Ergun Babahan
0 0 0000
Onlar Viyana'ya gelmiş
Başbakan Erdoğan'la Avusturya ve Endonezya'yı kapsayan dört günlük gezinin ilk ayağı için Viyana'dayız. Başbakan ayağının tozuyla önceki akşam Avusturya'daki Türk öğrencilerle bir araya geldi.
Çok sıkı güvenlik önlemleri altında geldiğimiz Viyana'da, otele de aynı sıkılıktaki önlemler arasında girdik.
Salonu dolduran öğrencilerin yarıdan fazlası kızdı, bu kızların tamamına yakınının da başı örtülüydü.
Demirel'i duymadan yola çıktıkları için Suudi Arabistan yerine Avusturya'ya gelmişlerdi.
Genel hal ve tavırlarına bakılacak olursa da Suudi Arabistan'a gitmeye hiç niyetli değil gibiydiler.
Her biri farklı bir başörtüsü takmıştı. Gül desenli, turunculu, kırmızılı başörtüler göze çarpıyordu.
Sade siyahı tercih eden genç kız sayısı beşi geçmiyordu.
Başörtüsünü çoğunluk pantolonla tamamlamıştı, ayaklarda üstü açık ayakkabılar, terlikler dikkat çekiyordu.
Kızlı erkekli bir arada oturmuş, Başbakan'ı dinliyorlardı.
Bir çeşit cinsel ayrımcılığın kurbanıydılar. Çünkü kendileri gibi düşünen, davranan yaşıtları erkekler, Türkiye'de diledikleri üniversitede okurken, onlar yurtlarından binlerce kilometre ötede eğitim almak zorunda kalmıştı.
Bu salon muhafazakar ailelerin kızlarının yüksek eğitime ne kadar önem verdiğinin de açık bir göstergesiydi.
İstanbul'da üniversiteye gönderirken rahatsızlık duyabilecekleri kızlarını ta Viyana'ya kendi başına okumaya gönderme kararı vermişlerdi.
Anladığımız kadarıyla buraya kadar gelmekle de dertleri bitmemişti. Kimilerinin okuduğu üniversite YÖK tarafından tanınmadığı için diplomalarının denklik sorunu vardı.
Farklı bir kültür ortamında aldıkları yüksek eğitim, davranışlarını, düşüncelerini doğal olarak etkilemişti. Çoğunluk kızlıerkekli yan yana oturuyordu. Haremlik-selamlık uygulaması yoktu yani.
Türkiye'ye ve Müslüman kimliğine karşı çıkışın dorukta olduğu, kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkan AB üyesi bir ülkede, Müslüman kimliklerini en çarpıcı biçimde ortaya koyarak eğitim alabiliyorlardı.
Türkiye'nin kurumları arasındaki çatışmanın doğrudan kurbanı bu genç kızlar.
Yine de onlar şanslı azınlık.
Çünkü aileleri Avrupa'da eğitim almalarına izin vermiş ve bunun için gerekli maddi olanağa sahipmiş.
Onların durumundaki çok sayıda genç kız, bu imkandan ne yazık ki mahrum. Onun için de üniversite eğitimi almak yerine, mutsuz bir şekilde evde oturmaya mahkum.
Sağduyulu bir çözüm bulunmadıkça vicdanlarımızı kanatacak bir yara olarak başörtüsü Viyana'da olanca cesametiyle karşımıza çıktı.
Tercihlerinin açıkça Arabistan olmadığını gösteren bu genç kızları huzura kavuşturacak bir formülü demokratik bir sistem üretebilmeli artık diye düşünüyorum
Bu yazı 948 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
6 Mayıs 2012
Adalet talebinden tahrik olan bir ordu! Astsubaylar direnin
-
4 Nisan 2012
Benim darbecim insanlık suçu işlemez
-
24 Mart 2012
Ergenekon ve psikolojik savaş
-
14 Mart 2012
Kürt meselesinde tarihi uyarı
-
7 Mart 2012
Türkiye, AB için neden önemli!
-
4 Mart 2012
Medya nasıl kurtulur?
-
3 Mart 2012
Medya eliyle hükümet devirmek de darbedir!
-
19 Şubat 2012
Sayın Başbakan 3’üncü dönemler hep zor geçer!
-
15 Şubat 2012
Washington’ın Türkiye’ye bakışı
-
14 Şubat 2012
Gazetecinin suç işleme özgürlüğü
-
7 Şubat 2012
Tencere dibin kara
-
5 Şubat 2012
Sadece ordu yetmez devleti sıfırdan kurmalı
-
22 Ocak 2012
Barlas, Özkök’ü neden uyarmıştı!
-
3 Ocak 2012
Bu facia AK Parti için çok ciddi alarm
-
13 Aralık 2011
Siyaset ve sadakat
-
11 Aralık 2011
Bu iddianamede ciddi şike var!
-
6 Aralık 2011
İşte kahramanınız Kozinoğlu!
-
22 Kasım 2011
CHP, Dersim ve Ermeni kırımı!
-
19 Kasım 2011
Atatürk milliyetçiliği ‘Ne Mutlu Türküm’ demektir
-
15 Kasım 2011
Ulusalcılara bir iyi bir de kötü haber
Yorumlar
+ Yorum Ekle