Filistin'de Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Başbakan İsmail Haniye, Ramazan'a girerken yaptıkları konuşmalarda halklarına hediye olarak iki ayrı şey sundular. İlginç olan, her ikisinin de bir ötekisi üzerinden vaatlerde bulunması ve fakat bunu yaparken karşı tarafla görüşmemiş olmasıydı.
Abbas, Filistin halkına kalıcı bir barışın ilk adımı olacak büyük bir projeden bahsediyordu: El-Fetih ve Hamas İsrail'i resmen tanıyacak ve şiddeti tel'in edecek bir hükümet kuracaklar, bu hükümet kendisinden önceki hükümetlerin yaptığı bütün anlaşmalara sadık kalacaktı. El-Fetih'in ve Mahmud Abbas'ın bakışıyla Hamas bu teklifi kabul ederek Filistin halkını mevcut boykottan kurtaracak, diğer taraftan İsrail'i tanıyan direkt Hamas olmayıp, yeni bir koalisyon grubu olduğundan Hamas bu hususta 'belirsizliğin avantajını' kullanmaya devam edebilecekti.
Gelişmelerin Hamas cephesi ise farklı görülüyor. Son bir aydır El-Fetih yöneticileri ile görüşmeler yapan Haniye, Abbas'ın söz konusu açıklamaları uluslararası bir platformda dile getirmesinin devam eden görüşmelere bir ihanet olduğunu düşünüyor. Haniye'ye göre Abbas, görüşmelerin hiçbir zaman ulaşmadığı ve ulaşmasının da öngörülmediği bir sonucu ilan etmek suretiyle koalisyon görüşmelerini öldürmüş durumda. Haniye, partisinin hiçbir zaman İsrail'i tanımayacağını, tanıyan bir koalisyonda bulunmayacağını, kendisinin de böyle bir koalisyonun başbakanı olmak istemediğini söylüyor.
Peki Abbas boş mu konuşuyor? Yoksa Haniye perde gerisinde verdiği sözler ve 'olur'larla piyasaya çıktığında taban kaybetme korkusuyla çizgi mi değiştiriyor?
El-Fetih ve Hamas liderlerinin boş konuştuğu vakidir. Ancak sık sık çizgi değiştirdikleri de doğru. Hamas'ın 'doğrudur' dediği şey şundan ibaret: El-Fetih'le birlikte İsrail devletinin yanı başında bir Filistin devletinin kurulması ve bunun uluslararası camia tarafından tanınması için çalışırız. Haniye'nin bu sonuç için önerdiği şey ise 'uzun süreli bir ateşkes'. Haniye, bu ateşkesi daha önce yaşanmış 'hudna' örneklerinde olduğu gibi El-Fetih'e değil, bizzat İsrail'e teklif ediyor. Bu teklif Hamas'ın aslında İsrail'i tanımaya ve birlikte yaşamaya hazır olduğunu; ancak bunu ilan etmek suretiyle Filistin tabanında oy kaybetmeye hazır olmadığını gösteriyor. Bu tespit, mevcut durumda Filistin'i açmaza götürmesi açısından üzücüdür; ama gelecekte Hamas'ın bir kitle partisine dönüşerek sivil siyaseti göğüsleme potansiyelini göstermesi açısından ümittir de Hamas'ın atomize bir parti olduğu, aldığı bir kararın bütün Hamasçılarca benimsendiği de yanlıştır. Bugün İsrail'i tanımaya kalkıştığında Suriye'deki politik kanat liderliğiyle esaslı bir çatışmaya gireceğini biliyor İsmail Haniye. Böylesi bir tavizi verebilmesi için hem karşılığında esaslı bir şeyler alması lazım, hem de Şam'da bulunan Halid Meşal'in tavrını yumuşatması. Meşal ise son günlerde bırakın İsrail'i tanımayı, bir barışı dahi istemediğini açıklayıp duruyor. Bu şartlar altında El-Fetih ve Hamas anlaşabilir ve bir milli birlik hükümeti kurabilir mi? Hamas'ın son sözü Şam'da söylendiği müddetçe hayır. Çünkü Şam'daki politik kanat, Batı Şeria ve Gazze'dekilerin yaşadığını yaşamıyor; bildiğini bilmiyor. İsmail Haniye'yi Meşal'in zincirlerinden kurtaracak iki şey var: Bir, Filistin iç savaşı ihtimali, ve İsrail'in Kudüs gibi sembolik mekânlardan bazı tavizler vermeye hazır olduğu imajı. Abbas'ın elini güçlendiren şey ise AB ülkelerinin yardımları sadece kendisi üzerinden göndermeyi kabul etmesi. Geçtiğimiz hafta Abbas, Hamas'ın İsrail'i tanımaya razı olduğunu söylerken muhtemelen bu 'kozunu' kullanıyordu. Açıklamasına göre Ramazan ayı başlamadan Filistin ekonomisinin belkemiği durumundaki 165 bin devlet memuru aylardır ödenemeyen maaşlarını alabileceklerdi. Haniye, anlaşmanın mümkün olmadığını söylediğinde bu maaşların ödenmesini de imkansızlaştırmıştı aslında Prensiplerine sadık kalmakla, Hamas kendi tabanını da kaybedebilir mi dersiniz?
Ramazan'ın bereketli ortamında Filistinli kardeşleriniz için de dua etmeyi unutmayın lütfen
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle