Perşembe günleri gazetelerin içinden önce Cumhuriyet'in kitap ekini elime alır, bir süreliğine kitapların sessiz dünyasına sığınırım. İyi gelir sabah vakti...
Önceki gün de öyle yaptım.
Kalın çıkmıştı Cumhuriyet Kitap, tam 48 sayfa.
Ama Orhan Pamuk yoktu.
Nobel Edebiyat Ödülü yoktu.
Kapakta yoktu. Üçüncü sayfada Enis Batur'un köşesinde yoktu. 47 sayfayı çevirdim. Hiç birinde Nobel Edebiyat Ödülü'nü, bir Nobel'i ilk kez kazanmış bir Türk olan Orhan Pamuk'tan tek satırla olsun söz edilmemişti.
Arka kapakta İletişim Yayınları'nın, "2006 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan yazarımız Orhan Pamuk'u kutluyoruz. 46 dilde, 100'ü aşkın ülkede" diyen tam sayfa ilanı da olmasa, Cumhuriyet Kitap bu olayı 'atlamış' olacaktı.
Üzüldüm.
Cumhuriyet Kitap'ı 1980'li yılların ilk yarısında Okay Gönensin'le birlikte planlamıştık. Bülent Erkmen grafik düzenini tasarlamıştı.
Türk basınında haftalık kitap ekiyle bir ilki gerçekleştirmenin heyecanını yaşamıştık Cumhuriyet'te. Başyazarımız Nadir Nadi, 'bedava' sözcüğünden hoşlanmadığı için 'parasız ek' diye yazmıştık üstüne...
Nobel'i ilk kez bir Türk romancısı alıyor. Ödül bir hafta önce açıklanıyor. Adı kitap olan, konusu daha çok edebiyat olan ve bir günlük gazetenin eki olarak çıkan bir dergi, bu olayı görmezlikten geliyor.
Neden?..
Ben çok sevindim Orhan Pamuk'un Nobel'i almasına. Kendisiyle gurur duyduğumu hem bu köşede yazdım, hem de telefonda kendisine söyledim.
Herkes sevinmeyebilir; sevinmedi de. Orhan Pamuk'un romanlarını sevmeyenler, güç okuyanlar elbette var. Romancılığını edebiyat tartısına vurup hafif bulanlar da yok değil.
Kimine göre Nobel zaten emperyalizmin aleti... Kimileri de, Allah selamet versin, "Emperyalizm, edebiyatı da şavulladı!" diye yazabiliyor.
Hepsi mümkün, şaşırtıcı değil.
Yıldırım Türker'in güzel deyişiyle "Türk'ün Nobel'le imtihanı!" yaşanıyor Türkiye'de.
N'apalım öyle.
Ama adı kitap olan, konusu daha çok edebiyat olan bir ek, üstelik bir günlük gazetenin haftalık kitap eki, her yıl dünyada olay olan Nobel Edebiyat Ödülü'nü görmezlikten gelebilir mi?..
Görmezlikten gelerek, Nobel Edebiyat Ödülü'nü, Orhan Pamuk'u ve onun Türk ve dünya edebiyatındaki yerini yok edebilir mi?
Olmaz, nafile gayret.
Küçültürsün, büyütürsün...
Eleştirirsin, översin...
Üzülürsün, sevinirsin...
Ama görmezlikten gelemezsin; yazarsın, çizersin, tartışırsın.
Tarihe notlarını düşersin!
Dilediğin gibi düşersin.
Çetin Altan'ın yaptığı gibi:
"Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış yazarlardan bir kaçına bakalım: Andre Gide, William Faulkner, Bertrand Russell, Albert Camus, Boris Pasternak, John Steinbeck, Pablo Neruda vs... Şimdi artık onların arasında, ilk kez bir Türk yazarı da var Orhan Pamuk... Bayrakların direklerini ne kadar yükseltirseniz yükseltin, bayraklar o ülkeden ilk kez Nobel ödülü almış bir yazar kadar görünemiyor dünyadan..."
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle