M. Ali Kışlalı
0 0 0000
PKK, İran ve Türkiye
1990'lı yılların başında Türkiye'ye sınırlarından girip vur-kaçlar yapan PKK'ya neredeyse tüm destekleri veren İran'ın şimdi Kuzey Irak'taki PKK sığınaklarını bombaladığı haberleri geliyor.
ABD'yi arkalarına alarak Türkiye'nin bölgede PKK'ya karşı hareket etmesini önleyen Barzani ve Talabani İran bombalarını çaresizlik içinde seyrediyor.
Türkiye'nin yapamadığını şimdi İran yapıyor PKK'ya karşı.
K. Irak, Humeyni devriminden sonra zaman zaman İran ile Türkiye arasında hem rekabet hem de işbirliği alanı oldu.
O bölgede bir Kürt devleti kurulmasına karşı, çeşitli düzeylerde, çeşitli zamanlarda birbirine yaklaşan iki ülke çoğu zaman karşılıklı kuşku içinde de oldular. Şimdi biraz da İran'ın uluslararası düzeyde nükleer enerji sorunu dolayısıyla, ılımlı bir ilişki düzeyini yaşıyorlar.
Türkiye'nin PKK konusunda İran'a gereksinimi var. İran'ın da Türkiye'ye, ABD'nin yarattığı tehdit söz konusu olduğunda Türkiye'nin taraf tutup üslerini kullandırmaması için.
Dışişleri Bakanlığı'nın, uluslararası alandaki uzman katkılarıyla, İngilizce yayımladığı 'Perceptions' dergisindeki bir makalede iki ülke arasındaki gerginliğin üst düzeye 1990'lı yıllarda, Türkiye PKK'ya karşı mücadelesinde sık sık K. Irak'a girdiği dönemde ortaya çıktığına işaret ediliyor.
Türk istihbarat kaynaklarının İran'ın PKK'ya, o dönemlerde nasıl destek verdiğini saptayan gözlemleri de makalede yer alıyor. Bununla beraber, İran'ın Türkiye'nin şikâyetleri karşısında, bunları duymazdan gelip; topraklarındaki rejim muhaliflerinin, özellikle Halkın Mücahitleri örgütünün Türkiye'deki faaliyetlerini daha ciddi şekilde izlenmesini istediği kaydediliyor.
İran yönetiminin Türkiye'nin K. Irak'taki bu girişimlerinin, petrol kaynaklarına sahip Musul bölgesinin ele geçirilmesine yönelik olduğunu düşündüğü, böyle bir neticenin ortaya çıkmasının bölgedeki dengeleri İran aleyhine bozacağına inandıkları hatırlatılıyor.
Ayrıca Türkiye'nin o bölgede ağırlık kazanmasının İsrail ve ABD ile birlikte İran'daki azınlıkların manipüle edilmesinde rol oynayacağı düşüncesinden dolayı da İran'ın K. Irak'taki Türk operasyonlarına karşı çıktığı vurgulanıyor.
O zaman bu koşullarda Irak Kürtlerine, Türkiye'ye karşı destek veren İran bugün Türkiye'nin yanında gözüküyor.
İran'ın PKK'ya karşı takındığı bu yeni tavrın iki ülke ortak sınırları üzerindeki operasyonlarda ve genel güvenlik durumunda etkili olacağı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin işini kolaylaştıracağından kuşku duymamak gerekir.
Aslında Humeyni devriminden sonra Türkiye yeni İran rejimine dostane yaklaşımda bulunmuş, izlediğim gezide zamanın Dışişleri Bakanı Prof. Gündüz Ökçün, ilk yabancı bakan olarak -davet üzerine- yaptığı ziyarette, yeni yöneticilere dostluk işaretleri vermişti. Sadece Kum kentinde Humeyni'yle yaptığı uzun görüşme tam bir monolog şeklinde cereyan etmiş, daha ziyade Humeyni, Şah rejiminin nasıl devrildiğini anlatan uzun bir konuşma yapmıştı. Humeyni İslamiyet'in her şeyin temeli olduğunu söylemiş, ancak Ökçün Türkiye'nin laik ülke olduğunu, Atatürk prensiplerine göre yönetildiğini, bu görüşmeden sonra ziyaret ettiği, yeni rejimin tam parçası olmadığı bilinen, Türkiye'ye yakın, Türkçe konuşan, Azarbeycan Türklerinin lideri Ayetullah Şeriatmedari'ye ifade edebilmişti.
Humeyni rejimi Ökçün'ün sergilediği bu tutumdan hoşlanmamış, bunu daha sonraki yıllarda, uzun süre Türkiye'ye düşünce tarzını yaymaya çalışınca ilişkilerde gerginlik yaşanmıştı.
K. Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasını istemeyen İran, Türkiye ve Suriye'nin yakın işbirliklerini sürdürdüğüne kuşku yok. İran'ın karşı karşıya kaldığı ABD baskısı da işin içine girince, en azından ortak sınırdaki PKK'ya karşı Türkiye-İran işbirliğinden tam yarar sağlandığını düşünmek gerekiyor.
Türkiye, ABD istiyor diye, iki komşusuyla ilişkilerini bozmamalı.
Bu yazı 1,164 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
10 Ocak 2007
Türkiye çaresiz mi?
-
5 Mayıs 2006
PKK, İran ve Türkiye
Yorumlar
+ Yorum Ekle