Avrupa Birliği ile Kıbrıs üzerinden başlatılan kriz giderek derinleşiyor.
Erdoğan hükümeti sert açıklamalarıyla kendini bağladığından çözüm yolunda bir adım atılmasını beklemek çok gerçekçi görünmüyor.
Olayları birçok açıdan değerlendirmek lazım.
Avrupa Birliği kriziyle birlikte Amerika'dan yükselen darbe ihtimali seslerine de kulak vermek gerekir.
Türkiye'nin Avrupa Birliği vizyonunu kaybetmesinden veya yönünü Doğu'ya çevirmesinden en büyük rahatsızlığı duyacak ülkelerin başında İsrail'in geleceğini düşünmek yanlış olmaz.
28 Şubat döneminde Erbakan iktidarının böyle bir his vermesi, post-modern darbe sürecini başlatan en önemli etken olmuştu.
İsrail'in şu anda da kendisinin kötü ilişkiler içinde olduğu ülkelerle Türkiye'nin dostane ilişkiler geliştirmesinden memnun olduğunu söylemek çok gerçekçi olmaz.
Türkiye eğer Kıbrıs sorunu nedeniyle Avrupa Birliği rayından çıkacak olursa, kim ne derse desin, bir yön arayışına girecektir.
İsrail böyle bir gelişmeyi istemez ve bunun düşüncesinden bile rahatsız olur.
Üst düzey komutanların Amerika ziyaretlerinde İsrail yanlısı düşünce kuruluşlarında konuşma yapmaları tesadüf değildir.
Bu ziyaretlerin ardından önce Soner Çağaptay'ın Türkiye'nin istikameti hakkında olumsuz değerlendirmeler yapması, Zeyno Baran'ın da darbe ihtimalinden söz etmesi de tesadüf değildir.
28 Şubat'ın yeniden tartışmaya açıldığı ve göklere çıkarıldığı bugünlerde her satırı dikkatli okumakta, atılacak adımlara dikkatli karar vermekte yarar var.
Doğrudur, Avrupa Birliği, Türkiye'ye karşı sözlerini yerine getirmemiş ve Kıbrıs'ta verdiği sözleri tutmamıştır.
Doğrudur, Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunda attığı adımlar kimi ülkeleri rahatsız etmektedir.
Ama Türkiye'nin mükemmel, her türlü dış müdahaleden uzak bir demokratik sisteme henüz kavuşmadığı da doğrudur.
Bu ülkede yeni müdahalelere zemin sağlayacak dış dinamikler hâlâ mevcuttur ve oyun planlarını uygulamaya koyma zemini aramaktadır.
Bu nedenle, Avrupa Birliği'ne karşı tavır alırken ipleri tamamen koparacak kararlardan uzak tutmakta yarar var.
Onların bizi alıyormuş gibi yaptığı, bizim de girecekmiş gibi yaptığımız bir oyunun bir süre daha devam etmesinde yarar var.
Mış gibi yapmaktan vazgeçersek, bugüne kadar elde ettiğimiz her türlü kazanımı riske sokabiliriz, bu da Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü uzun vadede tehlikeye sokabilecek bir gelişme olabilir.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle