En Sıcak Konular

Haşmet Babaoğlu


Haşmet Babaoğlu
0 0 0000

Güvenlik tedbiri dediğimiz aslında düşmanlık üretimi!



Orta Doğu'da patlayan her bomba, kaybedilen her can Batı'ya olan güveni kökünden sarsıyor. Bölgedeki Müslümanlar artık Batı'nın değerlerine, adaletine, sözüne güvenmiyor, inanmıyor.

Öte yanda, sürekli yeni 11 Eylül tedirginlikleriyle yaşayan Batılıların vicdanları "boşaltılıyor" ve giderek hepsi, içinde Orta Doğuluların olmadığı bir dünya arzulamaya itiliyor.

***

Tatilini bitirip ABD'deki evine ve işine yeni dönen bir ahbabım "bu iş kesin bitti" dedi telefonda.

"Nasıl? Ne?" dememe kalmadan devam etti: "Bu kadar güvenlik tedbiri ve paniği insanı da toplumu da yer bitirir. Şu kadar saattir havaalanlarında sürünüyorum ve şimdi içimde tek bir his var: Eve girdim ya, sanki aylarca dışarı çıkmak istemiyorum!"

Öyledir gerçekten!

Sıkı güvenlik ve yüksek düzeyde alarm hali huzur değil, derin ve kalıcı bir huzursuzluk kaynağıdır.

İnsan ruhu sıkı güvenlik tedbirlerini "rahat uyumak" anlamında almaz, "şimdilik paçayı kurtarmak" olarak değerlendirir.

Ve en beteri şu ki, sürekli öfke üretir, nefret biriktirir ve düşmanlığı keskinleştirir.

***

Şimdi şu tabloyu bir gözünüzün önüne getirin bakalım.

Son havacılık verilerine göre dünyada havayolunu kullanan yolcu sayısı 4 milyara yaklaşmış.

Bu sayıda en büyük payı ABD'li uçak yolcuları oluşturuyor.

2005 yılında toplam havayolu yolcusunun 1 milyar 600 milyonu uluslararası seyahat etmiş.

Yolcu trafiği açısından bakıldığında dünyanın en yoğun havalimanları listesinin başında ABD'den 5 havalimanı var. (Örnekse, Atlanta havalimanından bir yılda 85 milyon yolcu geçiyor.)

Tablo bu.

Şimdi de bu kadar çok sayıda insanın artık uçağa binerken cep telefonunu, i-pod'unu, lap top'unu, çocuk mamasını, lens sıvısını, reçeteli de olsa sıvı ilacını, el bagajlarını yanına alamayacağını düşünün.

Diyelim, Los Angeles'tan Avrupa'ya saatler boyu uçacak bir Amerikalı veya İngiliz'in i-pod'unu veya lap top'unu yanına alamamasının bile nasıl çıldırtıcı bir kısıtlama olduğunu düşünün.

Ayrıca...

Bu kadar çok sayıda insanın havaalanlarındaki uzun güvenlik kuyruklarında perişan edildiklerini, her yolculuğa çıkışlarında terör paniğinin, güvenlik aramasında gereksiz yere bir sorun çıkacağı endişesinin yakalarını bırakmadığını düşünün.

Ve şimdi sorun kendinize...

Derinden baktığınızda terör korkusuyla yaratılmış katmerli terör değil mi bütün bunlar...

Elbette güvenlik önlemleri zorunlu.

Şekli tartışılsa da elbette kaçınılmaz.

Ama sonuç, iki yanı da kesen berbat bir bıçağı andırıyor.

Anlamamız gerekir ki, bu düzeydeki her güvenlik operasyonu aynı zamanda onu bu hallere sokan "düşman"ı bir bulsa elleriyle boğazına yapışacak insanlar yaratma operasyonuna dönüşüyor.

İnsanlığın nasıl kısır, nasıl hain bir döngünün içine sıkıştırıldığının farkındasınız değil mi?



Bu yazı 1,012 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 29 Nisan 2011 Çılgın projeyi eleştirenlere bakıyorum da...
    • 17 Temmuz 2010 Cep telefonu beyne zararlı mı?
    • 19 Aralık 2008 Gece... Mevlana... Düşünceler...
    • 16 Ağustos 2008 Giderayak İzmir, Çeşme, Alaçatı...
    • 17 Kasım 2007 Kaybedersek çok üzülmeyeceğim!
    • 27 Ekim 2007 Uçuruma doğru ilerleme
    • 13 Ekim 2007 Bayram gibi bayram!
    • 15 Eylül 2007 Kırılgan dünyalar, gergin tel gibi insanlar
    • 14 Temmuz 2007 İçimizdeki korkunç yalnızlık: Kıskançlık
    • 7 Temmuz 2007 Bu değil halkı, kendini bile tanımamaktır!
    • 5 Mayıs 2007 Mavi tuhaf ve karanlık bir renktir!
    • 21 Şubat 2007 Film deyip geçme, içinde ne çok şey var!
    • 26 Ocak 2007 Irkçılık, Şeytan ve Adem (insan)
    • 1 Ocak 2007 Beş yeni hayat... İşte bayram!
    • 11 Aralık 2006 Merakım dindi, geriye pek bir şey kalmadı!
    • 7 Aralık 2006 Papa ne yaptığını bilmiyor mu?
    • 6 Aralık 2006 Su bitecek, ilgileniyor musunuz?
    • 25 Kasım 2006 Philippe Noiret ölmüş diyorlar
    • 19 Kasım 2006 Romeo ve Jülyet yaşasaydı...
    • 8 Kasım 2006 Ecevit’in trajedisi: Bizi değil kendisini aldattı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,693 µs