En Sıcak Konular

Engin Ardıç


Engin Ardıç
0 0 0000

Hopursak da bopursak da



Başbakan, cumhurbaşkanı adaylığı için 'ille ben olacağım diye bir şey yok' dedi. Biz kendisini ciddiye aldık, bu sözünü 'olmayabilirmiş' şeklinde yorumladık.

Basın ve yayın dışındaki işlerinden devlete olan yüklüce borçlarını ödememeye çalışanlar, 'böyle dediğine göre tam tersini düşünüyor, mutlaka olacak' şeklinde yorumladılar. Amaçları, başbakana gösterilen tepkiyi canlı tutmak ve bunu kendisi üzerinde 'tehdit ve baskı unsuru' olarak kullanmak.

Belki sıradan okuyucuya yedirebilirler ama Babıali yutmaz.

Kendilerine borç erteletme girişimlerinde başarılar dilerken, kafamızda başka bir soru var:

Bildiğiniz gibi ben başbakanın cumhurbaşkanı olmasını istemiyorum, bunu açık seçik yazdım. Naçiz aklımın erdiğince başka çözümler de önerdim. Nitekim 'İstanbul sermayesi' de istemiyor, 'istikrar' adına. Çünkü birilerinin ortalığı karıştıracağını biliyorlar.

Fakat bakıyorum da, başbakanın cumhurbaşkanı olmasını istemeyen bürokrasi, esas olarak 'eşinin başının bağlı olmasını' öne sürüyor.

'Çankaya'da türbanlı kadın istemeyiz' diyorlar. First Lady... Sayın Emine Erdoğan bu mevkiye gelirse herhalde kendisine 'Başkadınefendi' denecek!

Peki niçin olmaz? Çağdaş Türkiye, temsil görevi, falan filan.

Bu ülkenin başbakanının eşinin başı şu anda örtülü mü? Örtülü. Bu ülkenin meclis başkanının eşinin başı örtülü mü? Örtülü. Bu ülkenin dışişleri bakanının eşinin başı örtülü mü? Örtülü.

Bu hanımlar törenlere katılıyorlar, gerektiğinde eşlerinin yanında 'temsil görevlerini' de yapıyorlar mı? Yapıyorlar.

Bunların hepsi oluyor da cumhurbaşkanına gelince niçin olamıyor?

Efendim biri hükümet, öteki devlet...

Bizde başkanlık sistemi mi var? Hayır. 'Eski Fransız usulü' parlamenter sistem var. Bu sistemde cumhurbaşkanlığı makamı bir 'formaliteden' mi ibaret? Evet. (Değildir diyorsanız, anayasaya göre orduların başkomutanı olan cumhurbaşkanının 'Kuzey Irak'a girin' emrini 1991 yılında niçin uygulamaktan kaçındınız?)... Bu sistemde, cumhurbaşkanının eşi, köşkü çekip çevirmek ve törenlerde ve gezilerde kocasının yanında bulunmaktan öte bir 'fonksiyon' taşıyor mu? Hayır. Başı ister açık olsun ister örtülü, devlet işlerine karışabilir mi? Ona da hayır.

Erdoğan aday olsa ve kazansa ne yapacaksınız? Hiç. Kendisi olmasa da eşinin başı bağlı herhangi bir milletvekilini aday gösterse ne yapacaksınız? Hiç. Ağzınızı açamayacaksınız.

Haa, gelin o zaman şunun adını koyalım: Mesele, cumhurbaşkanının eşinin başı meselesi değil. Mesele, 'kanunları veto edip etmeme' meselesi! Erdoğan köşke çıkarsa her kanun tıkır tıkır geçecek.

Peki bugünkü 'eşinin başı açık' cumhurbaşkanı kanunları bir kereden fazla veto edebiliyor mu? Veto ettiği birçok yasa, biraz da gıcıklığına, meclisten 'aynen' tekrar çıkmıyor mu? Çıkıyor. Bu kez imzalamak zorunda kalıyor mu? Kalıyor.

O zaman, Emine Hanım başını açsa ya da kapasa da eşi oraya çıkıp otursa ne farkedecek, başka herhangi bir AKP milletvekili cumhurbaşkanı seçilse ne değişecek? Koskocaman bir hiç.

Haa, 'YÖK üyelerini' seçecek... Üniversitelerde 'türbana izin verecek' adamları getirecek!...

Peki siz 'bir 12 Eylül ürünü olan antidemokratik YÖK'e' karşı mıydınız? Karşıydınız.

O zaman, 'laik diktaya evet, dinci diktaya hayır' mı diyorsunuz? Çelişkiye düşmüyor musunuz? Düşüyorsunuz. Ayıp olmuyor mu? Oluyor.

Başbakan kendisi cumhurbaşkanı olmak istiyorsa olur, başka herhangi bir 'adamını' seçtirmeyi tercih ederse, seçtirir. Bunların ikisini de çatır çatır yapar, yapacaktır. Bizim hopurup bopurmamız hiçbir şeyi değiştiremeyecektir. 'Yara kaşımaktan' öte bir sonuç alamayız.

Bunu önlemenin tek yolu, Ferhan Şensoy'un Rejans Lokantası'nda sarı votkayı çekip çekip bulanık kafayla önerdiği saçma ve zırva yoldur, onu da ciddiye alan yok. Olmasın da zaten.



Bu yazı 794 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?
    • 15 Ağustos 2012 Atraksiyon
    • 29 Temmuz 2012 Akşam diyordun Abbas
    • 23 Temmuz 2012 Özeleştirini yap Kemal arkadaş!
    • 16 Temmuz 2012 Fransa'nın Kılıçdaroğlu'su
    • 15 Temmuz 2012 Onları geri kazanalım
    • 4 Haziran 2012 Ay birbirinizden farkınız mı vardı?
    • 26 Mayıs 2012 İç savaş istediklerini söylemiştim
    • 29 Nisan 2012 Coşku duyulacaaak... Duy!
    • 13 Nisan 2012 Osmanlıca dersi de konulsun
    • 8 Nisan 2012 Osmanlı'da garaj mes'elesi
    • 23 Mart 2012 Hatırlayalım hatırlatalım
    • 7 Mart 2012 ''Haybeden Şef Gezisi''
    • 29 Şubat 2012 Senin de adın Kemal
    • 12 Şubat 2012 Lafının ardında dur
    • 19 Ocak 2012 Aman oğlum, vururlar ha
    • 6 Ocak 2012 Zurnanın zırt dediği yere henüz gelmedik
    • 5 Ocak 2012 İlker Paşa bize de ifade versin
    • 2 Ocak 2012 CHP'yi destekliyorum
    • 19 Aralık 2011 Olmayanı olduramazsınız

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    10,920 µs