Dün sabah, gelen mesajlara bakıyorum.
"Asker göndermeyin!" ana fikirli yazıyı yüreğiyle, heyecanıyla, düşüncesiyle, sesiyle paylaşan ne çok kişi.
Gönderilmesi için kendince gerekçe bulan birkaç kişi de var elbette.
Ama arada bir pozisyon daha var ki, o tamamen "AKP modeli".
Çünkü bu halka yalan söylendi ve bir bölümü bunu o şekliyle doğru kabul etti.
Seçtikleri, temsil görevi verdikleri, özellikle de tepedekiler bu işte çok yalan söyledi.
Yalanlar yetmedi;
"Asker göndermeyelim diyen vatan hanidir... Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" diye hakaret de edildi.
Bunlar kurşun yarasından beterdir.
Bunların açtığı yarayı hiçbir uyduruk pansumanınız temizleyemez!
Bunların yaraya saçtığı mikrobu hiçbir tezkere alt edemez!
Yalan dolanla, mevzuu saptırmak ve hedef şaşırtmakla oluşturulan "şaşkın pozisyon" şöyle bir şey.
Bu ülkede vatandaşların bir kısmı, özellikle de Başbakan'a inananlar, güvenenler, onun dediklerini doğru kabul edenler, muhtemelen bir sürü partili, mebus ve seçmen durumu baş aşağı anlamış:
Bir okur ile sabah sabah elektronik mektup teatisinden aktarıyorum:
OKUR: Peki askerimizi göndermeyelim. Ne yapalım, seyirci mi kalalım. Bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mı diyelim. Taraf olmayalım mı? Orda haksız yere canlar kıyılırken sıcak yataklarımızda uyuyalım mı? Tarih bize bunun hesabını sormaz mı? Tarih sormasa vicdanlarımız da mı sormaz? Haklısınız, korunacak bir barış yok orda. Oraya ancak savaşmaya gidilir. Ama birilerinin maşası olarak savaşmaya değil, inandığımız değerler için savaşmaya. Eğer asker o bilinçte değilse gitmesin zaten.
BEN: Af edersiniz ama, ben anlamadım herhalde, oraya kimi korumaya gittiğinizi sanıyorsunuz? İsrail'i Hizbullah'a karşı korumaya gidiyorsunuz. Galiba siz durumu tersinden anlamışsınız. İnandığınız değer hangisi? Kendi iddiasına göre, oradaki anaları, babaları koruyan Hizbullah'tı. Sizi onu silahsızlandırmak üzere ABD çekiyor oraya. Sonra, aynı Okur' dan tekrar mektup geliyor. Yine şaşırtıcı ve ne kadar iyi niyetli!
OKUR: Geç anlamak anlamamaktan iyi midir? Gerçekten ben tam tersi anlamışım ne yazık ki. Bir haftadır ben haklılığımı ispatlamaya çalışıyorum insanlara. Bugünkü yazınızı okuduğumda size hak verdim ancak kendimle çelişip açıkçası kafam karışmıştı. Sanırım şu an anlayabiliyorum, geç de olsa. Bana geri döndüğünüz ve uyardığınız için teşekkür ederim.
AKP milletvekillerinin çoğunluğu ise anladı ve anlamazlıktan geldi.
Bunun, "Dünyaya tek ses vermek" le ne alakası vardı?
İnsanlıkla, vicdanla filan ne alakası vardı?
Bu kararın milletle, halkla, toplumla ne alakası oldu!
Yalanla şişen balon, tabuta çakacağı ilk çiviyle patlar!
Allah insanı "Çivi kafa" olmaktan korusun.
Ama insan kafasını zorla çekicin altına uzatıyorsa...
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle