum ama Hasan Celal Güzel, özür metnini hazırlayan kişileri, "Dış güçlerin maşası olmak"la suçlayıp bu işlerin  belli çıkarlar karşılığında yapıldığını ima etmeye kalktığında bence haddini bir hayli aşıyor. Bu iddialar, ancak elinizde sağlam kanıtlar olduğunda dile getirilmesi gereken iddialardır, çünkü vatan hainliği, görüşlerini para karşılığı satmak vs. hem açıkça suçtur hem de onursuzluktur. Bu iddiaları öyle kolayca söylemek, hele hele bunlar asla kanıtlanamayacak şeylerse, en hafif deyimiyle iftira atmak, hakaret etmektir.
Aynı şekilde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ın kampanyayla ilgili yorumlarına da öfkeleniyorum; çünkü Başbakan, özrün bireysel olduğunun kampanyada altının çizildiğini bile bile göz ardı ediyor, imzacıları başkalarına hedef gösteriyor.
Ama en çok öfkelendiğim şey, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Canan Arıtman"ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül"le ilgili sözleri. Gül"ün imza kampanyasını açıkça eleştirmeyip, "Memlekette isteyen istediği gibi düşünür, özgürlük var" demesine çok içerlediği anlaşılan Arıtman, Cumhurbaşkanı"nın etnik geçmişinde Ermeni kanı olabileceğini söyleyerek ırkçılık yapıyor. Irkçılığın bu kadarı ve bu seviyesi insanın kanını donduruyor!
Beni öfkelendiren bir başka şey daha var: Kampanyaya imzasıyla katılanların "vicdan sahibi" insanlar olduklarının söylenmesi. Bunun bir dil sürçmesi olduğuna inanmak istiyorum, herhalde bunu söyleyen kişi, "İmza atmayanlar vicdansızdır" demek istememiştir.
Doğrunun ve gerçeğin tekeli kimsede olamayacağı gibi, vicdanlar da tekel altında değildir ve herhangi birimizin vicdan sahibi olup olmamasının ölçütü bir kampanyaya imza verip vermemek değildir, olamaz da. Aksini iddia etmenin sonucu faşizmdir zaten!

 



Bu haber 451 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,152 µs