Ertuğrul Özkök
0 0 0000
Cumhuriyet'in 11 Eylül'ü
BU yazıyı yazdığım sırada bu menfur cinayetin tüm gerçekleri aydınlanmış değildi.
Önümüzdeki bilgiler bir fanatiğin türban kararını protesto için bu cinayeti işlediğini gösteriyordu.
Ama hükümete yakın kaynaklar, bu işin altından "ulusalcı" bir komplonun çıkabileceği yorumunu yapıyordu.
Hatta katilin Sedat Peker ve Veli Küçükle ilişkisinin bulunduğu istihbaratı veriliyordu.
Ama bu fısıltılar yazımın asıl mesajını etkilemiyor.
* * *
İçinde vicdan olan insanlar, şu ölümcül çetelenin farkında.
Bugüne kadar...
Evet bugüne kadar bu ülkede kimse "dinci" olduğu için öldürülmedi.
Ama "dinsiz" diye öldürülen veya kendine "dinci" diyen insanlar tarafından katledilen çok insanımız var.
Bu ülkede kimse "oruç tutuyor" diye rahatsız edilmedi, saldırıya uğramadı, öldürülmedi.
Ama Anadolunun şu veya bu kasabasında "oruç tutmuyor" diye saldırıya uğramak neredeyse sıradan polis olayı haline geldi.
Bu ülkede "Neden namaz kılıyorsun" diye kimse kimsenin yakasına yapışmadı.
Ama Anadolunun şu veya bu kasabasında, şehrinde namaz kılmayan insanlara en azından yan gözle bakıldığını biliyoruz.
Bu ülkenin sokaklarında hiçbir kızı, kadını "Neden türban takıyorsun" diyen fanatiklerin tacizine, saldırısına uğramadı.
Ama mini etek giyen kızları o kadar rahat olamadı. Bırakın sokaktaki fanatiği, meczubu, kendini bilmez bazı polislerden mini etek giyiyor diye dayak yiyen kızlarımızla ilgili haberleri hep birlikte okuduk.
Bu ülkede hiçbir insan "Müslüman din adamı" olduğu için öldürülmedi.
Ama "Hıristiyan" bir din adamı hem de mabedinin içinde katledildi.
* * *
Evet, önümüzde böyle bir bilanço var.
Ve bu fanatizm çetelesinin son maddesi de dün yazıldı.
Bugüne kadar hiçbir hákim veya savcı, dindarların lehine karar verdi diye cinayete kurban gitmedi.
Ama Danıştayın türbanla ilgili kararını veren beş üyesi, toptan katliam saldırısına uğradı.
Bu çetele karşısında tarafsız kalmamız mümkün mü?
"Ne yapalım bu ülke insanının yüzde 99u Müslüman" deyip hafifletici bir neden arayabilir miyiz?
Bu ülkenin bir dini fanatizm sorunu var.
O nedenle hiçbirimiz inanç meselesini siyasi menfaat için kaşımamalıyız.
Yine o nedenle, 30 yıl önce başımıza musallat olan "Bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz" musibetini, bugün "inanç" versiyonu ile tedavüle sokmamamız gerekir.
Çünkü onlar da cinayet işlerler.
Hem de sizi böyle tekzip edercesine işlerler.
* * *
Türk yargısı dün çok ağır, o kadar da tehlikeli bir saldırıya uğramıştır.
Adını da bütün açıklığı ile koymamız lazım.
Bu, Türkiye Cumhuriyetinin "11 Eylül"üdür.
Rejimin temel direklerinden biri olan yargı tam kalbinden vurulmuştur.
Bu hepimize karşı yapılmış bir saldırıdır.
Hepimizin bundan çıkarması gereken dersler var.
Bu ülkede din üzerinden siyaset yapmak çok, ama çok tehlikelidir.
Bu ülkede dinin sembollerini seçim flaması haline getirmek, kimseye yarar sağlamaz.
* * *
Artık hepimiz şu noktada birleşmeliyiz.
İnanç, hepimizin inancıdır.
Laik rejim de hepimize gereklidir.
Bu sembolleri kaşımanın zararını çok açık biçimde görüyoruz.
"Bunun türbanla ne alakası var" demeyin.
Dini semboller kaşındıkça, onun kullananların işi kolaylaşıyor.
İster dini amaçla yapılsın ister başka emellere hizmet etsin, sonunda bu bahaneyi üreten tek etken, "dinin siyaset alanına sokulmasıdır".
Bundan kurtulmak ve hem dini fanatizme, hem de başka derin menfaatlere karşı ortak bir demokratik mücadele zemini oluşturmak istiyorsak bunun tek şartı bellidir:
"Dini semboller üzerinden ucuz siyaset yapmaktan vazgeçmek..."
Dünün tek dersi budur...
Bu yazı 1,214 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
10 Ocak 2011
İslam’ın samimi sesi bu mektupta
-
23 Eylül 2010
Hayır Ahmet, babanı sen öldürttün!
-
2 Temmuz 2010
Halk avukatları silkeliyor
-
1 Haziran 2010
Size sesleniyorum İsrailli dostlarım
-
15 Mayıs 2010
O kitabı yeniden yayınlamak isterdim
-
11 Şubat 2010
Postmodern faili meçhuller
-
7 Ocak 2010
Eyvah, yine dil zaptiyeliği mi
-
5 Ocak 2010
Önümüzdeki dönem yükselecek yazarlar
-
3 Ocak 2010
Genel yayın yönetmeni nasıl gider
-
9 Aralık 2009
Herkesin iki oy hakkı olmalı
-
25 Kasım 2009
Ergenekon sanığı ile ortak hisler
-
12 Kasım 2009
Bu da benim ilerleme raporum
-
14 Ekim 2009
Kimse bana şunu sormadı
-
1 Ekim 2009
Jurnalci gazetecilere yazıyorum
-
16 Eylül 2009
Provokatör veya yoldaş
-
11 Eylül 2009
Gazetecinin felaketi
-
27 Ağustos 2009
Ben, gazeteci Ertuğrul Özkök
-
28 Temmuz 2009
Cesur Türkler, cesur Kürtler
-
16 Temmuz 2009
Manşet yapmamak doğru muydu
-
8 Temmuz 2009
Kavgayı bitirmek için plan
Yorumlar
+ Yorum Ekle