En Sıcak Konular

Can Dündar


Can Dündar
0 0 0000

Tarihi bir itiraf



Kenan Evren, Ecevit'in ardından "tarihi bir itiraf" yaptı.
"12 Eylül'den sonra tutuklanmasına çok üzüldüm" dedi. Ecevit'in siyaseti sürdürdüğü, dış basına demeçler verdiği için mahkûm olduğunu söyledi:
"Çok üzüldüm, ama yapacak bir şeyim yoktu" dedi.
Evren, Ecevit e hayranlık duyabilir; ölümüne üzülmüş de olabilir. Yine de tarihe doğru kaydolması açısından Ecevit'in mahkûmiyetindeki rolünü hatırlatmakta yarar var.
***
12 Eylül yönetimi Ecevit'i hapsedebilmek için her yolu denedi.
Önce 12 Eylül öncesi konuşmalarını didiklediler, "Gün battıktan sonra miting yaptı" gibi iddialarla soruşturmalar açtılar. Bunlar takipsizlikle sonuçlandı.
Ecevit neden mahkûm oldu biliyor musunuz?
CHP kapatıldığı gün Evren'in yaptığı konuşmaya cevap verdiği için...
Evren o konuşmada Türkiye'yi dış ülkelere "jurnal edenler"den yakınıyor, onları "ideolojik sapıklık"la suçluyordu.
Ecevit'in TRT'ye gönderdiği yanıt yayınlanmadığı gibi suç sayıldı ve 2 aylık ilk mahkûmiyeti bundan yattı.
***
Serbest bırakıldıktan 2.5 ay sonra yeniden gözaltına alındı.
Bu kez Danimarkalı bir gazeteciye demeç vermekle suçlanıyor ve en az 5 yıl hapsi isteniyordu.
Sorgusunda dönemin Ankara sıkıyönetim savcısı Albay Nurettin Soyer'e, böyle bir demeç vermediğini söyledi.
Şimdi sözü rahmetli Soyer'e verelim ve Evren yönetiminin Ecevit'i hapsetmek için hukuka rağmen verdiği uğraşı, Uğur Mumcu'nun "12 Eylül Adaleti" (1987, İst.) kitabından izleyelim:
***
Gece Soyer'in telefonu çaldı. "Komutan" sorgunun sonucunu soruyordu:
"Elde kanıt yok. Bu durumda Ecevit için dava açamayız. Tutuklama talebine iştirak etmiyoruz" dedi Soyer...
10 dakika sonra Genelkurmay 2. Başkanı Necdet Öztorun çağırdı. Aralarında şu konuşma geçti:
"'Belge yok, tutuklamaya iştirak etmeyeceğiz' demişsiniz?"
"Evet generalim".
"O zaman siz gözetimi uzatın, mahkemeye çıkartmayın. Ben size belge göndereceğim."
"Siz belgeyi gönderin, ciddi görülürse tekrar tutuklama isteriz. Ama bugün Ecevit mutlaka mahkemeye çıkacak".
"Niye çıkıyor efendim? Çıkmasın! Gözetime alın. Şart mı bugün mahkeme?"
"Şart."
Öztorun bu cevaba kızdı. Hukuken bir savcıya, yani yargıya müdahale hakkı yoktu. Buna rağmen savcı yanındayken Sıkıyönetim Komutanı Recep Ergun'u aradı:
"Savcı yanımda. Ecevit'i bugün mahkemeye çıkaracaklarmış. Savcı tutuklanmasının zor olduğunu söyledi. Muhtemelen de salınacakmış. Siz Ecevit'i salmayın. Onu tekrar gözetime alın. Ben bu konuda 2. bir evrak göndereceğim."
Aynen öyle oldu.
Ecevit mahkemeye çıktı. Savcı Soyer'in de katılmasıyla tahliyesine karar verildi. Komutanlığın itirazıyla koridorda yeniden gözetime alındı. Tutuklandı. 40 günü aşkın cezaevinde kaldı.
***
Sonra ne mi oldu?
Konsolosluk aracılığıyla bulunan Danimarkalı gazeteci, Ecevit'le görüşmediğini söyleyince Ecevit beraat etti.
İlk duruşmada Ecevit'i tahliye eden hâkim Gün Soysal, o gün Kıbrıs'a sürüldü.
Ardından da baskılara direnen Savcı Soyer uzaklaştırıldı.
Ecevit'i mahkûm ettirmek için bu kadar uğraştıktan sonra bugün "Üzüldüm, ama yapacak bir şeyim yoktu" demek, hafızaya ihanet değil mi?



Bu yazı 945 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 24 Nisan 2010 23,5 Nisan
    • 21 Aralık 2009 Menderes’in hücresi Öcalan’ınkinden küçüktü
    • 14 Mayıs 2009 Yol var, harita yok
    • 6 Nisan 2009 ‘Dünya büyükse biz de büyüğüz’
    • 26 Mart 2009 Bu bir darbe davası
    • 10 Şubat 2009 Neden kimseye güvenmiyoruz?
    • 14 Haziran 2008 Hakan Yakın’ın golü
    • 18 Mart 2008 İflas
    • 28 Ocak 2008 Ergenekon
    • 24 Aralık 2007 Sivil operasyonun tam sırası
    • 28 Ağustos 2007 Bravo çocuklar!
    • 27 Ağustos 2007 2007 yazı
    • 29 Mayıs 2007 Dağılmış pazar yerleri gibi...
    • 13 Ocak 2007 Kritik eşikte önemli konferans
    • 23 Aralık 2006 Kenan Doğulu'dan mesaj var
    • 21 Kasım 2006 Vicdanı sızlamayan çocuklar
    • 14 Kasım 2006 Tarihi bir itiraf
    • 4 Kasım 2006 Utanç
    • 30 Eylül 2006 Fransa'ya gözlük
    • 28 Eylül 2006 Avrupa için karşı rapor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,945 µs