En Sıcak Konular

Ferai Tınç


Ferai Tınç
0 0 0000

Kıbrıs’ta PKK krizi



SICAK ve savaş bütün gündemimizi kapladığı için, bir başka sıcak yerdeki, Kıbrıs’taki gelişmeleri ikinci plana ittik.

Olayları yakından izleyenlerin "Ne gelişmesi?" diye sorduklarını duyar gibi oluyorum.

Belki "gelişmemeler" demek daha doğru olacak.

Önceki gün KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca’nın açıklaması dikkatimi çekmeseydi ne olup bittiğini merak etmeyecektim.

Erçakıca, Rum kesiminin PKK ile işbirliği içinde olduğunu söyledi ve bunların belgelerini yakın zamanda Birleşmiş Milletler’e sunacaklarını açıkladı.

Bu açıklamanın nedenini araştırırken, Kıbrıs’ta Birleşmiş Milletler’in girişimiyle teknik görüşmelerin başlama sürecinin hiç de iyi gitmediğini gördüm.

Daha doğrusu iki taraf henüz görüşmelerin metodu konusunda bile anlaşma sağlayamadı. Umarım bu yazıyı yazarken, temaslarda hiç olmazsa bir milimlik bir ilerleme sağlanır.

Erçakıca’nın çıkışının nedeni, Rumların Annan referandumu ile kucaklarında kalan çözüm istemeyen taraf suçlamasını yeniden Kıbrıslı Türklerin üzerine atma taktikleri.

Taktik diyorum çünkü teknik görüşmelere yanaşmalarının esas amacı bu gibi görünüyor. Türk tarafını yeniden çözüm istemeyen taraf olarak ilan ederek baskılardan kurtulmak.

Hem devletin tek temsilcisi olarak kabul göreceksin, hem AB üyesi olacaksın hem de elindekileri paylaşma baskısıyla karşı karşıya kalacaksın. Onların yerinde kim olsa aynı şekilde davranırdı aslında.

* * *

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, bir gazetecinin sorduğu Rumların PKK’ya destek verip vermedikleri sorusunu "Evet, PKK’yı destekliyorlar" diye yanıtlayınca Rumlar ortalığı ayağa kaldırdı.

KKTC Cumhurbaşkanı’nın bir soruya verdiği yanıt, Talat’ın süreci baltalamak için ortaya attığı yeni bir iddia olarak yansıtıldı Rum basınında.

Bununla da kalınmadı Rumlar konuyu BM’nin Kıbrıs temsilcisine götürdüler ve Türk tarafını şikayet ettiler.

Türk yönetimi bu tür iddiaları ortaya atarak 8 Temmuz anlaşmasına aykırı davranmış, başlayan görüşmeleri sabote etmeye kalkışmıştı.

Bunun üzerine BM temsilcisi de KKTC’den izahat istedi.

"Belgeniz varsa verin, PKK’nın güneyde faaliyet gösterdiğine dair bizde belge yok" dedi.

Dün telefonla görüştüğüm KKTC’li yetkililer, Öcalan yakalandığında üzerinden Kıbrıslı bir Rum adına düzenlenmiş bir pasaportun çıktığını anımsattılar. Bu kişi, halen güneyde faaliyet göstermekte olan PKK’nın denetimindeki bir örgütün başkanıydı.

Ayrıca, BM kendisinde belge olmadığını söylüyordu ama Denktaş döneminde BM temsilciliğine bu iddiaları kanıtlayan belgeler verilmişti.

Şimdi onlarla birlikte yeni belgeleri de içeren bir dosya hazırlanıyor Birleşmiş Milletler’e verilmek üzere.

* * *

8 TEMMUZ’da başlayan teknik görüşme sürecinin, Rumlar için zaman kazanma gerekçesi haline gelmekte olduğu anlaşılıyor. Rum Dışişleri Bakanı Lillikas, üç gün önce BBC’de yayınlanan demecinde Kıbrıs sorununa bakış açısını ele veriyor, "Türkler üzerindeki izolasyonların kaldırılmasından söz ediliyor. Ne izolasyonu, bu bir mit haline geldi. İstediler kendilerine Kıbrıs pasaportunu verdik. Onlar kendilerini izole hissediyorlar çünkü kimse onların devletini tanımıyor."

Türkiye’nin, limanların açılmasına karşılık Türkler üzerindeki ambargoların kaldırılması denklemine Rumların yanıtı bu.

İki kesimli yeni bir devlet kurmak için görüşmelere samimiyetle başlayan tarafın yaklaşımı böyle mi olur?

Kıbrıs’taki gelişmeleri yakından izlemekte yarar var, iki ay sonra Avrupa Birliği ile görüşmelerin en kritik konusu olarak karşımıza çıkacak Kıbrıs.



Bu yazı 915 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Kasım 2010 Talabani'nin resti
    • 2 Ağustos 2010 Ortadoğu’da gerilim yüksek
    • 21 Mayıs 2010 Acem oyunu
    • 14 Eylül 2009 12 Eylül ne zamana kadar?
    • 7 Ağustos 2009 Mahmur Kampı neden önemli
    • 10 Mayıs 2009 Anneler en çok barış istiyor
    • 2 Ocak 2009 Geçen yılın iki olayını birinci seçtim
    • 13 Ekim 2008 İlerleme raporunun pazarlama stratejisi belli oldu
    • 11 Ağustos 2008 Gürcü lideri kim itti?
    • 10 Ağustos 2008 Kafkasya’da süper güç rekabeti
    • 4 Ağustos 2008 Kerkük krizi tırmanıyor
    • 26 Mayıs 2008 Fransa’nın eski başbakanı, Sarkozy’ye aldırmayın diyor
    • 25 Nisan 2008 Ortadoğu barışı ve Golan
    • 7 Nisan 2008 Zirvelerin ardından
    • 17 Mart 2008 Dış politikada baskı dönemi başlarken
    • 14 Mart 2008 Açlığın yeni yüzü ve füze kalkanı
    • 25 Şubat 2008 Kıbrıs’ta nerede kalmıştık?
    • 18 Şubat 2008 Kontrollü bağımsızlık
    • 25 Ocak 2008 Ege’de yeni sayfanın manşeti ’cesaret’
    • 21 Ocak 2008 Soğuk savaş üslubu geri dönerken

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,458 µs