En Sıcak Konular

Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen



Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen
0 0 0000

Kahrolsun Engizisyon Anlayışı!



Ne zaman aykırı bir düşünce çıksa hemen ezmeye kalkıyoruz. Ezemezsek engizisyon anlayışı içinde linç ediyoruz. Halkı hastalık lobisine karşı uyaranları, Galile gibi fikirlerini ısrarla açıklayanları postmodern darbelerle ezmek ve yok etmek istiyorlar. Demokrasi ve bilimde postmodern darbenin yeni adı : Balans ayarı. Bilim, medya ve meslek kuruluşları yoluyla aykırı düşünceleri baskıyla sindirmek ve tasfiye etmek. Halkın kafasını karıştırıyor diye Galile'yi mahkemelerde süründüren Engizisyon anlayışı kol geziyor. Orta çağdan beri değişen birşey yok. Değişen sadece Engizisyon sahipleri ve bahaneleri. Günümüzde engizisyonun bahanesi, bilim ve meslek ilkeleri. Bilim, meslek odaları ve medya üzerinde hakimiyet kuran küresel oligarşinin uzantıları, kendi imparatorluğunu tehdit eden herkesi engizisyon anlayışı ile yargılıyor ve mahkum ediyor. Sakın dış görünüşe aldanmayın. Halk sağlığını korumakla yükümlü olan meslek kuruluşları, küresel anlayışın ve hastalık lobisinin oyuncağı olmuş, bizi hasta edenleri değil, bunları teşhir eden sağlık savaşçılarını susturmaya çalışıyor.

Sebep ; hastalık lobisinin satışlarındaki ciddi azalma. Sebep ; Hastalık imparatorluğunun çökme riski. Küresel plana göre toplumu hasta eden, sağlığa zararlı kola, fastfood, GDO mısır şekeri... gibi zararlı maddeleri ifşa eden ve halkı uyaranlar susturulacak ve tasfiye olacak. Sizler, Tabib odalarının ve meslek kuruluşlarının bizi hasta eden küresel şirketler hakkında halkı uyardıklarını ve halkı hasta edenlere karşı savaş açtıklarını, bunları mahkemeye verdiklerini, bilim ve sağlıklı yaşam hakkı adına bunları yargıladıklarını gördünüz mü? GÖREMEZSİNİZ. Bu kuruluşlar, sanki hastalık lobisinin yılmaz neferleri. Bundan böyle, hastalık lobisinin neferleri tarafından sağlığa zararlı olan gıdalar konusunda halkı uyaran, tavuk, süt, yoğurt, fastfood, kola, katkı maddeleri... hakkında konuşan insanlar yok edilecek. Zaten kaç kişi var ki? Yüzbinlerce aydın ve bilim adamının olduğu bir ülkede bizi hasta eden küresel oyunları ve planları açıklayan medyada kaç kişi var? Temizleyin bunları ve salgın gibi yayılan hastalıkları yaşlanmaya bağlayan ve doğalmış gibi yutturanları çıkarın medyaya. Sağlıkta dönen dolapları açıklayanları yok edin ve uyutun hastalıklardan kırılan zavallı halkı. Kanımızı nasıl emiyorlar, kimse bilmesin.

HASTALIK LOBİSİ SALDIRIYA GEÇTİ

Çok yakında sektörün reklamını yapan cici bilim dünyası ile tanışacağız. Bol bol hastalık reklamı yapılacak. Erken teşhisle güya hayatınız kurtulacak ama önce hasta olacaksınız. Hastalık sektörüne karşı çıkanların sahtekar yalancı olduğu algısı yaratılacak. Zaten bu aykırı söylemlerin abartılı ve kasıtlı olduğuna dair dış kaynaklı haberler çıkmaya başladı bile. Hastalık lobisi hiç ummadığınız yerlerden saldırıya geçecek. Trilyonlarca dolarlık bir imparatorluktan bahsediyoruz. Bekleyin yakında göreceksiniz ; GDOdan fastfooda, katkı maddelerinden kimyasal zehirlere... bunların sağlığa zararlı olduğunu gösteren kanıt yok diyecekler. 'Kanıta göre konuşun, yoksa cezaya hazır olun' diyecekler. Eeee? biz neden bu kadar hastayız? Neden kanser ve her çeşit hastalık artıyor? Kanıtı biz mi bulacağız? Kanıt bulamadık diye hastalıktan sürünmek ve ölmek kötü kader mi olacak? 9 yılda 8 kat artan hastalık harcamaları yetmemiş demek ki. 2013 yılında muayene olan 700 milyonluk hasta ordusunu sağlığına kavuşturmak, hastalıkları önlemek artık tatlı bir hayal.

Hastalıktan beslenen hastalık cephesi kelle istiyor. Nedeni çok basit : Yüzlerce milyar dolarlık pazarın sağlık ve doğal beslenme adına küresel sektörlerden köylünün cebine gitme riskinin artması. Herkes evinde yoğurt peynir yaparsa, doğal gıda için marketler yerine köylere giderse, sağlığa zararlı içki, sigara, fastfood, kola ve janjanlı zehirlerden kaçarsa, milyarlarca dolar halkın cebinde kalır. Sağlıklı bir toplumun hastalık harcamalarının azalması da hastalık lobisini çökertir. İşte kopartılan fırtınanın nedeni bu. Yıllardır kurdukları medyada gece gündüz yapılan bilim dışı şarlatan reklamlara ses çıkarmayan ve göz yumanlar, halk sağlığı için çırpınan bilim insanlarına tahammül edemiyor. Toplumu otlarla aldatan şarlatanları bahane ederek sağlıklı toplum için çalışanları susturmanın temelinde kirli çıkarlar yatıyor. Hastalık üreten yaşam tarzının mimarları, sağlıklı toplum için çırpınanları harcamak istiyor. Hem de bilimsel ayak oyunlarıyla.

HANİ DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ?

Aykırı düşünceleri nezaketle dinlemeyi ve bilimin sükuneti içinde tartışmayı ne zaman öğreneceğiz? Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD), "hâmilelikteki diyabet testinin zararlı olduğu" yönünde açıklamalar yapan Prof. Dr. Canan Karatay hakkında suç duyurusunda bulundu. Şimdi de aykırı düşünenlere balans ayarı çekiliyor. Neden? Güya halk sağlığı içinmiş. Beyler, 1990 yılında şeker hastası sayısı 1 milyondu(4). Bugün ise 12 milyon. Bu durum resmen milli felaket. Yarın askere alacak sağlam insan kalmayacak, uyanın. Artan hastalıklar milli güvenlik için en büyük tehdit. McKinsey Global Institute? ın bir raporuna göre obezitenin küresel faturası sigara, savaş ve terörizminki kadar yani 2 trilyon $.

Bu felaketin mimarları kim? Nerede bizim kanıta bağlı konuşanlar? Söyleyin bakalım ; Bizi hasta edenler kim? Halkın sağlığını tehliye atanlar kim? Halkı uyaranlar mı, yoksa uyaranlara karşı savaş açanlar mı? Patlama yapan ve yıllık maliyeti 10 milyar doları bulan şeker hastalığının en önemli nedeni olan GDO'lu mısır şekerini satanları mahkemeye vermek yerine, hastalıkları önlemek için çırpınan Karatay hocayı mahkemeye vermek, balans ayarı çekmek, sindirmek, susturmak kimin işine yarıyor? Kendinize gelin. Bizi hasta eden yaşam tarzının mimarları, karşı çıkanları böylece tasfiye ediyor görün artık.

Şeker ilaçlarına kaç milyar dolar harcıyoruz haberiniz var mı? Şeker hastalığı dev bir sektör oluşturdu. Gizli şekeri teşhis edeceklermiş. Siz önce patlama yapan şeker hastalığını önleyin. Mahkemeye verecekseniz, öncelikle bizi şeker hastalığına mahkum edenleri verin. Bilimsel gücünüz, aklınız, iradeniz varsa, bunu öncelikle bizi hasta edenlere karşı kullanın. Gücünüz yetmiyor mu? Yoksa hasta sayısının azalması hastalık sektörü için çok mu zararlı? Şeker hastalığının önlenmesinde, mısır şekerinin yasaklanmasında Canan hoca kadar, Yavuz Dizdar hoca kadar, Ahmet Rasim hoca kadar halkı aydınlatan oldu da biz mi görmedik? Şeker hastalığının patlama yapması karşısında olağanüstü hal mi ilan edildi?

HANİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ?

Bilim adamları keşfettiği ile gündeme gelir, sağlık felaketlerinde halkı uyarmasıyla tanınır. Bilim dünyamız şimdiye kadar neyi keşfetti, ülkeye ne kazandırdı ve bunları kim tanıyor? Bilim ve aydın dünyamız, akıllı telefonlarla caka satmaktan başka ne yapıyor? Başkalarının yaptığı araştırmaları sanki kendi yapmış gibi ballandıra ballandıra anlatmak, başkasının keşfettiği ilaç, aşı ve teknolojiyi sanki kendi keşfetmiş gibi fiyaka yapmak kime ne kazandırıyor? Gizlenen acı gerçek şu : Bu Engizisyon anlayışı yüzünden 60 yıldır penisilin ve insülin üretmekten aciz durumdayız. Yabancılar Penadur vermeyince sudan çıkmış balığa döndük. Yazdığınız insülinlere her yıl kaç milyar dolar ödüyoruz haberiniz var mı? Mahkeme ile meşhur olmak bizim bilim dünyasının ilk keşfi herhalde. Çok yazık.

Artık bilimsel tartışmaları mahkeme salonlarında yapacağız. Engizisyon mahkemesinde, bilinen görüşlere karşı çıkan ve 'dünya dönüyor' dediği için yargılanan Galile'den beri ilk defa böyle bir trajedi yaşıyoruz. Mahkemede neyi ispat edecekler? Bilim adamları kendini mahkemelerde değil, bilimsel arenalarda ispat eder ve bilgisini halkı aydınlatmak için kullanır. Kendine güvenen bilim adamları, mahkemelerde değil kongrelerde konuşur. Halkı aydınlatmak için de çıkar TV lerde tartışır. Yabancı bilim derneklerine sığınarak, onların rehberlerine güvenerek bilim ilerlemez. Dün yumurta haram diyorlardı, bugün 'helal olsun yiyin' diyorlar. Alın hipertansiyon rehberlerini okuyun: Birinin normal dediğine diğerleri anormal diyor. Sektörel baskı bilimi alt ediyor. Bilimi ve bilim adamlarını sektörün oyuncağı yapıyor. Küresel şirketlerin baskısıyla sürekli değişen rehberler yüzünden 10 yıldır doktor milletini rehber maymunu yaptılar, her ülkenin rehberi ayrı, hani bilimsel gerçekler? Demek ki bilim ve bilimsel rehberler kutsal değilmiş. Karşı çıkan da biz de olduğu gibi bilimden aforoz edilmiyor.

Ancak bilmedikleri bir sırrı açıklayalım : Bu millet canını ve her şeyini riske atarak halkı uyaran, sağlığı koruyan, hastalıkları önlemek için cansiperane çırpınan evlatlarına sahip çıkacaktır. Çünkü bu yaşam savaşında kör ve sağır bırakılan toplumu, bu fedakar bilim insanları koruyacaktır. Bilimde aykırı fikirleri engizisyon ve postmodern darbeyle susturmaya çalışanlara, bilimi hukuka dayayanlara ve bilimi mahkemede arayanlara bir kere daha anlatalım:

Bilim inkâra, din ise imana dayanır. Eski bilgilerimize sıkı sıkıya bağlı kalsaydık, onları inkar etmeseydik bugün hala Taş Devri' nde yaşıyor olacaktık. Hem de cilalı taş devri bile değil, yontma Taş Devri' nde. Çünkü cilâyı da bulan, farklı ve aykırı düşünen insanlar. Bilimde aykırı fikirleri engizisyon ve postmodern darbeyle susturmaya çalışanlara, bilimi hukuka dayayanlara ve bilimi mahkemede arayanlara, 4600 yıl önce yazılan tıbbın ilk yazılı metnini bir kere daha hatırlatalım :

Süper doktorlar hastalıkları önler, vasat doktorlar erken teşhis ve tedavi eder, adi doktorlar ise hastalıktan rant sağlar.

Herkes grubunu ve cephesini belirlesin !

Hangi gruba dahilsiniz?

Hangi cephenin askerisiniz?

Cepheler : Hastalık veya Sağlık cephesi.

www.aciamagercek.com



Bu yazı 3,218 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 21 Nisan 2017 Sömürü Sistemini Yıkmak Kolay Mı?
    • 10 Mart 2017 Bu bir Halk Devrimidir
    • 9 Şubat 2017 Bindik bir Alamete...
    • 2 Ocak 2017 Sağlıkta Milli ve Yerli Çözümler
    • 18 Kasım 2016 Neden bu kadar hastayız?
    • 19 Ekim 2016 Tarihimizle Yüzleşelim
    • 24 Ağustos 2016 FETÖ: Küresel Komplo
    • 21 Temmuz 2016 Milli Devlete Doğru
    • 1 Nisan 2016 Tatlı tatlı yemenin, acı acı geğirmesi olur
    • 9 Mart 2016 Hekimlik Öldü Yaşasın Doktorluk!
    • 14 Ocak 2016 Akademik Yozlaşma
    • 25 Aralık 2015 Bilimin Geldiği Son Nokta
    • 20 Kasım 2015 Sağlıklı Çözümü Hastalık Lobisi Engelliyor
    • 12 Ekim 2015 Aydınlar ve bilim dünyamız
    • 31 Temmuz 2015 Kahrolsun Engizisyon Anlayışı!
    • 15 Temmuz 2015 Bayram Gelmiş Neyime...
    • 2 Temmuz 2015 Bu yazıyı kalbinizle okuyun!
    • 10 Haziran 2015 Sigara ile Mücadele Böyle Olur mu?
    • 3 Haziran 2015 Sağlıkta Devrim
    • 21 Mayıs 2015 Sağlık ve Özgürlüğün Gaspı

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,986 µs