Tartışma İngilterede başladı.. Avrupaya yayılıyor.. Umarım, dilerim bize de gelir..
Dün de değindim.. Konu şuydu:
Genelkurmay başkanları konuşmalı mı, konuşmamalı mı?
Kamuoyunu yönlendirici demeç vermeli mi, vermemeli mi?
Konuşmalı diyenler zamanlamaya dikkat çekiyor.. Gerçekten de öyle, İngilterenin başı sıkışınca, askeri alanda çıkmaza girince, bir anlamda batağa saplanınca askerler konuşmaya başladı..
Daha önce suskundular.. Sessizdiler..
O zaman gelin, önce zamanlamaya bakalım..
Irak ve Afganistana demokrasi getirmek için yola çıkan İngilterenin geldiği nokta şu: İngilizler artık kendi havaalanlarına ellerinde küçük bir şişe suyla giremiyor..
Halk bu yüzden öfkeli..
Basrada ne işimiz var..
Afganistanda ne arıyoruz seslerinin yükseldiği ortamda General Dannatt hükümetin politikasını sert bir dille eleştirdi..
Bir anlamda siyasete müdahale etti..
Yani zaman ve zemin müsaitti.. Bu yüzden halktan destek gördü..
Tabii şunu da hemen belirtelim..
Dannatt yüzde yüz haklı ama konuştuğu için istifa etmeli diyenler de var.. Hem de azımsanmayacak kadar..
Temel tezleri şu: Askerler siyasal otoritenin emrindedir.. Hükümetin politikalarına karşı çıktıkları an görev yapma kabiliyetleri kalmaz..
Peki ya konuşmadıkları zaman?
İşte bu sorunun yanıtı ilginç..
O zaman da kendi altlarından, kendi silah arkadaşlarından gelen baskıya göğüs germeleri gerekiyor.. Genelkurmay Başkanları sustuklarında, yanlışları ifade etmediklerinde, komutanları, subayları üzerindeki otoriteleri azalıyor..
Zor bir konu..
Bu yüzden tartışmanın demokrasinin beşiği sayılan İngilterede başlaması çok iyi oldu..
Bakalım bize nasıl yansıyacak?
Şu gerçeği kabul ederek yola çıkalım.. Asker hiçbir zaman konuşmamalı.. Bakın, Batıda konuşuyor mu argümanı geride kaldı..
Asker Batıda konuştu..
Doğru veya yanlış.. Ama konuştu.. Tabuyu kırdı..
Peki neden konuştu?
Prof. Emre Kongarın bu konudaki yaklaşımı şöyle; Batının tuzu bugüne kadar kuruydu.. Güvenlik sorunları yoktu. O ortamda askerin konuşacak bir şeyi olamazdı.. Ne zaman onların da başı sıkıştı.. Güvenlikleri tehdit edilmeye başladı orada da askerler sessiz kalamadı.
Yarın öbür gün Fransanın da, İtalyanın da başı derde girerse, demek ki oralarda da genelkurmay başkanları konuşacak..
Böyle bir eğilim var..
İngiltere örneğine bakarsak, Orgeneral Büyükanıtın konuşmasını nasıl değerlendirmeliyiz..
Paşa konuşmalı mı, konuşmamalı mı?
Benim fikrim açık.. İç politikaya müdahale etmedikçe.. Parti başkanlarını muhatap alıp cevap vermedikçe.. Sadece ama sadece ülke tehdit altındaysa.. Bu topraklar bölünme tehlikesi ile karşı karşıyaysa. Cumhuriyetin temel ilkeleri sinsi bir tecavüz altındaysa..
Konuşmalı..
Toplumu uyarmalı..
Ama sınır bu olmalı.. Sınır ihlali yapılmamalı..
Demokrasinin ince çizgisine dikkat edilmeli..
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle