Geçen gün Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde AKP İstanbul Teşkilatının Alman Başbakanı Merkel onuruna verdiği iftar davetine katıldım.
Baktım, Cüneyd Zapsu telaşlı bir sevinç içinde ortalıkta dolaşıyor...
Bir Tayyip Erdoğanın yanına koşuyor, bir Merkelin...
Gözü Merkel ile Erdoğan dışında kimseyi görmüyor.
Yüzünde pek mühim devlet görevi ifa edenlere özgü derin bir kaygı ifadesi...
Bu işlerden "çakan" arkadaşıma sordum:
"Cüneyd Zapsu gözden düşmemiş miydi?.."
Yanıt açıktı:
"Evet, düşmüştü."
Bana yine sormak düştü:
"Peki o zaman Zapsudaki şu olayın tüm sorumluluğu benim üzerimde havası nedir?"
Arkadaşım "Bunda bilmeyecek ne var" diyen gözlerle yanıtladı:
"O Alman ekolündendir. Yani AKPnin Almancı kanadındandır. Ne zaman Almanya ile ilgili bir gelişme yaşansa ön plana çıkacak. Ancak sonra yine eski pozisyonuna, yani gözden ırak pozisyonuna geçecek. Senin anlayacağın Zapsunun kariyeri Türk Alman ilişkilerinin seyrine bağlı."
İçimden "Vah! Vah!" demek geldi.
Sonra da şunları söyledim:
Demek "veri koordinatörlüğü" gibi afili bir vazifenin ya da "elçilerle kulis atmak" gibi hayli heyecanlı atraksiyonların ardından...
İş gelip dayanıp sadece Almanya ile sınırlı kaldı ha!
Demek ki insan ne oldum dememeli, ne olacağım demeli...
***
Peki ya Egemen Bağışa ne demeli?
"Mütercimlik" kontenjanından Başbakanın en yakınına yerleşen Egemen Bağış da bu ilişki düzeyini koruyamadı.
Hepimiz biliyoruz:
Bağış, Başbakan ile eskisi kadar yakın değil.
Ancak son ABD gezisinde gördük ki Egemen Bağış yeniden başrole çıktı...
Saç ektirme olayını bir tarafa bırakırsak, "Bush tarafından anımsanan bir isim" olması yıldızını parlattı.
Ancak...
Bu Bağış için bir zafer değildir.
Çünkü...
Eskiden bütün yurtdışı gezilerinin değişmez konuğu olan Egemen Bağış, artık sadece Amerika yolculuklarında ön plana çıkacak gibi görünüyor.
Yani o da şansını iyi kullanamayanlardan...
İftar kelimesi geçmemiş
Cumhurbaşkanı Sezerin Devlet Bakanı Ali Babacanı azarlaması olayıyla ilgili olarak ayrıntılar ortaya çıktı.
Her şeyden önce Ali Babacan, Sezerin "Seninle görüşeceğiz, biraz bekle" şeklindeki hiç de nazik olmayan çıkışına, "İftara yetişmemiz gerekiyor" türünden bir gerekçe sunmamış.
Yani olayın, laiklik ya da irtica konularıyla uzak yakın bir ilgisi yok.
Cumhurbaşkanı, içinden "Sen nasıl laik bir ülkenin Cumhurbaşkanına iftara yetişeceğim dersin be hey gafil" şeklinde bir öfke cümlesini kurmamış.
Peki neymiş Sezeri bu denli vahim usul hatasına yönelten?
Ne olacak?
Babacan üç ay önce Merkez Bankası Başkanının atanması sırasında Sezeri eleştirmiş...
Sezer de bu eleştiriyi unutamamış...
Bir de Tayyip Erdoğanın öfkesini kontrol edemediğinden, hemen sinirlendiğinden falan söz ediyoruz.
Bence üç ay boyunca diri tutulan bir öfkedense, "anında öfke" daha sağlıklıdır.
Adnan Şenses protokolde
Merkel onuruna verilen iftar davetinde bir de ne göreyim: Salonun en hatırı sayılır masasında kısa bir süre önce geçirdiği estetik operasyonun ardından yeni görünümüyle Adnan Şenses!
Alman ve Türk siyaset adamları ile yabancı misyon şeflerinin arasında oturuyor.
Üstelik...
Yapılan konuşmaları not alarak dinliyor.
Başbakan Erdoğanın masasının yakınında konuşlanan Şensesin bir göz teması için çaba sarf ettiği de gözden kaçmıyor.
Tabii bu durumda bana yine sormak düşüyor:
"Yahu Adnan Şenses de gözden düşmemiş miydi? Çoktandır bu tür toplantılarda kendisini göremiyorduk?"
Bu işlerden "çakan" arkadaşım, "Yahu sen de hiçbir şey bilmiyorsun" der gibi, yani hafiften aşağılayarak baktı ve şöyle dedi:
"Tayyip Bey vefakardır. Her şeye rağmen Adnan Abiye sahip çıkalım mesajı verdi ve böyle oldu."
Arkadaşıma "Kusura bakma, cehaletime ver" falan dedim.
Bu arada gözüm Merkelin konuşmasını not alarak dinleyen Adnan Şensesteydi.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle