Komutanların art arda yaptığı irtica çıkışlarının Erdoğan'ın Washington'da elini kolaylaştırdığı ortada.
Seçilmiş iktidarın atanmış bürokratlar tarafından topa tutulduğunu gören Amerikan yönetimi görülen o ki net bir tavır alma ihtiyacı hissetmiş.
AK Parti iktidarına sıcak bakmadığını bildiğim Amerikalı bir diplomatın deyimiyle toplantı "Çok iyi geçmiş."
Bush'un toplantı sonrası Erdoğan'a "yakın dostum ve barış adamı" diye hitap etmesi ve Türkiye'nin istikametinin AB üyeliği olduğunu söylemesi, 28 Şubat benzeri bir beklenti içinde olanlara kırmızı ışık işareti niteliği taşıyor.
Çünkü Türkiye'de Silahlı Kuvvetler tüm müdahalelerini, 28 Şubat dahil, Amerikan yönetiminin desteği ve onayıyla yapmıştır.
Soğuk Savaş'ın sona ermesi, Amerika'nın Irak'ı işgal edip Türkiye'ye komşu olması dengeleri değiştirirken kimilerinin ezberini bozdu.
Yerleşik verili düzen gerek iç dinamikler, gerek dış dinamiklerin baskısı sonucu sarsıldı.
Ancak asıl değişim AB sürecinde yaşanmaya başladı.
AB'ye girme taahhüdü aynı zamanda askerin rolünü ciddi biçimde daraltma taahhüdüydü.
Bu çerçevede geçen dönem YÖK, TRT, DGM'ye asker üye atanmasına son verildi, MGK'daki sivil üye sayısı asker sayısının üzerine çıkarıldı, MGK Genel Sekreteri sivilleşti, askeri malların denetimi Sayıştay denetimine alındı, Milli Savunma bütçesi harcamaları kısıtlandı vs.
Ancak devletin politikası gerçekten AB'ye girmek ise bunların yeterli olmadığı ortada.
Soğuk Savaş döneminin "Her ülkenin gerçekleri farklıdır, o yüzden demokrasi uygulaması her ülkede değişir" savunmasının geçerliliği kalmadı.
Bunun sonucunda güvenlik anlayışı da baştan aşağı değişti.
Bu değişim ve güç kaybı algılaması kimi kesimler için ürkütücü ve rahatsız edici.
Buna bir de cumhurbaşkanlığı seçimini eklerseniz yaşanan gerilimi çözümlemek kolaylaşıyor.
Ancak iç dinamikleri harekete geçirme kabiliyetiniz olsa bile, özellikle günümüz dünyasında, dış dinamikler aleyhinize ise fazla hareket alanınız kalmıyor.
Amerika Başkanı Bush, Erdoğan'la görüşme süresini uzatarak, toplantı sonrası iltifatlar ederek demokratik sürece müdahale konusunda net tavrını ortaya koydu.
Washington'dan yeşil ışık olmadan gerilimin tırmandırılması artık ciddi olarak zordur.
Nispi bir sessizlik ortamı beklentisi gayet makuldür.
Muğlak, soyut tehdit iddialarıyla demokratik akışı kesintiye uğratma dönemi bugün için mümkün görünmemektedir çünkü.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle