En Sıcak Konular

Ekrem Dumanlı


Ekrem Dumanlı
0 0 0000

Provokasyona alet olmamak için...



Birkaç gün önce “Artık Aczmendileri bekliyorum” başlıklı yazısında Mehmet Altan şöyle diyordu: “Çocukları Erzincan’da yitirirken, Şırnak’taki Cudi Dağı’nda da dört gencecik asker yitip gitti.

Ölümlerle Türkiye’yi Kürt-Türk diye germek şahinleri kesmemiş olmalı ki, Cumhuriyet Gazetesi’ne yeni bir bombalı saldırı daha yapıldı. Demek ki bir yandan laik-şeriatçı ayrımına dayalı ikinci bir toplumsal kriz de devreye sokulmak isteniyor. Doğrusu 28 Şubat’ın önemli dönemeçlerinde otobüslere binip Ankara’ya giden, 28 Şubat sonrasında da tamamıyla ortadan kaybolan Aczmendileri de bir zaman içinde yeniden sahnede görebileceğimizi düşünüyorum.”

Altan bu yazısıyla tam on ikiden vurdu; dün Aczmendileri çağrıştıran bir adam çıktı ve Danıştay 2. Dairesi’ne yönelik bir saldırı düzenledi. Saldırgan, müzakere salonuna kadar giriyor, silahını çekerek beş üyeye birden ateş ediyor. “Allah’ın askerleriyiz” diye bağırdığı, tetiği çekmeden önce tekbir getirdiği söyleniyor.

Her şeyden önce şunu söylemek zorundayım: Bu saldırı, son aylarda oluşturulmak istenen cepheleşme sürecinin son perdesidir; Allah korusun, devamı da gelebilir. O yüzden aklı başında herkes soğukkanlı davranmak zorunda. Benzer olayları Türkiye daha önce de yaşadı. Önce puslu bir hava oluşturulur. Ardından “ses getiren eylemler” düzenlenir. Bu eylemler sayesinde halk kamplara bölünür, devletin zirvesinde didişmeler başlar, kurumlar arasında çatışmalar baş gösterir... Ve her zaman Türkiye kaybeder; Türkiye’nin istikbali hain planların figüranlarına feda edilir.

Meş’um saldırının hemen akabinde söylenen bazı sözler, tarihten -hiç olmazsa yakın tarihten- ders çıkarılamadığını ortaya koyuyor. Bazı CHP yetkililerinin olay yerine üşüşüp Başbakan’ı ve hükümeti suçlaması duyarlı ve sorumlu bir siyaset anlayışıyla bağdaşmıyor. Daha olayın aslı faslı ortaya çıkmamışken, “yangına benzinle yaklaşmak” doğru değil. Hain saldırıya tepki verirken saldırganların amacına alet olmamak gerekir. Bu tip eylemlerin asıl maksadı bellidir: Sosyal çatışmayı artırmak, kin ve nefret oluşturmak, istikrarı yerle bir etmek, demokrasinin teklemesini sağlamak...

Danıştay 2. Dairesi’nin başörtüsü konusunda olumsuz; hatta kabul edilemez bir karar vermesi ayrı bir konudur; o karardan hareketle cinayet üzerine kesin hükümler vermek başka bir konu. Bahsi geçen karar, her kesimden ağır eleştirilere hedef oldu. Şimdi ne idüğü belirsiz bir adam çıkıyor, türban kararından aylar sonra infaz yapmaya yelteniyor. Bunu kim tasvip edebilir, bundan kim medet umabilir? Karanlık bir senaryo ile karşı karşıya olduğumuz çok açık.

Mesele siyaset gevezeliğine feda edilmeyecek kadar önemlidir. Son aylarda meydana gelen hadiseler zincirinin yeni bir hamlesi ile karşı karşıyayız. Psikolojik harbin yeni girizgâhlar bulup bu milleti birbirine düşürmesine izin vermemek gerekiyor. Türkiye’nin büyümesi Türkiye düşmanlarını korkutuyor. İdeolojik şartlanmışlık hadisenin büyük fotoğrafını gizliyor. Mesela herkesin, laik çevreler dâhil, eleştirisine sebep olan bir türban kararını Başbakan da eleştirdi diye bir caniyi “cesaretlendirdi” demek fevkalâde yanlıştır. Ucuz siyaset hamlelerinin diyetini çok ağır ödedi Türkiye. Bu saatten sonra bir daha aynı hatayı işlememeli.

Türkiye çetin bir virajın başında. Bir siyasi lider aylardır her mahfelde “mayıs-haziran çok karışık olaylara gebe” mesajını veriyor. Hükümeti kuşatma adına yapılan bütün provokasyonların özünde bir güç kavgası var. Bu kavganın körüklenebilmesi için yeni Aczmendiler, Fadimeler, Kalkancılar bulunacaktır. Her olayın üstüne atlayıp rejim krizi çıkarmak isteyenler ya geçmişten yeterince ibret almayanlardır; ya da psikolojik harbin bir parçası durumundadır. Yayılmak istenen korku havasına teslim olmamak, tahriklere kapılmamak, terörün her çeşidine karşı çıkmak ve demokrasi dışında hiçbir sığınağa kaçmamak gerekiyor. Karanlık senaryolara daha önce teslim olundu; hiç olmazsa bu sefer daha duyarlı davranılmalı...

Bu yazı 885 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 24 Eylül 2012 Ne gereği vardı?
    • 11 Haziran 2012 Cuntalarla nasıl mücadele edilecek?
    • 30 Nisan 2012 Şiddet!
    • 16 Nisan 2012 '28 Şubat'çılardan panik atak hamleleri
    • 10 Nisan 2012 Çin'den bakınca Türkiye'nin gücü
    • 9 Nisan 2012 Darbede tanıdığım dört subay
    • 2 Nisan 2012 Suriye İran... İşte çetin imtihan!
    • 26 Mart 2012 Terlik
    • 13 Şubat 2012 Aman dikkat!
    • 6 Şubat 2012 Bu yüzden mi susuyorsunuz?
    • 23 Ocak 2012 Hem Hrantçı hem Ergenekoncu olunabilir mi?
    • 16 Ocak 2012 Kaç kafatası bir manşet eder?
    • 9 Ocak 2012 Hesap vermek
    • 26 Aralık 2011 Çanlar Avrupa için çalarken
    • 19 Aralık 2011 Militan
    • 12 Aralık 2011 Maazallah!
    • 5 Aralık 2011 Global Ergenekon
    • 28 Kasım 2011 Dersim'den alnımızın akıyla çıkmak
    • 23 Kasım 2011 İngiltere'yi yeniden keşfetmek
    • 21 Kasım 2011 Dersim'in şifreleri

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    10,958 µs