küresel oyuncu olamaz | " /> küresel oyuncu olamaz | "/>

En Sıcak Konular

Türkiye AB üyesi olmadan küresel oyuncu olamaz

6 Aralık 2008 11:05 tsi
Türkiye AB üyesi olmadan küresel oyuncu olamaz Avrupa Parlamentosu Üyesi Adrian Severin'in tespiti neden kafaları karıştırdı?

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) ve Instytut Wschondi işbirliğiyle düzenlenen ve 2 gün sürecek ''1. Avrupa-Türkiye Forumu'', Polonya'nın Sopot kentinde başladı.

Siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal boyutlarıyla Türkiye-AB ilişkilerinin ele alındığı forumda konuşan Severin, AB'nin, coğrafya, insan ve doğal kaynaklar açısından geleceğini kurması gerektiğini belirterek, bu bakış açısıyla, Türkiye'nin AB üyeliğinin, AB kimliği açısından bir sınav anlamına geldiğini kaydetti.

Severin, AB'den sadece bir Hristiyan birliği olarak bahsetmenin doğru olmayacağını ifade ederek, ''Bizim kültürel kimliğimiz, laiklik tarafından tayin edilmektedir.

Biz farklı kültürlere saygı gösteririz ve farklı dinlerle de birlik oluşturmak için alan açmalıyız. Türkiye'nin AB'ye girmesi, AB'nin ne kadar laik olduğunu da gösterecektir'' diye konuştu.

Siyasi kimlik açısından bakıldığında, AB'nin, küresel aktör mü, bölgesel aktör mü olmak istediğine karar vermesi gerektiğine işaret eden Severin, ''AB, Türkiye Birliğin üyesi olmadan küresel oyuncu olamaz'' dedi.

Üyelik sürecinde karşı karşıya kalınan bazı ikilem ve anlaşmazlıklar bulunduğunu, ancak bunların mutlaka ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyen Severin, AB'nin geleceğine ve amaçlarına ilişkin kesin bir karar almasının ardından, Türkiye'nin üyeliği konusunun da açıklık kazanacağını vurguladı.

Türkiye'nin ilgisini Orta Asya ve Kafkasya'ya yönlendirerek, burada bir ortaklık alanı oluşturabileceğini kaydeden Severin, AB'nin Türkiye vasıtasıyla bu bölgelerle bağlantı kurabileceğine işaret etti.

Çok büyük bir nüfusa sahip Türkiye'nin Birliğe entegrasyonunun bazı zorluklar yaratabileceğine dikkati çeken Severin, bu konuda bazı çözüm önerilerinin geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.

''TÜRKİYE'NİN YOL HARİTASI TAHMİN EDİLEN YANKILARI YARATMADI''
TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış da Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin tarihine ilişkin bilgi verdiği konuşmasında, halihazırda toplam 12 başlıkta müzakerelerin bloke durumda olduğunu belirtti.

Bu süreçte Türkiye'nin kendi yol haritasını hazırladığını vurgulayan Yakış, 2007-2013 arasını kapsayan bu yol haritası ile Türkiye'nin kendi önceliklerine göre hangi tarihte hangi reformları yerine getireceğini belirlediğini kaydetti.

Yakış, ''Bu yol haritası Türkiye'de ve AB'de tahmin edilen yankıları yaratmadı. Halbuki Türkiye bununla 'Siz ne derseniz deyin, reformları ben kendi önceliklerime göre geliştireceğim ve müktesebatımı 2013 sonunda AB ile yüzde yüz uyumlu hale getireceğim, ama bunu kendi belirleyeceğim önceliklere göre yapacağım' demiştir'' diye konuştu.

Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin değerlendirilmesinde bazı hatalar yapıldığı görüşünü dile getiren Yakış, bu çerçevede Türkiye'nin medeniyetler ittifakında oynayacağı rol, enerji geçiş ve dağıtım merkezi haline gelmesi, genç nüfusu, büyük ekonomisi gibi unsurların ön plana çıktığını ifade etti.

Yakış, asıl olarak Türkiye'nin gelecekte alacağı konuma göre değerlendirme yapılması gerektiğini belirterek, Irak'taki belirsizlik, İran'ın nükleer programı, Kafkasya'daki istikrarsızlık ve bütün bu konularda Türkiye'nin oynayacağı rolün önem taşıdığını anlattı.

Bazı AB liderlerinin, Türkiye'nin üyeliği konusundaki olumsuz tavırları karşısında paniğe kapılmadığını söyleyen Yakış, Türkiye, reformlarını tamamlayarak AB'nin eşiğine geldiğinde bu liderlerin hala görevde olup olmayacağının, Türk halkının hala AB'ye katılmak isteyip istemeyeceğinin, Türkiye'nin bölgesinde nasıl bir rol üstlenmiş olacağının bilinmediğini vurguladı.

Yakış, ''Türkiye, şu andaki liderlerin söylediğine bakmaksızın, ufkun ötesine bakarak kendi evini düzene koymak için bu süreci değerlendirmelidir'' dedi.

''ÇOK KUTUPLU DÜNYANIN PARAMETRELERİ OTURACAK''
TASAM Başkanı Süleyman Şensoy da 2005'te başlayan tam üyelik müzakere sürecine kadar sürdürülen reformların, 2005 sonrasında yavaşlamaya başladığını ifade ederek, özellikle Kıbrıs konusunda yaşanan gelişmeler, Türkiye ve KKTC'nin bu alanda kaydettiği gelişmelere karşılık sözlerin büyük ölçüde tutulmaması, Fransa'da Sarkozy'nin yaklaşımı ve Türkiye iç politikasındaki bazı gelişmeler sonucunda, Türkiye'de AB üyeliğine olan kamuoyu desteğinin yüzde 85 seviyelerinden yüzde 50-55'lere düştüğünü aktardı.

Müzakere sürecinin sürdürülebilir ve güvene dayalı bir seyir izlemesi yönündeki isteğin, hem otoriteler hem halk tarafından ısrarla dile getirildiğini söyleyen Şensoy, dünyada 11 Eylül sonrasında başlayan değişim temelinde çok boyutlu bir dünyaya doğru hızla ilerlenmekte olduğunu kaydetti.

Şensoy, ''Önümüzdeki yıllarda çok kutuplu bir dünyanın şekillendiğini göreceğiz. Geçmişte benzer bir süreç yaşanmıştı ve bu düzenin oturması yaklaşık 30 yıl almıştı. İnsan sosyolojisi ve teknolojinin geldiği noktayı da dikkate alarak yeni yapılanmanın 15 sene alacağını söyleyebiliriz. Bu sürenin bir kısmının da geçtiğini düşünürsek, önümüzdeki 8-10 yıl içinde çok kutuplu bir dünyanın parametrelerinin yerine oturacağı gözüküyor'' diye konuştu.

Bu geçiş döneminde ülkelerin ve uluslararası örgütlerin politika üretmekte zorlandığına işaret eden Şensoy, geçtiğimiz günlerde Kafkasya'da Rusya ve Gürcistan arasında yaşanan krizin yanı sıra global mali krizin de bu geçiş döneminin yarattığı sıkıntılar çerçevesinde ele alınması gerektiğini dile getirdi.

Bu süreçte Türkiye'nin stratejik öneminin daha da arttığını vurgulayan Şensoy, ''Sürdürülebilir bir müzakere sürecinin tam üyelikle sonuçlanmasını istiyoruz.

Bunun gerçekleşmemesi durumunda Türkiye'nin alternatifinin yine kendisi olacağını da görmek gerekiyor'' dedi.

Gazeteport



Bu haber 363 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,819 µs