En Sıcak Konular

Sami Kohen


Sami Kohen
0 0 0000

Cevaba cevap ne olacak?



ULUSLARARASI camianın İran'ın cevabına nasıl bir cevap vereceği henüz belli değil.

İran yönetiminin öneriyi yapan "Altılar" grubuna önceki gün ulaştırdığı 21 sayfalık metin, halen ilgili başkentlerde titizlikle inceleniyor. Anlaşıldığı kadarıyla, İran uranyum zenginleştirme programını askıya alması talebine direkt veya açık bir yanıt vermiyor; buna karşılık öneride yer alan hususların -ve bu arada ekonomik ve teknolojik yardım gibi avantajların- müzakereye açılmasını istiyor.

"Altılar" şimdilik İran'ın cevabını reddetmiyorlar. Amerikalılara kalsa, herhalde reddedecekler ama, grubun diğer üyeleri acele edilmemesinden ve bu metindeki "bazı olumlu unsurların" dikkate alınmasından yana. Nitekim Rus ve Çin yetkilileri öyle düşünüyorlar. Almanya da belgeyi "ayrıntılı ve ihtiyatlı bir incelemeye değer" buluyor.

Bu durumda İran'ın cevabı karşısında alınacak tavrın bile, bir tartışma -ve anlaşmazlık- konusu olması ihtimali var. İran'ın beklediği de bu olsa gerek.

Büyük oyun

İran yönetiminin bu oyunu başından beri çok iyi planlayarak ve ustalıkla oynadığı bir gerçek.

Başta Batılılar -yanlarına Rusya ve Çin'i de alarak- İran'ı nükleer projeden vazgeçirmek için yoğun baskı altında tuttular. Tahran bütün bu baskılara karşın bildiğini okudu. O kadar ki, 6 Haziran'da kendisine "öneri paketi" sunulduğunda buna yanıt tarihini de bizzat -22 Ağustos olarak- belirledi ve "Bu kadar zamana ne ihtiyaç var?" diye soranlara yanıt bile vermedi.

Tahran yöneticileri, bir yandan nükleer programından "kesinlikle vazgeçmeyeceği" mesajını verirken, diğer yandan -kendisine karşı yöneltilen uluslararası baskıları bertaraf etmek için- bu meselenin müzakere yoluyla hallini arzuladığını göstermeye çalışıyor.

Ancak şöyle bir soru akla geliyor: İran liderleri, kesinlikle uranyum zenginleştirme programından vazgeçmeyeceklerini söylediklerine göre, neyin müzakeresi yapılacak? Daha doğrusu bu programın askıya alınması da müzakere konusu olabilir mi? Dün bir İranlı yetkili "Olabilir, her şey masaya gelebilir" şeklinde konuştu.

Bu sözler gerçek bir niyet ifadesi mi, yoksa bir oyalama taktiği mi? Bunu da diplomatlar araştırmak durumundalar. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi, bu değerlendirmeler, "Altılar"da bir bölünmeye yol açabilir.

Kritik günler

Eğer İran'ın yanıtı dikkate alınacak ve hele bir görüşme süreci başlayacaksa, 31 Ağustos "kritik tarihi" atlatılabilir. Güvenlik Konseyi'nin daha önce aldığı karara göre, İran o tarihe kadar nükleer programını askıya almazsa, "yaptırım uygulaması" gündeme gelecektir.

Ne var ki, iş o noktaya gelirse dahi, Güvenlik Konseyi'nin yaptırımlar üzerinde bir karar alması da pek kolay olmayacaktır. Muhtemelen Rusya ve Çin bunu istemeyecektir. Kaldı ki, konsensüs sağlansa bile, başvurulacak ekonomik ve diplomatik yaptırımların Ahmedinecad rejimini dize getirmesi olasılığı da çok zayıftır. Aksine Tahran bu kez elindeki kartları oynamaya kalkışacaktır. Bunlar da açıkçası güçlü kartlardır: Petrol sevkiyatını durdurmak, Hürmüz Boğazı'nı kapatmak, Irak'ta, Lübnan'da kendi enstrümanlarını (Şiileri, Hizbullah'ı) kullanarak yeni çatışmalar yaratmak gibi.

Umarız böyle bir zıtlaşmaya gidilmez. Ancak önümüzdeki günler -ve özellikle 31 Ağustos ve sonrası- oldukça gergin geçecek gibi.



Bu yazı 960 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ocak 2012 Rusya ile ''kazan-kazan''
    • 20 Aralık 2011 Irak’taki boşluğu kim dolduracak?
    • 23 Eylül 2011 BM’nin Filistin sınavı
    • 18 Ağustos 2010 Tabular yıkılırken...
    • 6 Ekim 2009 Yorgo’nun dönüşü
    • 6 Mayıs 2009 Şimdiki öncelik Kafkasya
    • 7 Nisan 2009 Obama’dan çarpıcı mesajlar
    • 24 Şubat 2009 Araplar neden birleşmez?
    • 20 Ocak 2009 Obama neyi ne kadar değiştirecek?
    • 23 Aralık 2008 Ortadoğu’da domino oyunu
    • 19 Aralık 2008 Stratejik önem yetmez!
    • 4 Kasım 2008 Sürpriz olur mu?
    • 10 Ekim 2008 Kriz neleri ne kadar değiştirir?
    • 3 Ekim 2008 ABD’de “part-time” sosyalizm!
    • 19 Eylül 2008 Livni ile barış olur mu?
    • 16 Ağustos 2008 İran’la ilişkilerde ince ayar
    • 1 Ağustos 2008 Türkiye şimdi nasıl görünüyor?
    • 10 Temmuz 2008 Neden İstanbul?
    • 22 Şubat 2008 Sarkisyan'dan beklenen...
    • 20 Şubat 2008 Castro gitti ama Castroizm sürüyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,524 µs