En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Haydi, çözüme...



YİMPAŞ konusunda çözüm ararken cevabını bulmamız gereken soru şu: Maksadımız üzüm yemek mi, yoksa bağcıyı dövmek mi? Bağcıyı dövmekse derdimiz, işimiz çok kolay; bugüne kadar sürdürülen yayınlar hep bu amaca yönelik... Aynı yönde atılacak bir-iki adım sonra ortada kurtarılmaya değer bir şirket de kalmayacak zaten...

Amacı küçük tasarrufları değerlendirerek Anadolu'yu fabrikalarla donatmak ve insanlarımıza yeni iş imkânları sağlamak olan iyi niyetli bir projeydi Yimpaş. Projenin ilk adımında başarı kaydedildiği de belli: Aralarında benim de bulunduğum onbinlerce insan yola koyulanlara birikimlerini emanet etmekte hiç zorlanmadı. İnsanlar varı-yoğuna başkalarından ödünç aldıklarını da ekleyerek verdi de verdi. Kimi projenin felsefesine inandığı için, kimi de yüksek kâr beklentisiyle...

Sorun para toplanmasında değil. Medyanın üzerinde yoğunlaştığı konu olan paraların şirketlere dönüşmesinde, birilerinin o şirketlerde çalışmasında da bir sorun yok. Kâr amaçlı bir oluşumda paranın üzerinde dans edilmez, paralar yatırıma dönüştürmek içindir.

Şu safhada “Neden böyle oldu?” sorusunu sormanın da bir anlamı bulunmuyor. Şirket yöneticileri, başlarına geleni 28 Şubat döneminde pompalanan 'yeşil sermaye' tedirginliğiyle ve SPK'nın kasıtlı tutumuyla açıklıyor; olabilir... Benim kanaatim ise farklı: Para toplamada beceri gösteren kadro toplanan parayı kârlı yatırımlara dönüştürmede yetersiz kaldı... Sebep ne olursa olsun sonuç ortada: Yimpaş (ve benzeri birkaç iyi niyetli proje) bugün bir açmazla karşı karşıya; ekranların yansıttığı sızlanmalar o açmazın ürünü. Her açmazda olduğu gibi Yimpaş sorununa da çözüm bulunması gerekiyor.

Proje sahiplerinin varlığını kabul ettiğimiz 'iyi niyeti' aranan çözümde olumlu bir rol oynayabilir. Küçük tasarrufları hayırlı yatırımlarda değerlendirmek üzere yola çıkanlar, hangi sebeple olursa olsun, bugün projelerini gerçekleştiremez durumdalar; daha da kötüsü, kendilerine emanet edilmiş paradan çok daha fazlası gayrı menkul olarak ellerinde bulunduğu halde (iddiaları bu), değerlendirmeleri için birikimlerini kendilerine teslim edenlere karşı tahhütlerini de yerine getiremiyorlar.

Çözüm bu noktadan sonra kolaylaşıyor.

Bizde zorluk, çözümü soruna sebep olandan beklemekten kaynaklanır genellikle. Yimpaş ve benzeri şirketlerde yöneticiler, kabul etmeseler de gerçek değişmiyor, karşımızdaki dev sorunun da sorumlusudur. Çözüm aranacak ve bulunacaksa, bunu, onların dışındaki bir kadrodan beklemek şart.

Şöyle bir çözüme ne dersiniz: Yimpaş'ın portföyünde bir yanda kârlı yatırımlar var, bir yanda da paraya çevrilebilecek gayrımenkul varlığı... Bu amaçla görevlendirilecek bir heyet, malvarlığını hassas bir biçimde tespit ederek şirkete para vermiş kişilere çağrıda bulunabilir. Bir bölümü, isterlerse, çalışır vaziyetteki kârlı işletmelere ortak olur; derhal para bekleyenler de eldeki gayrı menkul varlığının ortağı yapılır... Kârlı işletmelerin ortağı olmak istemeyenlere, o işletmelerin değerleri düşüldükten sonra ortaya çıkan maddî karşılık gayrı menkul olarak ödenir; isteyen parasının karşılığı gayrı menkulü, isteyen tasfiyeyi yapacak heyetin gerçekleştireceği toplu satıştan hissesine düşeni alır...

Yimpaş temelde bir kâr-zarar ortaklığıdır ve bu yolla gerçekleştirilecek tasfiyede parasını yatıranlar zarar edecek olsalar bile zararı sineye çekeceklerdir. Kendi hesabıma ben zarara razıyım.

Hükümetin ve Ak Parti'nin, genelde tasarrufları değerlendirme amaçlı şirketleşmeler ile özelde Yimpaş'la bir ilgisi yok; ancak bugün gelinen noktada soruna çözüm bulunamadığı taktirde, hükümet ve Ak Parti bundan olumsuz etkilenebilir...

Derdi üzüm yemek olanlar, haydi, hiç gecikmeden sorunu çözüme kavuşturun...



Bu yazı 688 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,222 µs