0 0 0000

Vatikan'ın karmaşık ve karanlık koridorları 2

Ratzinger, bu konuda bir rapor hazırlamış ve Fatima'nın 3. Sır'rına 'De Nivissimis' adını vermiştir. Bu Latince sözcük, 'Zamanların sonuyla ilgili olay veya konu'dur. Doktrinsel olarak yaşadığımız dönemi refere etmektedir.

Bu yaklaşım, önceki Papa VI. Paul ve tüm İncil yorumcuları tarafından da kabûl edilmekle birlikte ancak 31 Aralık 1999 tarihinde 3. Sır açıklandıktan sonra duyuldu. Öte yandan Vatikan'ın karmaşık ve karanlık koridorlarından geçtikten sonra 13 Mayıs 2000'de açıklanabilen 3. Sır'rın içeriği acaba ne kadar doğruydu veya ne kadarı değiştirilmişti?

Her şeye rağmen, kesin olan tek şey, tüm inanmış hıristiyanların kendilerine yönelen ve gittikçe yaklaşan bir kötülüğün varlığına inanmış olmalarıydı. Tehlike de kendilerinden değil, kendilerinden olmayanlardan gelecekti. Yani, inançlarına karşı olanlardan korkmalıydılar.

Fatima tartışmaları sürürken yine Ratzinger devreye girdi: 'Vahiylere veya kehanetlere inanmak dogma değildir. Elbette birileri inanamayabilir. Ama biz burada dogmaları tartışmıyoruz' dedi ve hemen akabinde inançlıların moral kazanmaları ve insan ırkının devamı için Tanrı'nın Mesajı'nın dinlenmesini istedi. Ratzinger denilen adamın doğru deşifre edilebilmesi için bu konudaki konuşmasını tam metin olarak aktarıyorum:

'Haç'ın amacı ve

tarihin rehberliği'

'Vizyonda 3 önemli sembol var; sarp bir dağ, harabelere dönüşmüş bir kent ve ağaçtan yapılmış dev bir haç. Dağ ve kent insanlık tarihinin arenasını simgeliyor; tarih zirveye giden çok yorucu tırmanış ve insanın sosyal uyum ve yaratıcılığının arenası. Aynı zamanda da yıkım yeri.

Dağdaki haç, amacı ve tarihin rehberliğini gösteriyor. Haç, yıkımı kurtuluşa dönüştürür. Tarihin ıstırapları simgelenir ama aynı zamanda vaadler vardır. Doğrudan haç'a gidilerek dar ve sıkıştırılmış bir yolda olduğumuz gösterilmiştir.

Vizyonun sonuna bakarsak biten yüzyılı şehitlerin yüzyılı olarak tanımlayabiliriz. Öyle bir yüzyıl ki acı ve zulüm dolu savaşların yaşandığı bir yüzyıl. Son 50 yıl savaşlarla ve gaddarlığın, zulmün bilinmedik türleriyle dolu. Bu vizyonun aynasında 10 yılda bir inancımızı kanıtlamak zorundayız.

Oraya varmadan önce büyük kentin harabelerinden geçecek, bir an duraklayacak sonra acı, sıkıntı ve üzüntü çekecek, yoluna çıkan ölülerin ruhları için dua edecek, dağın tepesine vardığında büyük haç'ın önünde dizlerinin üstüne çökecek, bir grup askerler tarafından öldürülecek... Ateşli kurşunlar ve oklar atılacak.

Aynı yolda öteki rahipler, piskoposlar, dindar kadın ve erkeklerle, farklı sınıflar ve ortamlardan birçok insan ölecek. Şimdi adımı ilan et; insanlığa büyük ceza verilecek, bugün değil, yarın değil ama 20. Yüzyıl'ın ikinci yarısında.

Bu Şeytan'ın görevlileri

ile kimler kastediliyor?

Şeytan gücünü çok iyi ve yerinde kullanıyor. İnsanları kışkırtıyor, olağanüstü etkili ve güçlü silahlar yaptırıyor. Kilise için büyük bir yargı dönemi olacak. Dönüp bakıldığında, acı, keder, yoksulluk görülecek. Tüm kentler harap olacak.

Çok yakında iyiliği, kötülük öldürecek. Tüm güçlüler; iktidardakiler, liderler, yöneticiler ve taraftarları küçülecek. Heryerde ölüm olacak, saçma ve anlamsız hatalara düşülecek, dünyayı sadece Şeytan'ın görevlileri yönetecek.

Sonunda tüm olanlardan kurtulanlar ve hálá yaşayanlar Tanrı'yı ve O'nun görkemini yine ilan edecekler ve dünya tamamen bozulmadan O'na hizmet edecekler.' (BBC, 26 Haziran 2000)

Bu yazı 814 defa okundu.