Ferai Tınç
0 0 0000
İftira imparatorluğu
"CUMHURİYET dedikodu imparatorluğu, iftira imparatorluğu değildir" diyor Jacques Chirac iki gün önce.
Fransa Devlet Başkanının bu sözleri gelecek hafta Mecliste ele alınacak olan soykırım tasarısıyla ilgili değil.
1915 olaylarının tartışılmasını yasaklayan tasarının Meclisten geçmesi durumunda, Fransanın bir "iftira diktatörlüğü"ne dönüşeceği endişesinden de kaynaklanmıyor bu sözler.
Chirac zorda.
Fransada siyaset krizde.
Aslında, anayasa tartışmalarından beri su yüzüne vuran, varoş ayaklanmalarıyla iyice ortaya çıkan, gençlik olaylarında tam bir sıkışıklığı yansıtan, derin bir kriz bu.
Bu kriz, Avrupanın itici gücü olan bu büyük ülkenin elini ayağını o kadar bağlıyor ki, Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerin geleceğinden endişe etmemek mümkün değil.
* * *
BEN endişeliyim. Bu ortamda, tasarı Fransız Meclisinden geçebilir.
Bugün, bu konuya gerçekten sahip çıkabilecek bir irade göremiyorum Fransada. İktidar partisinin grubu oylamada serbest bırakması da bunu gösteriyor.
Bütün bu karmaşanın altında gelecek yıl yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimleri var.
Fransa, Watergate tipi bir skandalın pençesinde. İzliyoruz. Olaylar durulmuyor, skandallar birbirini takip ediyor.
* * *
OLAY, 1991de Tayvana firkateyn satışına dayanıyor. Bu satış sırasında Fransız yetkililere büyük miktarda rüşvet verildiği iddialarının araştırılması sırasında İçişleri Bakanı Sarkozynin de adı geçiyor.
Chiracın sağ kolu Başbakan Dominique de Villepin de 2004 yılında Lüksemburgda Clearstream finans kuruluşunun hesaplarını gizli servis aracılığıyla kontrol ettirmeye başlıyor. Daha doğrusu böyle bir iddia ortaya atılıyor.
Fransa, bir aydan beri bu skandalla çalkalanıyor. Her gün yeni bir iddia, her gün yeni bir isim ortaya çıkıyor.
Mesela, önceki gün Chiracın da Japonyada bir bankadaki gizli hesabı ve burada milyonlarca doları bulunduğu iddiası ortaya atıldı. İddia sonra asılsız çıktı ama ortalık bulandı bir kez.
* * *
CLEARSTREAM skandalı ya da Fransız Watergatei, skandal derinleştikçe karanlıkta kalan noktalar artıyor.
Gerçekten Chirac ve Villepin, Sarkozynin ipini çekmek mi istediler? Yoksa Villepin, Sarkozynin provokasyonuna mı geldi?
İktidardaki UMP, yani Chiracın partisi olan sağcı Halk Hareketi Birliği ülkeyi sarsan bir iktidar savaşının arenası olmuş halde.
Sosyalistler de başkanlığı ele geçirmek için kendi oyunlarını oynuyorlar.
Başbakanın görevden alınması için baskı yapıyorlar. Önümüzdeki günlerde hükümet aleyhine gensoru vermeye hazırlanıyor Sosyalist Parti.
* * *
OY için insanların birbirinin gözlerini oydukları bu ortamda Üçyüz küsur bin Fransız Ermeninin oyunun ne kadar hayati önemde olduğunu söylemeye gerek var mı?
Türkiye ile ilişkiler? Kimsenin bunu düşünecek hali yok.
İç politik çekişmeler bazen bir ülkenin uzun vadeli çıkarlarının önüne geçebiliyor. Fransa işte böyle bir dönemden geçiyor.
Keşke yanılsam ama, bu kafa karışıklığının Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar süreceği anlaşılıyor.
Ne yapacağız? Anlayışla olayları izlemekle mi yetineceğiz?
Tabii ki hayır, haklı tepkimizi ortaya koyacağız. Ama sürdürülebilir önlemlerle. İki adım atıp üç adım geri çekilmek zorunda kalmadan. Soğukkanlı ve ısrarlı biçimde. Çünkü bu iş süreceğe benziyor.
Bu yazı 1,106 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
15 Kasım 2010
Talabani'nin resti
-
2 Ağustos 2010
Ortadoğu’da gerilim yüksek
-
21 Mayıs 2010
Acem oyunu
-
14 Eylül 2009
12 Eylül ne zamana kadar?
-
7 Ağustos 2009
Mahmur Kampı neden önemli
-
10 Mayıs 2009
Anneler en çok barış istiyor
-
2 Ocak 2009
Geçen yılın iki olayını birinci seçtim
-
13 Ekim 2008
İlerleme raporunun pazarlama stratejisi belli oldu
-
11 Ağustos 2008
Gürcü lideri kim itti?
-
10 Ağustos 2008
Kafkasya’da süper güç rekabeti
-
4 Ağustos 2008
Kerkük krizi tırmanıyor
-
26 Mayıs 2008
Fransa’nın eski başbakanı, Sarkozy’ye aldırmayın diyor
-
25 Nisan 2008
Ortadoğu barışı ve Golan
-
7 Nisan 2008
Zirvelerin ardından
-
17 Mart 2008
Dış politikada baskı dönemi başlarken
-
14 Mart 2008
Açlığın yeni yüzü ve füze kalkanı
-
25 Şubat 2008
Kıbrıs’ta nerede kalmıştık?
-
18 Şubat 2008
Kontrollü bağımsızlık
-
25 Ocak 2008
Ege’de yeni sayfanın manşeti ’cesaret’
-
21 Ocak 2008
Soğuk savaş üslubu geri dönerken
Yorumlar
+ Yorum Ekle