En Sıcak Konular

Mustafa Ünal


Mustafa Ünal
0 0 0000

Sezer siyasete atılsın...



Son günlerde irtica haberlerinde büyük artış var, önceki gün Zaman’da grafiği yayınlandı. Gazete sayfaları, televizyon ekranları bu tip haberlerden geçilmiyor.

Artış irticada değil haberlerde... Allah’tan Türkiye bu sun’i gündemlere, puslu havalara alışık. Amaç irtica ile mücadele falan değil, irticayı iktidar oyununun bir parçası olarak kullanıyorlar. Hedef de belli; bu konuda hassas olduğu bilinen dinamikleri sahaya çekmek... Ama tezgâh çok sırıtıyor. Bu oyun tutmayacak.

Yalnızca siyasetçiler değil, eski ve yeni cumhurbaşkanları da sahnede. Demirel eleştirilerle yetinmiyor, hükümete karşı siyasi blok oluşturma telaşında. Cumhurbaşkanı Sezer de benzer arayışın içinde. Vetolar artık kesmiyor, başka çareler peşinde.

Dün Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök yazdı; Sezer, geçen hafta Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarı İlhan Selçuk’la bir araya gelmiş. Dikkatli okuyucular hatırlayacaktır; daha önce bu sütunda ikilinin mutat görüşmeler yaptığı yer almıştı. Harbiye’deki konuşmanın üslup ve içeriğinin İlhan Selçuk’tan izler taşıdığına dikkat çekmiştim.

Özkök’ün yazısı görüşmeleri teyit ediyor. Cumhurbaşkanı’dır, dilediği gazetecilerle oturup konuşma dertleşme hakkı elbette vardır. Gazetecilerin büyük çoğunluğuna kapılarını kapatırken sadece, tirajı çok gerilerde seyreden bir gazetenin yöneticileriyle bir araya gelmesini pek sağlıklı bulmuyorum. Hele bu, kendi dünyası dışında başka dünya tanımayan, dar ve katı bir çevrenin ideoloğu durumundaki İlhan Selçuk olursa... Sezer’e tekrar hatırlatmak istiyorum; cumhurbaşkanı kelimesindeki cumhur, Cumhuriyet Gazetesi’nin cumhuru değil, halk anlamında...

Tarifi Cumhuriyet Gazetesi gibi kendisine benzemeyenleri dışlayıcı değil, aksine herkesi kapsayıcı; halkın tamamını, bütününü ifade ediyor. Cumhurbaşkanı Sezer ile İlhan Selçuk’un sık sık buluşmalarının ne önemi var, iki dostun görüşmesi diyebilirsiniz. Öyle değil. Önceki gün Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfasında yukarıdan aşağıya kadar uzanan bir başyazı yayınlandı. Altında imza yok, Özkök köşesinde ‘Bu yazıyı genellikle İlhan Selçuk yazar’ diyor.

Yazı ilginç, Başbakan ve Meclis başkanının konuşmalarına dikkat çekerek; ‘Bu yolda yürürlerse Sayın Cumhurbaşkanı ister istemez anayasal görevinin gereğini yerine getirmek zorunda kalacaktır ki Çankaya’nın bu tutumunu taraf tutmak diye nitelendirmeye çalışmak hukuk devleti mantığına aykırı davranmaktan gayrı bir içerik taşımaz’...

Anayasal görevini yerine getirmek zorunda kalmak... Ne demek bu? Sezer ne yapacak? Bu satırlar belli ki bilgiye dayanıyor. Cumhurbaşkanı Sezer’in başından beri Cumhuriyet Gazetesi üslubuyla AK Parti iktidarına muhalefet yaptığını bilmeyen yok. Sadece siyasi konularda değil, ekonomik mevzularda bile hükümetin hamlelerini geri püskürtüyor. 2B’de olduğu gibi...

Daha öte ne yapabilir? Görev süresinin dolmasına bir yıldan daha az bir süre kaldı. Geri sayım başladı. Emekli olduktan sonra pekala, Tayyip Erdoğan’ın alternatifini üretmekte zorlanan siyasete yeni bir soluk olabilir. Yeni bir parti kurabilir; ama bu zordur, teşkilat falan zahmetli iştir, partilerden birinin başına geçebilir. Bu en doğru yoldur onun için. Cumhuriyet Gazetesi yazarlığından daha fonksiyoneldir üstelik.

Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk bir dergiye verdiği mülakatta ‘Sayın Sezer’in konuşmasında birçok yer bana yabancı gelmedi. Baktım bir başkası yazmış.’ dedi. İkisi de yargı camiasından olduğu için Sami Selçuk, Sezer’i yakından tanır. Sezer, Anayasa Mahkemesi başkanı olduğunda hak ve özgürlükleri bayraklaştıran bir konuşma yaparak, Çankaya’ya giden yolun kapısını açmıştı. O konuşmayı yazan da kendisi değildi, nereden devşirme olduğunu yakından biliyorum.

Umarım Sezer, emekli olduktan sonra siyasete atılır, aslında görev süresinin dolmasını beklemesine de gerek yok...

Bu yazı 979 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz duruşu
    • 23 Eylül 2012 'Balyoz' yok sayılamaz
    • 19 Eylül 2012 Menderes'in kabrinde bir CHP lideri
    • 5 Eylül 2012 İki görüşme...
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek'in çıkışı
    • 1 Ağustos 2012 Tutukluluk avantaja dönüşmemeli
    • 29 Temmuz 2012 Rüya gibi
    • 25 Temmuz 2012 Suriye nelere gebe?
    • 18 Temmuz 2012 CHP değişir mi?
    • 1 Temmuz 2012 Davutoğlu ile Suriye...
    • 27 Haziran 2012 Cevap, yeri ve zamanı geldiğinde...
    • 20 Haziran 2012 Dağlıca yine dağladı
    • 17 Haziran 2012 7+5 senaryoları
    • 13 Haziran 2012 Kürtçe derste tarihî adım
    • 8 Haziran 2012 İyimser hava
    • 30 Mayıs 2012 'Hassas ve gerilimli iş'
    • 23 Mayıs 2012 Meclis'te Erdoğan barışı
    • 18 Mayıs 2012 Rota başkanlık sistemi
    • 16 Mayıs 2012 Tutuklu vekillere yasayla tahliye yok
    • 9 Mayıs 2012 28 Şubat'ın dalga boyu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,058 µs