0 0 0000

Celal’in psiko-patolojisi!

Talabani’nin çıkışları, Kuzey Irak’a yapabileceğimiz olası bir müdahaleye ilişkin korkusunu besleyen “yenilikten” geliyor.

Bu yenilik şu; General Ralston’un bölgeye yaptığı ziyarette Ankara’nın “sinirini” olduğu gibi yansıtmış olması!

Celal’in, bu ikazı, “PKK’yı durdur, yoksa Türkler geliyor” şeklinde okuduğu anlaşılıyor. Ancak fazlası da var!.. “Türkler gelirse sen de gidersin” gibi!

Korku ile panik kardeştir… “Celallenmesinin” ardında bu paniğin gölgesi duruyor. Panik, Celal’in “sakilliği”ni de ortaya çıkarıyor. Bir Devlet Başkanı’nın terör örgütüyle görüşemeyeceğini unutuyor.

Celal önce “görüştüğünü, PKK’nın duracağını” söyledi. Bu ilk fasıl. Korkuyla PKK’yı durdurmaya çalıştı. Ancak sadece 24 saat sonra korkusunun paniğe terfi ettiği anlaşılıyor. Çünkü Türkiye’yi tehdit etti!

Trajik olduğu denli komiktir. Trajiktir, çünkü getirilerini düşünürsek Talabani’nin sonu trajik olur. Komiktir çünkü, bu kadar orantısız bir tehdidi uzun zamandır duymamıştık.

Madem öyle biz niye rahatsız olduk?.. Türkiye’nin rahatsızlığı yapılan tehditten veya gerçekleşme ihtimalinden gelmiyor. Sıkıntının sebebi bu kadar “küçük” bir gücün bu söylemi bize karşı kullanmaya cüret edebilmesi.

“Düne kadar ast rütbeli askerlerimiz karşında ‘esas duruş’unu gösteren bir aşiret reisi” söyleminin sık tekrarlanmasının nedeni budur.

Bu “çıkıntılığa” hak verecek elbette değiliz ama Talabani’nin paniğini çözümlememiz gerekiyor…

Mesele aynı zamanda “Talabani’nin koltuğuyla” ilgilidir. Celal’in Irak Devlet Başkanlığı koltuğunu altında tutmakla ilgili sorunu olduğu anlaşılıyor.

Irak’ta bir türlü durdurulamayan saldırılar, mezhep ayrılıkları, halkın eksikliğini her geçen gün daha derinden hissettiği temel hizmetler noksanlığı, her şeyin sonu olacak ABD’nin askerlerini çekme ihtimali, “komşu ülkelerin” kışkırtmaları ve Kuzey Irak meselesi, yetkinliği zaten tartışmalı olan Talabani’yi iyiden iyiye sallıyor.

Bunların üstüne yaşanacak bir Türk müdahalesi, ABD’nin “kesinlikle” en son arzu edeceği şey olduğundan, Talabani’nin Kürtlerin Irak’ta gördüğü en büyük umur olan devlet başkanlığını kaybetmesi ile sonuçlanacaktır. Talabani Ralston’un ikazlarını koltuğuna yönelik uyarı olarak algılıyor.

Peki öyle mi?.. Amerikan ikazı Talabani’nin iktidarını sallıyor mu? 

1. ABD Kürtleri kaybetmek istemiyor ama… 2. Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesini hiç istemiyor. Bu hemen her şeyi allak bullak edecektir. 3. Bu durum İran ve Suriye’ye örnek olacaktır. 4. Kürtleri ve bölgedeki üs planlarını kaybedecekler, petrol bile tehlikeye girecektir. 5. Müdahale gerçekleşirse yapacak bir şeyleri de yoktur! 6. Sonuçta Irak’ın tek “huzurlu” bölgesi kaybedilecek, bölge yepyeni ihtimallere gebe kalacak, artık Kürtlere ihtiyaç duyulmayacaktır. 7. Talabani’ye ihtiyaç kalmayacaktır.

Celal kukla olduğunu biliyor. Kuklanın iplere ihtiyacı vardır. İpi tutan ellerin gevşediği anlaşılıyor.

Bu yazı 1,179 defa okundu.