Ismet Berkan
0 0 0000
Nereye?
Yargıtay'ın bir hukuk dairesi, Prof. Dr. Ömer Dinçer'in zamanında çok tartışılmış bir konuşma metni için, 'Anayasal düzenle uyuşmamaktadır' diyor.
Peki kim Prof. Dr. Ömer Dinçer? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir numaralı bürokratı, Başbakanlık Müsteşarı. Kimi konularda Başbakan adına imza atma yetkisi bulunan, Türkiye'de devlet aygıtının tam merkezinde kavşak noktası olarak bulunan bir kişi Başbakanlık Müsteşarı.
Ve Türkiye'nin Yargıtay'ı, Ömer Dinçer'in görüşleri için, 'Anayasal düzenle uyuşmuyor' diye karar alıyor.
* * *
Türkiye, hiç gerekli olmayan, kimseye hiçbir fayda sağlamayan bir gerilimin içinde. Üstelik gerilim daha yeni başladı. Yani, şimdilik daha hiçbir şey görmedik. Kim bilir bundan sonra şapkadan daha ne tavşanlar çıkacak?
İktidar, bu gerilimi düşürmek için en ufak bir çaba içinde bile değil. Tam tersine, il kongrelerine ilkokul öğrencilerini, imam-hatiplileri vs. doldurmaktan çekinmiyor.
Kim bilir, belki de AKP bu gerilimden oy kazandığını düşünüyor. Veya belki de AKP yönetimi, o tanıdık cemaat evinin sıcaklığını özlediler ve oraya geri döndüler.
* * *
Gerilimin sebebi çok belli: Cumhurbaşkanlığı seçimi.
Daha önce defalarca söyledim, tekrar edeceğim: Bizim askeri darbe ürünü Anayasamızın öngördüğü demokratik düzen bir hayli kusurlu.
Bizde kuvvetler ayrılığı var sözde ama bugünkü gibi tek parti iktidarları söz konusu olduğunda, yürütmenin merkezini teşkil eden hükümet aynı zamanda parlamentonun da tek hâkimi oluveriyor.
Böylesi durumlarda, yasamayla bütünleşen bu yürütmeyi dizginleme ve denetleme görevi sorumsuz cumhurbaşkanına ve yargıya kalıyor.
Ama yarın öbürgün o tek parti iktidarı cumhurbaşkanını da seçerse, dizginlenemez ve denetlenemez bir güç çıkacak ortaya.
12 Eylül darbecileri, sistemin Milli Güvenlik Kurulu vasıtasıyla asker tarafından dengelenip dizginlenebileceğini düşünmüşlerdi ama cumhurbaşkanının da 'öteki taraf'a geçebileceği belli ki hiç düşünülmemişti.
O bakımdan Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığının ilk iki yılı Türkiye'de müesses nizam bekçileri açısından bir kâbus gibi geçmişti. Şimdi, daha uzun sürebilecek bir yeni kâbusa hazırlanıyor devletimiz ve kurumlarımız.
Bugünkü gerginliklerin bir bölümünün ardında yatan derin neden bu işte. Ama öte yandan ortada sadece kurumlar tarafından yaratılan bir gerginlik de yok. Dediğim gibi hükümet de aslında gerginliğin sürmesinden hoşlanır bir havada, gerginliğe katkı sağlamaktan geri durmuyor.
* * *
Türkiye, hiç kuşkunuz olmasın bu gerginlikten çok şey kaybeder. Bu gerginliğin bir yıl daha sürmesi bence dayanılır bir şey değil.
O yüzden, iktidarın bir baskın seçime gitmesi ihtimali yok değil. Malum, 'Siyasettir kirlenir, seçimle temizlenir.' Bir seçimin bugünkü gerginlikleri bir anda anlamsızlaştırması ihtimali yok değil.
Birdenbire, seçim sonrasında cumhurbaşkanlığı seçimi konusu görece önemsizleşebilir, daha doğrusu bugünkü tartışmalar ortadan kalkabilir.
Ancak AKP bugünlerde mantıklı davranmaktan bir hayli uzaklaşmış durumda. Erken seçim en çok onların işine yarayacağı halde erken seçimden kaçınmakta ısrar edecekler gibi gözüküyor.
Bu yazı 1,102 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
15 Temmuz 2012
‘Tanrı Parçacığı’ bize neler vaat ediyor?
-
10 Mart 2012
Tartışmayı içerikten biçime kaydırmak
-
25 Haziran 2011
PKK dağdan nasıl iner
-
26 Şubat 2011
1968 neden 68’de olduysa, şimdi de isyanlar ondan oluyor
-
26 Aralık 2010
Seçim soruları: AK Parti kaç alacak, ya CHP?
-
2 Kasım 2010
PKK’nın içine girdiği açmazı görmek
-
31 Ekim 2010
‘Kırmızı Kitap’efsanesinin sırları
-
27 Temmuz 2010
Askeri vesayetin hukuki altyapısı
-
24 Temmuz 2010
Enerji stratejimiz var mı?
-
21 Temmuz 2010
Sahiden 12 Eylül'ü mü oylayacağız?
-
14 Temmuz 2010
İran çelişkileri ve iç politika yansımaları
-
7 Temmuz 2010
Liderler neden görüşecek, neyi görüşecek?
-
5 Temmuz 2010
Dindar solcular
-
3 Temmuz 2010
Kılıçdaroğlu, bu kafayla hiçbir şeyi çözemez!
-
26 Haziran 2010
Hep aynı denklemin içine sıkışmak
-
24 Haziran 2010
Eşit yurttaşlığa dayalı demokratik cumhuriyet
-
13 Haziran 2010
Karpuz gibi ortasından ikiye bölünmüş ülke...
-
6 Haziran 2010
Mahkûmun açmazı: Hayattaki karşılığı
-
24 Mayıs 2010
Maalesef bizde hattı muhalefet yoktur, sathı muhalefet vardır
-
4 Mayıs 2010
Eski defterleri açmak...
Yorumlar
+ Yorum Ekle