En Sıcak Konular

Serdar Turgut


Serdar Turgut
0 0 0000

Başbakan'ın güvenliği



Başbakan'ın sekiz dakika boyunca müdahale edilemeden baygın kaldığı belirtiliyor. Görüştüğümüz uzmanlar bunun hayli tehlikeli bir süre olduğunu, o süre boyunca vücutta her türlü hasarın olabileceğini söylüyor

Dün Ankara'da bir dizi traji-komik olay yaşandı. Belki Başbakan aslında çok önemli olmayan bir hastalık geçirmiş olabilir de insani bazı hatalar nedeniyle bu basit rahatsızlık bayağı ciddi boyutlar aldı. Başbakan'ın sekiz dakika boyunca müdahale edilemeden baygın kaldığı belirtiliyor. Görüştüğümüz uzmanlar bunun hayli tehlikeli bir süre olduğunu, o süre boyunca vücutta her türlü hasarın olabileceğini söylüyor. Ve eğer Başbakan bu badireden bir hasar almadan kurtulduysa bunu verilmiş sadakası olmasına bağlıyorlar. Neyse; konunun bu boyutunu doktorlar, uzmanlar tartışacak ve resmi açıklamayı uzman doktorlar yapacak, ben sadece bu olan biten hakkında devlet sırrı perdesinin indirilmemesini umuyorum. Çünkü Başbakan'ın sıhhati konusu özel bir konu değildir. Tüm vatandaşların doğru bilgilendirilmesi gereken bir olaydır bu.

Bu tür konularda örnek alınması, model olarak kabul edilmesi gereken ülke Amerika'dır. Amerika'da Başkanlar'ın sıhhatlerindeki en ufak değişiklik bile kamuoyuna anında duyurulur ve sık yapılan kontrollerin sonucu da açıklanır. Örnek, model alınması gereken sadece bu değildir. Şu anda bizde Başbakan'ın korunmasında bir zaaf olduğu şüphe götürmez. Çünkü; koruma sadece dışarıdan gelecek tehlikeye karşı etten duvar oluşturma anlamına gelmez. Başbakan dün olduğu gibi aniden hastalandığı zaman korumaların eli ayağı birbirine dolaşırsa bir zaaf vardır demektir ve bunun bir an önce giderilmesi gerekir. Dün şans yaver gitti de ucuz kurtulundu, bunun artık şansa bırakılmaması gerekir. Yine Amerika'dan bir örnek vereyim; Beyaz Saray'da başkanların odasının kapısında sürekli olarak iki gizli servis elemanı bekler. Gayet tabii ki başkanların karıları istedikleri zaman içeriye girerler. Diyelim ki; karı-koca şiddetli bir kavgaya giriştiler ve işler sertleşti. Bu gibi durumlarda bile gizli servisin nasıl davranacağı kesin kurallara bağlıdır. Hatta kadın olayı sertleştirir ve fiziksel kavgaya dönüştürürse, bir aşamada olay tehlikeli boyutlara vardığında korumanın, başkanın eşini vurma yetkisi bile vardır. Bu tabii ki uç bir örnek ama basit durumlarda kimin hangi görevi yapacağının kurallara bağlanması da bu gibi uç durumları düşünenlerce formüle edilebilir.

Bizde böyle bir tedbirler zincirinin kurulmadığı dün ortaya çıkmıştır. Hastalanan bir Başbakan'ın otomobilinin kilitli kalması ve balyozla camın kırılması uluslararası bir skandaldır. Bunda bizim koruma kültürümüzün azgelişmiş olması da suçludur, korumaları arasına yakınını bile koyan Başbakan da. Bu işin profesyonellerce bir an önce ele alınıp düzgün hale getirilmesi gerekiyor.

Tarihimizde İstanbul'dan yola çıkıp Viyana önlerine kadar düzenli ordu götürmeyi başarmış bir ülkenin, bir kişiyi düzgün koruma becerisi olmadığını bana kimse anlatamaz. Başbakan'ın tamamen iyileşir iyileşmez bu işe al atması gerekiyor.

Bir de oruç tutma zorunluluğunda seferi olmak diye bir kavram yok mudur? Başbakan, Türkiye'yi yönetmek gibi zorlu ve hayli güç isteyen bir iş üstlenmiş durumda. Onun oruç tutmaması günah olabilir mi? Onun zihninin hep açık olması ve gücünün yerinde olması gerekir ki; bizler huzurlu olalım... Durum böyle, ne yapalım... Başbakan şahsi iç huzuru ile ülke huzuru arasında bir seçim yapmak zorunda maalesef...



Bu yazı 977 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2009 Cemaat ile TSK diyaloğa girmeli
    • 22 Aralık 2008 Erdoğan’ın kızının resmini görünce utandım
    • 11 Aralık 2008 Modernizmin ölümü ve anlamsızlık
    • 11 Kasım 2008 Fehmi Koru’nun yazısının şifreleri
    • 3 Kasım 2008 Acımasız düzen
    • 31 Ekim 2008 Medya Faşizmi nedir?
    • 28 Ekim 2008 THY’nin devrimci kararı
    • 24 Ekim 2008 Krizi fırsata çevirmek
    • 22 Ekim 2008 Kriz komplo olabilir mi?
    • 2 Ekim 2008 New York şehrinin kapanması
    • 16 Eylül 2008 Doğan’ın büyük kötülüğü
    • 17 Ağustos 2008 Medya da temizlenecek
    • 7 Ağustos 2008 Taşlar yerine böyle oturur
    • 27 Temmuz 2008 Faili meçhul hayatım
    • 17 Haziran 2008 Derin devlet gurusu
    • 23 Mayıs 2008 S-muhtıra
    • 1 Mart 2008 ABD’ye nanik yapılmaz
    • 29 Şubat 2008 Bölgenin ‘Büyük Abi’si
    • 9 Şubat 2008 Fakirlik ebedi oldu
    • 15 Ocak 2008 Enerji güvenliğinde stratejik ortaklık

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,144 µs