En Sıcak Konular

Erdal Şafak


Erdal Şafak
0 0 0000

Uçurumun kıyısında



İran krizindeki gelişmeleri altalta sıralayınca, insan derin bir uçurumun kıyısındaymış hissine kapılıyor. İşte bir günün özeti:

* BM Güvenlik Konseyi'nin tanıdığı sürenin dolmasına bir hafta kala İran "Yaptırımları göğüslemeye hazır olduğu" mesajı verdi.
* İran'ın nükleer programını yürüten ekipten bir yetkili, yarı resmi "Mehr" ajansına, sürenin dolacağı 31 Ağustos'tan önce "Üst düzey bir yönetici"nin kamuoyuna "müjde" vereceğini açıkladı ve ekledi: "Bu müjde İran'ın nükleer uzmanlarının çok büyük bir başarısıyla ilgili olacak."
* 3 yıl önce İran'ın gizli nükleer çalışmalarını ortaya çıkaran Halkın Mücahitleri Örgütü yeni bir gelişmeyi duyurdu: "Mollalar rejimi P1'den sonra P2 satrfüjü de üretmeyi başardı." Yeni kuşak santrfüj olan P2, daha kısa sürede daha yüksek oranda uranyum zenginleştiriyor. Örgüt, Paris'te düzenlediği basın toplantısında, P2 projesinde görevli 18 uzmanın isimlerini saydı, çalıştıkları gizli yerin krokilerini gösterdi ve İran'ın atom bombası yapmak için gerekli 14 kilo plütonyum üretme hedefine ulaşmak üzere olduğunu bildirdi.
* Rusya olası savaşlarda dost ve düşman ülkeler kavramına açıklık getirmek için askeri doktrinini yenilemeye karar verdi. "Novosti" ajansının başvurduğu bir uzmanın yorumu şöyle: "Yeni doktrine göre Rusya uluslararası terörle savaşta veya kitle imha silahlarıyla dünya barışını tehdit eden diktatör bir rejime karşı mücadelede ABD ile NATO'yu dost kabul edebilecek. Ancak ABD ve NATO örneğin küresel düzenin değiştirilmesi gibi girişimlerde Rusya'nın düşmanı olacak."
* İsrail Devlet Bakanı Rafi Eytan (Mossad eski başkanlarından), Batı ile İran arasında çıkacak çatışmada İslam Cumhuriyeti füzelerinin ilk hedefinin İsrail olacağını söyledi, "Vakit yitirmeden halkı bu saldırıya hazırlamalıyız" dedi.

Patriot ne işi yarar?

* Rus "Kommersant" gazetesine göre, İran uluslararası toplumla çatışmayı göze aldı. Çünkü, çatışmadan galip çıkarak hem büyük güçler kulübüne gireceğine, hem de İslam dünyası liderliğine yükseleceğine inanıyor. Gazete değerlendirmesini şöyle noktaladı: "İran'ın nükleer teknolojiye sahip olmasını önlemenin tek yolu var; ya rejimi yıkacaksınız, ya da ülkeyi!"
* ABD bunu göze alabilir mi? Yanıtı Yeni Muhafazakarlar'ın beyin takımından Bill Kristol versin: "Dışişleri Bakanı Rice'ın uzlaşma arayışlarına dayalı politikası sonuç vermedi. Bush için zor kararlar alma zamanı hızla yaklaşıyor. "
* Rus "Nezavissimaya Gazeta"ya konuşan bir diplomat, savaş çıkarsa İran'daki Rus vatandaşlarının hızla tahliyesini öngören planın hazır olduğunu bildirdi!
Böyle bir ortamda Türkiye'nin "Patriot" almak için görüşmeler yaptığı açıklandı. Patriot ne işe yarıyor? Düşmanın nükleer, kimyasal ve mikrop bombaları taşıyan füzelerini düşürmeye? Türkiye neden bu sistemden istiyor? Patriot'ları üreten Lockheed sözcüsünün ifadesine göre, "İran'a komşu olduğu için..."
Bu açıklama bize geçen ay ABD Senatosu Çoğunluk Grubu (Cumhuriyetçi Parti) Başkanı Bill Frist'in Bush'a yayınladığı açık mektubu çağrıştırdı: "İran tehdidine karşı Avrupa'daki bir NATO ülkesine hemen yeni bir füzesavar sistem kurmalıyız." Sizce hangi ülkeyi kastetti?

Bir çağrışım daha: Geçen yıl sonlarında CIA Başkanı Porter Goss, Ankara'ya niye gelmişti? Batı ve İsrail basınının iddia ettikleri gibi, İran'a saldırıda kullanmak amacıyla askeri üs istemek için mi?

Derin bir uçurumun kıyısındaymış hissine kapılıyoruz... Abartıyor muyuz?



Bu yazı 1,029 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Temmuz 2012 Körfez'e büyüteç
    • 22 Temmuz 2012 Tarih yolları kesiştirince...
    • 4 Nisan 2012 Demokrasiyi taçlandırmak
    • 1 Nisan 2012 Suriye aktörleri
    • 4 Mart 2012 Fıkra gibi
    • 1 Şubat 2012 Konsey'i beklerken
    • 16 Ekim 2011 1961 Ekim'i
    • 26 Eylül 2011 New York'tan dönüş gündemi
    • 20 Ağustos 2011 Şam'la satranç
    • 12 Ocak 2011 Aslında biz bize yeteriz
    • 8 Ocak 2011 Referandum
    • 26 Aralık 2010 Krizin öbür yüzü
    • 27 Kasım 2010 Senede bir gün
    • 18 Kasım 2010 Savaş Lordu
    • 16 Kasım 2010 Beşik sallanıyor
    • 9 Ekim 2010 Sri Lanka modeli
    • 26 Eylül 2010 Dolmabahçe'de medyatik kahvaltı
    • 28 Ağustos 2010 BDP'lilerin söylemleri
    • 30 Haziran 2010 Ortaklık
    • 15 Mayıs 2010 Atina'dan

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,581 µs