En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Siyaset mi, üniforma mı?



Siyaset mi, üniforma mı? Hangisi? Atatürk ne yapmıştı?
Bu soruları uçakta, Erdoğan-Bush görüşmesinden sonra Londra'ya uçarken konuşuyoruz. Başbakan'ın yakın çevresinden biri şöyle diyor:
"Atatürk, İstiklal Savaşı sonrası üniformayla siyaset arasına duvar çekmiş, yakın dava arkadaşlarına sormuştu, siyaset mi, üniforma mı diye... Kimi siyaseti, kimi üniformayı tercih etmiş, yola böyle devam edilmişti. Ordu, milli ordu sıfatını asıl bu tercihle kazanmış ya da pekiştirmişti."
Uçakta böyle bir konunun niye gündeme geldiği malumdu:
Büyükanıt Paşa'nın konuşması...
Başbakan Erdoğan, Amerika'ya uçarken Türkiye'de irtica tehdidinin olmadığını söylemiş, bu tartışmaların lüzumsuzluğuna değinmiş, bu yüzden Türkiye'nin siyaseten gerildiğini, ekonominin zarar gördüğünü belirtmişti. Ayrıca bu konuyu aynı gün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt'la da konuştuğunu, kendisinden de anlayış gördüğünü söylemişti.
Pazar akşamı Georgetown Üniversitesi'nde konuşurken de, bir soru üzerine Türkiye'nin bir demokrasi olduğuna, askerin anayasal olarak sivil otoriteye bağlılığına dikkat çekmişti.
Ama ertesi gün Erdoğan'ın söylediği gibi olmadı. Yani Büyükanıt Paşa önceki günlerde komutanların yaptığı gibi konuştu, Başbakan'ın söylediğinin tam tersini söyledi, "İrtica tehdidi vardır!" dedi.
Şimdi ne olacaktı?
Siyasetle üniforma arasında irtica tehdidi vardı, yoktu tartışması devam edip gidecek miydi? Türkiye biraz daha gerilecek miydi?
Yoksa ateşkes mi yapılacaktı?
Pazartesi günü Londra'ya uçarken Erdoğan heyetinin kafasını meşgul eden konuların başında herhalde bu da vardı. Başbakan Erdoğan'la Dışişleri Bakanı Gül, uçağın ön tarafındaki küçük ofiste irtica var, yok ile ilgili harekât tarzını düşünmüş olmalıydılar.
Edindiğim izlenimlere gelince:
(1) İrtica tartışmasını kamuoyu önünde sürdürmekten kaçınacakları, bu konuyu zamana bırakmak istedikleri anlaşılıyor. Yani ateşkes tercih ediliyor. Ekonomik ve siyasal istikrarsızlıktan kaçınmak için bunun gerekli olduğuna inanılıyor.
(2) İrtica konusunda Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'la sıkı diyalog kurulması düşünülüyor. Sözgelimi bu çerçevede Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in Genelkurmay Başkanı'na gönderilmesi de var.
(3) Komutanların irticayla ilgili her türlü şikâyetlerini meşru zeminlere, kapalı kapılar arkasında örneğin Milli Güvenlik Kurulu'na, Başbakan'la Genelkurmay Başkanı arasındaki olağan görüşmelere taşımalarının sağlanması bir başka nokta...
(4) İrtica nedir, ne değildir? Bu soruyla ilgili somut bir tarif yapmak, bu konuyu bilimsel bir temele oturtmanın önemi de gündeme getiriliyor.
(5) Komutanların yaptığı irticaya ilişkin konuşma ve çıkışların dindar, mütedeyyin insanları rahatsız ettiği, tedirgin ettiği konuşuluyor.
(6) Bu arada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt, kendisiyle her türlü konuda diyalog kurulabilecek, konuşulabilecek makul bir kişi olarak kabul görüyor.
Beyaz Saray buluşmasına gelince...
Londra'ya uçarken bir ara Erdoğan-Gül ikilisiyle kısa bir süre sohbet ettim. İkisi de Başkan Bush görüşmesinden memnundu. Hem içerik, hem üslup, hem de PKK ve teröre karşı işbirliği açısından buluşmanın çok iyi geçtiğini söyledi Erdoğan...
Ateşkes sonrası PKK'yı dağdan indirmek için af benzeri bazı telkinler Beyaz Saray buluşmasında gündeme gelmiş miydi?
Bu sorunun yanıtı hayır.
Ama bununla birlikte, başka kanallardan af konusunun Washington tarafından yoklandığı anlaşılıyor.
Edindiğim izlenime gelince:
Bu konu çok hassas! PKK'nın tümden silah bırakması gibi büyük bir gelişme yaşanmadığı takdirde, af, eve dönüş ya da pişmanlık gibi bir konunun ancak seçim sonrası gündeme gelebileceği anlaşılıyor.
Bu arada abdest suyu...
Erdoğan-Gül ikilisiyle baş başa sohbet ederken, gazetemizin başarılı bir fikri takip ile sonuçlanma aşamasına getirdiği bu konuyu da sordum. Milliyet, son iki günlük haberleriyle din dersi kitabında tahrifat yapıldığını belgelemiş, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de ders kitabının yeni baskısından bu bölümün çıkarılacağını söylemişti.
Erdoğan ne düşünüyordu?..
Fazla konuşmak istemedi. Ancak, alyuvarlar gibi olmayan bir şeyin kitaba girdiğini söylerken, yanlışın neresinden dönülürse kârdır havasındaydı.
Başbakan'ın Washington-Londra uçağından izlenimlerimin özeti de böyleydi.



Bu yazı 953 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,531 µs