En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

Reel-politik sendrom!



Geçtiğimiz Pazar günü Hürriyet’teki köşesinde Enis Berberoğlu bakın neler yazmış… “Türkiye terörle savaşta, amaç ve araçlarını daha iyi seçmeli. Diyelim ki meselemiz sadece PKK ile. O zaman bölgedeki Kürtlerin tamamını ve onlara şu an için şiddetle ihtiyaç duyan küresel güçleri karşımıza almanın álemi nedir? …. Ortadoğu'daki yapılanmanın iki hedefi olarak sayılan Suriye ve İran'la kader birliğine gitmek yanlıştır. PKK ile yıllarca silahlı mücadele veren Barzani'ye sırt çevirmek de öyle!”

Peşin söyleyeyim, Berberoğlu, İstanbul’dan dünya politikalarını kulaktan dolma, afaki duyumlarla yönlendirmeye meyilli köşe yazarları gibi değildir… Bol bilgili, iyi analizlere dayanan yazılar imar eder. Zaten bunun için yazıyorum…

Berberoğlu yaygın bir hataya ortak oluyor.. Bu hata uluslararası ilişkiler üzerine yazan “düşünürlerin” çoğunda mevcut. En yakın örneği, Kuzey Irak’a Türkiye üzerinden ABD askeri gönderilmesi meselesinde, yani politik tarihimize “tezkere” kod adıyla geçen olayda yaşandı.

Kalem oynatan herkes “gönderelim, şu açılardan iyi olur”, “göndermeyelim, bu açılardan iyi olur” keskin ayrımı içinde cepheleşti ve kendi görüşünü inatla savundu. Zamanında söylediği fikirler içinde “konjonktürel” gelişmelerle çakışan önemsiz benzerlikler olduğunu fark edenler içinde, “ben dememiş miydim” minvalli yazılar döktüren kalem erbaplarına hala rastlıyoruz.

Hataya dönelim… Ben buna “reel politik sendromu” diyorum.. Hızla sirayet eden, çoğu zaman yakalandığınızı bile fark edemediğiniz bir hastalık… “Vicdanı” iflas ettiren bir tür lanet bu!

Karşı karşıya bulunduğunuz sorunun çözümü yolunda, dünya, bölge ve ülke “gerçeklerinden” hareket ederek çözümler üretiyorsunuz.. (Bakın bu tanımı bile ne kadar akil duruyor değil mi? Esasen sorun da buradan başlıyor.)

Bu çözümler genellikle “orijinal” değildir ve “taraf” tutmanızı size dayatan, mecbur kılan analizlerdir.. Sorundan sıyrılmak için attığınız her adım, “palyatif” ve günü kurtaran bir hamle olur ve her defasında birilerini kendinize düşman yaparsınız.

Bu noktadan sonra, “doğrusunu” yapıyorum ama “doğru olan”ı yapıyor muyum diye soramıyorsunuz… İkisi gerçekten farklıdır!

Berberoğlu’nun paragrafı üzerinden gidelim… Ne diyor, “Bölgedeki Kürtlerin tamamını ve küresel güçleri karşımıza almanın alemi nedir?” Şudur… 1. Bölgedeki Kürtlerin hepsi zaten bizim karşımızda değiller. 2. Yanlış yapıyorsa küresel güçler değil, alem-i cihanı gelse karşınıza almaktan çekinmeyeceksiniz.

“Suriye ve İran’la kader birliğine gitmek yanlıştır!” Kader birliği yapalım diyen zaten yok ama “doğru”yu yapıyorlarsa neden yanımızda olmasınlar?.. Her iki ülkenin geçmişte ve belki fırsat bulsalar şimdi de Türkiye’nin iyiliğini düşeneceklerinden ben de şüpheliyim.

Ama bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir misali, duruşları doğruysa aynı görüşleri tekrarlarız…. Hiçbir beis olamaz!

“Barzani’ye sırt çevirmek niye?” diye de soruyor Berberoğlu…

Bakın devlet nasıl devlet olur biliyor musunuz.. İhaneti affetmeyeceksiniz! İçerde veya dışarda fark etmez. Bölgede Barzani geleneği fırsatçılık demektir. Bunu unutmayacaksınız. İlk fırsatta sizi arkanızdan bıçaklayacaktır.. Kesindir!

Devlet, reel-politiğin menfaat tezgahlarına sürüklenmektense, tarihten çıkardığı dersleri kulağına küpe yapandır. Sonra gün gelir, “onbaşınıza selam duran adama devlet başkanı muamelesi yapmak zorunda kalırsınız!”

Yalan mı?

Konjonktür ne olursa olsun “doğru” duruşunuzdan bir adım geri atmayacaksınız.. Bedeli?.. Onu da “gık demeden” ödeyeceksiniz. Eh, zaten ödüyoruz.

Bunu, yani sadece “doğru” olanı yaparsanız devlet olursunuz. Zaten bir daha kimse sizden “reel-politik”e uygun davranmanızı isteyemez. Zira bu reel politik aslında “onların” dümen suyudur.

Küresel güçlerin peşinden ne olursa olsun gitmek ne zamandan beri “doğru” oldu? Bunu yapana devlet denir mi?

İstenen tüm ülkelerin “saygı” duyduğu bir ülke olmaksa bedeli ne olursa olsun “doğru”yu yapacaksınız. Reel-politiğin doğrusunu değil, “yanlış”ın tersi olan, vicdanınızın “doğru”sunu. Devlet böyle olunuyor.



Bu yazı 1,519 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,046 µs